M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Teröre mesafe ve Kürdler

Teröre mesafe ve Kürdler

İşin garip yanı 30 yıldır bütün Kürdler, siyasiler ve Kürd partileri için “terör ve şiddet” ile aralarına mesafe koymuyorlar diye saldırıya uğruyorlar. Kürdlerin varoluşlarını inkârını dayatmalarını bu saatten sonra bırakın Kürdleri, 800 bin kişilik eğitilmiş ordu dururken “bizi de askere alın” diyen ırkçı savaş yandaşlarından başka hangi Türk’e inandıracaklar?

Terör ve şiddete maruz kalan kim diye sormazlar mı? Roboski’de 34 çocuk; seçim öncesi Diyarbakır, Adana, Mersin; en son Suruç’ta 31 masum gencin katledişini Kürdler mi terör ve şiddet estirerek gerçekleştirdi? Bu satırları yazdığım anda Kürdler tarihlerinin en sıcak saldırıları ile karşı karşıyadırlar. Türkiye Irak’ta, IŞİD Cerablus’ta, El Nusra Afrin’de Kürd kazanımlarını yok etmek için savaş kıskacına alınmışlar. Dünya da bu saldırı ve savaşı izlemekle yetiniyor.

Bakınız size çok basit gelebilecek, ama oldukça önemli ve Kürdlerin tamamını terörist gören son bir olayı paylaşacağım. Kürd folklor kıyafetleri ile davetli oldukları düğüne giden 6 genci polis yolda çeviriyor. Gözaltına alıp karakola götürüyor. Tek sıra hizaya koyarak basına teşhir için (1980’lerde benim gazetecilik yaptığım yıllardan kalma sonra yasaklandı) resimleri çekiliyor. Ve Beştepe Reis’inin polisleri “paralel” polislere rahmet okuturcasına AA, DHA ve İHA gibi abone ağı en geniş 3 ajansa “Dağ kadrosu kıyafetli 6 PKK’li karakola girmeden yakalandılar” başlıklı haberle servis ediliyordu. Bütün medyada bu haberi kullandı.

Değerli arkadaşım, kadim dostum, vicdanlı insan Hürriyet gazetesinin okur temsilcisi sevgili Faruk Bildirici Hürriyet’in de kullandığı ve sonra “Eyleme değil, düğüne gidiyorduk” savunması üzerinden güya haber düzeltmesini yeterli bulmayınca Doğan Emrah Zıraman’ın sorusu üzerine özet olarak pazartesi günü ombudsmanlık köşesinde şunları yazıyordu:

“Ellerinde sadece kurusıkı tabanca vardı. Mahkeme de hepsini adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. ( Dikkat edin adli kontrolle serbest. Yani hala şüpheliler, Kürdler ya. m.l.y.) Öncelikle ‘dağ kadrosu kıyafeti’ tanımını düzeltmeliyim. Yöresel giysileri, PKK’lılar giyiyor diye ‘dağ kadrosu kıyafeti’ olarak adlandıramayız. Her giyene de PKK’lı muamelesi yapamayız. Ayrıca gözaltına alınanları sıraya dizip basına teşhir 1980’lerde kalmıştı ama anlaşılan polis bu yöntemi yeniden devreye koymuş. ( Sevgili Faruk, psikolojik savaşta Kürdlere her şeyi yapmak mubahtır. m.l.y.) Ayrıca haberin AA, DHA ve İHA ajanslarının da geçmesi haberin polis kaynaklarından medyaya yansıdığını gösteriyor. Fakat polisin iddialarına kuşkuyla bakmak yerine haberde hüküm verilmiş; o gençlerin PKK’lı olduğu ve karakol basacakları kesin bir dille yazılmış” demiş. (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/faruk-bildirici_484) internet adresinden makalenin tamamını okuyabilirsiniz.

Sevgili Faruk yandaş,  havuz medya neyse de merkez ve diğer Türk medyası dâhil bütün Kürdlere örnek haberde olduğu gibi “terörist” gözüyle bakıyorlar. Birde “teröristlerle aranıza mesafe koyunuz” diye her gün manşet atarak sorguluyorlar. Ya hem hepsini terörist göreceksiniz, hem “aranıza mesafe koyun” demek nasıl bir şey. İzah etseler de Kürdler  bilse.   

Dünün devamında dönecek olursam; yıllarca kara, fırtınaya, yağmura, çamura, polis, asker, tanka, topa, uçağa, tuzaklara, bürokrat ve siyasilerin zulmüne evet dememiş halkı 2015 yılında yeni saldırılar, operasyon ve iftiralar başlatarak Kürd halkını sindirmeyi düşünüyorlar.

Öldürmek yerine yaşatmak, savaş yerine barış, düşmanlık yerine kardeşlik hükmetmek yerine eşitlik varken 1980’lerdeki gibi folklorcu gençlere iftira atmak 1990 yıllarına dönmek; kime ne kazandıracak? Devlet, hükümet edenler bu gerçeği ne zaman görecek, anlayacaklar?

Kırılmış, vurgun yemiş, ihanete uğramış, kanlar içinde kalmış, ölümü ensesinde sürekli hissetmiş; bir mezarı, bir yası bile olmamış; yenilmiş olsa bile farklı iklime, ortama, mekana sürgün olsa da, fukaralığa mahkûm olup her şeyini yitirse de insanım diyenin asla dayanamadığı acıları yaşasa da;  hak, adalet, eşitlik varken Kürdlerin zillete, teslimiyete, zulme boyun eğerek evet diyeceklerini mi sanıyorlar?

Birileri artık bu gerçeği görmelidir. Kürdlere dün olduğu gibi bugün de büyük bir haksızlık yapılıyor. Zira Kürdler “barış” gibi mükemmel bir fırsat sunmuşlardı. Demirtaş’ın dediği gibi bir adım kalmışken yıktınız. Kürd temsilcileri 80 vekil ile Meclise girmişken bunu neden kabullenmediniz? Meşru zeminde çözüm varken, Mecliste muhatap varken operasyon ve tutuklamalar ile hangi neticeyi elde edeceğinizi düşünüyorsunuz? Saray, Davutoğlu MHP destekli “topyekûn savaş” kararı ve HDP’nin tek bir haberine yer vermeyen TRT’ye karşılık; HDP Parti Meclisi “Sarayın savaşına karşı Topyekûn barış” kararı aldığını görmediniz mi?

Ceylanpınar ve Diyarbakır provokasyonlarına Demirtaş net karşı çıkarken ona fezleke hazırlıyorlar. Beştepe üzerinden hedef göstererek gözden düşürmek isteniyor? Ama Kürdler Demirtaş’ı size yedirtmeyecek. Terör, şiddetten en çok zarar gören HDP iken saptırmakta başaramayacaksınız. Dünya biliyor ki Kürdler terör istemiyor, HDP’yi de teröre destek veren parti olarak görmüyor. Yalnız Kürdler değil Türk’e göre de başlayan savaş terörle savaş değil. HDP’yi suçlamak doğru olmadığını anladıkları için süreç bitirildi, operasyonlar başlatıldı.

IŞİD ile arasına mesafe koymayan, IŞİD’e karşı mücadelesi şüpheli olanların HDP’ye “terörle arana mesafe koy” demek ne kadar inandırıcıdır? IŞİD’e yapılan bir saldırıya karşılık PKK’ye 100 uçakla 200 saldırı yapmak, göstermelik 10 IŞİD’çiye karşılık haftalardır legal siyaset yapan binlerce Kürd’ü tutuklatmak ne kadar inandırıcı? Federal Kürdistanını Zergele köyünü TSK savaş uçaklarının bombaladı. 9 Kürd sivil çocuk, yaşlı, kadın, öldürüldü, 13’ü ağır yaralandı. Genel Kurmay “vurulan hedef PKK kampı” deyince dünyaya yayılan hamile kadın, sivil ölülere rağmen Türk medyası görmedi. Çünkü savaş vicdanları öldürüyordu.

Gerçek olan şu ki “baraj” ve “barışı” sindiremeyenler Kürde karşı savaş başlatmıştır. Erken seçim için “çözüm süreci” noktalandı. MHP kadar Kürdler milletvekili çıkartınca Bahçeli bu kin ve telaşla seçim meydanlarında AKP’ye söylediklerini yutarak “süreç bitse değil elimizi, gövdemizi de taşın altına koyarız” diyerek Saraylı hayranı kesildi.

Çok acıdır ki Saraylının Kürdler üzerindeki erken seçim taktikleri olan “böl, parçala, yönet” geleneksel politikası sürüyor. Demirtaş ile Öcalan’ı sütunlarında rakip olarak arsızca yarıştıranlar utanmadan bir de Mesut Barzani’nin PKK fobisi nedeniyle gaz verdiler. Çünkü Irak Kürdistanını da istikrarsızlığa sürüklemek istiyorlar.

Irak’ta “Bağımsızlık” söylem ve demeçlerinin verdiği son günlerde “bir taşla iki kuş vurma” planları olduğunu Kürd camiası görürken Barzani nasıl görmüyor? Türkiye’nin ABD ile “Kürd oyunu” ve Peşmerge’ye ABD’nin doğrudan silah vermemesi lobisinden Barzani’nin her halde haberi vardır. Unutulmasın ki en büyük plan Kürdler arasında düşmanlık ve savaşı yeniden başlatmaktır. Barzani, Barzani politikalarını destekleyenlere, PKK, KCK, HDP ve bütün Kürdlere duyurulur. Bu saatten sonra Kürd liderleri ve partilerin Kürdlerin geleceği üzerinde “kumar” oynamaya hakkı ve dahi haddi de yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi