Özgür Amed

Özgür Amed

Terör û Rerörürü û Jaleciğim

Terör û Rerörürü û Jaleciğim

Geçen yıl, yaz aylarında Show Tv’de bir programa denk geldim.

Üniversiteleri tanıtıyorlardı. Daha doğrusu pazarlıyorlardı diyeyim.

Denk geldiğim ve tanıtımına şahit olduğum üniversite müthiş bir yerdi.

Öyle bir anlatımı vardı ki, hayran kalmamak elde değildi.

Üretilen bilim, öğrencilerin müthiş ilgi ve alakası, tesislerin bolca olması, üniversite içi ulaşımın rahatlıkla yapılması, hocaların gösterdiği gayret ve çaba, kent-öğrenci ilişkisinin harikulade gelişimi. Rektörün kenti ve öğrencileri çokça özümseyen-benimseyen yaklaşımları ve vizyon projelerini anlatırken gözlerinin parıldaması…

Böyle yerlerinde var olduğunu bilmek çokça mutlu etmişti beni!

Ekranda izlediğim üniversite tanıtımı Oxford yâda Harvard değildi. Dicle üniversitesi idi.

Ekmek çarpsın, bildiğin küfürler eşliğinde “ohaa ohaa” diyerek izledim. Öyle yerlerden ve öyle kamera açılarından vermişler ki, sunumda “Diyarbakır” adı geçmeyene kadar zaten anlamıyorsunuz neresi olduğunu.

Büyükçe bir hapishaneye dönüşen, fakültelerinin birine ulaşmak için bir ilçeye gitmekle eş değer olan o otantik yolların, Paris sokaklarıymış gibi gözlere sokulmasına ne diyeceğimi bilemedim. Hele ki dışardan gelen birkaç tırşıkçının üniversiteyi yere göğe sığdıramayan anlatımları. O öğrenciler kesin sınava girmeden geçecek.

Şurada anlaşalım: Dicle üniversitesinin en büyük gerçeği ikiyüzlülüğüdür.

Tüm kaleler resmen zapt edilmiş. Sivilî ve harici pek çok polis tersanelerine, pardon sınıflarına girmiş durumda.

Düşünün ki bir eğitim kurumunda öğrenciden çok polis var. Zaten insan gibi eğitim isteyen ve haklarını dile getiren öğrencilerin hepsi de şuan zindanlarda. Binlerce öğrenci gözaltında.

Milano moda haftasının açılışı gibi, her yıl düzenli olarak öğrenci avı başlatılır.

Hukuk öğrencileri sınavları okulda değil, yada hukuku sınıflarda değil bildiğin karakollarda, hapiste tecrübe edip öğreniyor. Fiziği kimyayı devletin bekasından ve bozulmuş tüm türevvari yapısından öğreniyor. Öyle mezun olabiliyorsa oluyor.

Rektör ablamız, canımız, Ayşeciğin fahri saç hemşerisi Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç için ne desek zaten azdır. Kuantumik bakışları ve cemaat için verdiği emek, insanı gerçekten hüzünlendiriyor. Üniversitenin kilitini teslim etmiş birilerine. Kendisi de emanet zaten.

Hele ki alakasız, saçma sapan ve Diyarbakır dokusu ile zerre alakası olmayan sanatçıları getirip, 2 kiloluk gözlüklerini takıp ‘şenlikimsi’ etkinliklerde deliloya durması yok mu!

İnsanın oturup ona “axx çavreşa min, delala min” diye başlayan şiirler yazası geliyor.

Tabi kendisi öğrencileri ile huşu ve mutluluk içinde eğlenirken, 2 adım ötede polis o ara gaz atmaya ve tartaklamaya başlamıştır diğer öğrencileri.

Öğrencilerin kendisine ulaşmak için 100 kere sekterliği araması gerek. Polis engelini aşması da cabası. Hele ki sorunlarını ifade edebilmek için malikânesine gitmeniz gerek. Hele ki politik görüşün de çok mühimdir. Zaten fişlenmişsindir.

Hele ki “bilimsel üretim zırvalıkları” yok mu? Peki neden bu güzide eğitim kurumunda bilimsellik üretilemiyor derseniz? Buyurun cevaba: “Göreve geldikleri günden bu yana üniversitenin çehresini değiştirerek, büyük yatırımlar ve yenilikler yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Saraç, icraatlarını da slayt gösterisi ile tanıttı. Üniversiteden bilim insanlarının ayrılmasını ise bölgedeki terör olaylarına bağladı”

Buyurun size icraat. Buyurun size örnek rektör. Tırnağı kopsa konuyu teröre bağlama geleneğini iyi öğrenmişe benziyor. Zaten üniversite değil bildiğin kışla. Îca ne terör û rörürü gördün Jale? Daha önemlisi şudur: Senin estirdiğin terör neden konuşulmuyor?

Asıl varsa bir terörizm oda senin aldığın kararlar ve estirdiğin yaman politikadır.

Hocalar gidiyorsa büyük ihtimal senin yüzündendir. O aranın çok iyi olduğu Zaman gazetesine “hocalar-terör-bahozun telsizi” konulu bir haberde sipariş etmişsindir kim bilir.

Üniversiteyi duvarlarla örmüşsün. Koltuğuna gömülmüşsün.

Misal Mazhar Bağlı gibi seksist, tacizkar hocalarla “sosyolojik terörü”de estirmişsin.

E daha ne olsun. Böyle nimet düşman başına…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
17 Yorum
Özgür Amed Arşivi