Yüksekova’da sessiz felaket: Kumar ve kolay para hırsı aileleri yıkıyor

Yüksekova’da sessiz felaket: Kumar ve kolay para hırsı aileleri yıkıyor

Geleceğini bu bataklıkta inşa etmeye çalıştığını zanneden bu kişiler, aslında kendileriyle birlikte ailelerini de bu bataklıkta yok ediyorlar. Çünkü sorun, sadece kişiyle sınırlı kalmıyor.

Cihan Canan yazdı:

Çağımızın belki de en büyük belası, sanal kumar ve bilinçsiz finansal yatırımlar… Bir an önce zengin olma hevesiyle başlanan bu illetler, birçok ocağa incir ağacı dikiyor.

Ülkemizde özellikle 2018’de başlayan ekonomik krizle birlikte, genç işsizlik oranında ciddi bir artış yaşanmıştır. Elbette bu ekonomik kriz, ülkenin her bölgesinde, hatta daha mikro bir ifadeyle her il ve ilçesinde farklı zorluklar doğurmuştur. Örneğin küçük şehirlerde işsizlik kendini daha belirgin hissettirirken, büyük şehirlerde daha az kendini hissettirmiştir.

Örnek vermek gerekirse, benim de memleketim olan Hakkâri, yetersiz yatırımlar ve bölgenin coğrafi özellikleri nedeniyle tarıma yeterince elverişli olmaması gibi sebepler yüzünden ekonomik anlamda fakir kalmıştır. Ve bu da bölgede bulunan gençlerin, daha büyük şehirlere iş bulmak umuduyla göç etmesine neden olmuştur.

Kimileri bu büyük şehirlerde iş bulma konusundaki umutlarına kavuşmuşsa da ağır çalışma şartlarına dayanamayıp memleketlerine geri dönmüş ve bölgenin onlar için çizmiş olduğu kadere razı olmuşlardır.

Ülkenin girmiş olduğu ekonomik krizin etkileri katlanarak büyümeye devam ederken pandemi (Covid-19), Aralık 2019’da Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde ilk vakanın tespitiyle birlikte, dünyanın ekonomik anlamda gireceği krizin etkilerini ülkemizde zaten mevcut olan krizi daha da büyüterek çıkmaza sokmuştur. Tabii, bu krizin yukarıda da belirttiğim gibi tüm bölgelerde aynı etkiyi yaratması söz konusu olmamıştır.

Pandemi ve ekonomik kriz sebebiyle orta gelirli aileler yoksullaşmış, pandemiden dolayı evlerde kalan gençlerin sosyal medya ve internet kullanımı artmıştır. Pandemi ve ekonomik krizin yarattığı panik ve bilinmezlik ortamı yüzünden gençler gelecek kaygısı yaşamış, sürecin hiç bitmeyecekmiş gibi bir algının ağırlık kazanması sonucunda ise emeğe olan güven azalmıştır.

Bunun yerine, daha az emek gerektiren ve ulaşılması daha kolay para kazanma isteği öne çıkmıştır. Böylece dijitalleşmeyle birlikte online bahis, slot makineleri ve canlı casinolar gibi oyunlar, artık vazgeçilmez bir para kazanma aracı hâline gelmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, son bir yıl içinde dünya genelinde yetişkinlerin %46,2’si ve ergenlerin %17,9’u en az bir kez kumar oynamıştır.

Bu oranlara baktığımızda durumun ne kadar ciddi olduğu açıkça görülmektedir. Ve daha önce de belirttiğim gibi, yaşanan bu olumsuzluklar, ekonomik açıdan yoksul bölgelerde çok daha ağır sonuçlar doğurmuştur.

Örneğin, benim de öz yurdum olan ve derin bir ekonomik krizin yaşandığı Yüksekova’da gençler; ülke ekonomisindeki tahribat, ucuzlayan emek, artan işsizlik, düşük ücret politikaları ve aynı zamanda bölgenin gelenek ve göreneklerinin getirdiği düğün gibi törenlerde erkek tarafından yüklü miktarda altın talep edilmesi, düğünlerde şabaş verilmesi, şaşaalı takı törenleri ve bunların sosyal medya yoluyla dolaşıma sokulması ve aynı zamanda özellikle sosyal medyada eliyle dolaşıma sokulan pembe hayaller pazarlayan girişimcilik masalları gibi daha sayamayacağım birçok nedenden dolayı, adeta kumar bataklığına sürüklenmiştir.

Geleceğini bu bataklıkta inşa etmeye çalıştığını zanneden bu kişiler, aslında kendileriyle birlikte ailelerini de bu bataklıkta yok ediyorlar. Çünkü sorun, sadece kişiyle sınırlı kalmıyor. Bunun temel sebebi, kumar bağımlılığının zamanla beynin kimyasını değiştirmesi ve para yönetim dengesinde meydana gelen bozukluklar, beyin ödül mekanizmasının etkisiyle de bireyleri bu bataklığa daha fazla sürüklüyor.

Bu değişim, kişinin çevresel etkilere karşı duyarsızlaşmasına yol açarken; zaman, para ve sosyal ilişkiler üzerindeki kontrolünü de tamamen kaybetmesine neden oluyor. Artık birey bu evrede sağlıklı kararlar alamaz; felaket de bu aşamadan sonra başlar.

Kaybettiklerini yerine koyma isteği yüzünden çevresine borçlanır; borç bulamazsa farklı yollarla para elde edip kumarda kaybettiğini geri alma girişimlerine devam eder. Elbette birey bunun farkında değildir: Sistem, belli bir yere kadar kazanmana izin verir; ancak sonunda tüm verdiklerini geri alır. Çünkü kumar algoritması bunun üzerine kuruludur.

Evet, Yüksekova’da her gün yeni bir kumar hikâyesiyle uyanıyoruz. Kimisi bankalara borçlanmış, kimisi tefecilere, kimisi arkadaş çevresine…

Kimisi işini kaybetmiş, kimisi yuvasını, kimisi ise sağlığını yitirmiş, kimisi bütün elindeki varlığını kaybederek ve dönülmez bir çıkmaza girdiğinden intihar etmiştir.

Evet, hikâyeler böyle uzar gider.

Peki, bu kumar bataklığını kurutmak ve hikayeleri tersine çevirmek mümkün müdür?

Yüzde yüz olmasa da elbette mümkündür.

Bunun için;

Sanal kumarla mücadele dernekleri kurmak: Bölgedeki gençleri bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak.

Üretime dayalı yatırımlar yapmak: Bölgenin zengin iş insanlarının, sermayelerini betona değil; gerçek üretim imkânı sunacak projelere yönlendirmeli. Ve bu da gençler için yeni istihdam fırsatları yaratır.

Bölgenin önde gelen kanaat önderleri, STK’lar ve gönüllü psikologlar (patolojik kumar bağımlıları için) görev alarak gençlere bu illetin yıkıcı yönlerini gösterebilirler.

Bir suç teşviki olan düğünlerimizdeki (abartılı altın, takı törenleri ve gereksiz harcamalar) gösteriş daha makul bir düzeye çekilebilir.

Kumara bulaşmış bireyin borçlarını ailenin üstlenmemesi gerekir; çünkü borcun ödenmesi durumunda aynı eylemin tekrarlanma olasılığı yüksektir. Bunun yerine bireyin kendi kumar borcunu kendisinin ödemesi sağlanmalıdır.

Bölgenin vekilleri, bu sanal kumarla ilgili sorunu sürekli meclis gündemine getirmelidirler.

Etiketler : , , , , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum