Kimse kusura bakmasın amma, seçimden sonra dillere pelesenk edilen “emanet oy” iddialarına itirazım var. İtirazım var, çünkü HDP emanet oy ile yüzde 13.12’yi yakalamadı. Ben de seçim öncesi “ödünç oy” verin dedim, ama ilerleyen süreçte Selahattin Başkan ile alınan yol ve HDP’ye sınırsız saldırı ve cinayetler aslında Kürdlerin kendilerine ait olan ama çeşitli hilelerle Doğu ve Güneydoğu’da AKP, İstanbul, İzmir gibi metropollerde diğer partilere giden oylar asıl adresine geri geldi.

Yiğidi öldür ama hakkın ver diyorsanız kısmen CHP’nin emanet oyu var, ama o da 0,5 bilemediniz 0,7 rakamını geçmez. Nereden mi biliyorum? 45 yıllık gazetecilik hayatım boyu seçimde oylar bütün partiler için emanettir. Dün AKP’ye verilen oyların 7 Haziran’da MHP ve HDP’ye yönelmesi gibi.  Ayrıca, CHP’li olup Erdoğan’a inat HDP’ye oy vereceğini söyleyenler HDP’ye değil MHP’ye oy verdiklerini de çevremizden çok iyi biliyoruz.

O yüzden kimse CHP ve MHP’nin HDP’ye kıyağı diyerek farklı bir algı yaratıp HDP için tezgâh kurmasın. HDP’nin yükselişindeki en büyük faktör Cumhuriyet tarihinde ilk kez Kürdler samimi olarak kendilerine oy atmalarıdır. En önemlisi muhafazakâr Kürdler AKP’ye 13 yıldır verdikleri desteği çektiler. Çektiler çünkü Roboski, Kobane ve seçim arifesinde Diyarbakır’daki vahşet gerçeği din yalanı ile örtülemeyeceğini su yüzüne çıkardı.

Demirtaş ve Önder’in kastettiği “emanet” için kimse yanlış algı, yanlış hesap, yanlış yorum yapmasın. Çünkü az ya da çok gelen oyun hesabını yapmadan büyük bir tevazu örneği vererek “ Emanet oylar geldiğini biliyoruz. Bunu unutmayacağız” dediler. Bu Kürdlerin her zaman yüreklerinde taşıdığı kadir bilirlik örneğidir.

Hep söylenir yazılır, İstanbul önemli bir Kürd şehri. Burada 1 milyonu aşkın Kürd seçmenin bu seçimde HDP ve Selahattin Demirtaş etrafında birleşmesi yıllardır CHP ve 13 yıldır AKP’ye giden “emanet” oyların gerçek adresini bulmasıdır. Yani HDP, en büyük oyu AKP’ye giden Kürd seçmenlerden alarak yüzde 13.12 rakamını yakalamıştır.

En çok da 5 Haziranda yapılan canice saldırıda sosyal medyayı sarsan küçük Can’ın kopan iki bacağına masumca, ağlamadan bakışı var ya; insafı, vicdanı, imanı olan, insanlıktan zerre nasiplenen Kürdler oy kabinine girerken her halde o sabinin hali gözlerinde canlanarak HDP’ye oy attılar. Çünkü o resim “proje, üst akıl, siyaset mühendisliğini” tuzla buz etti.

Cumhurbaşkanı ve AKP’nin seçim meydanlarında yükselen nefretini Kürdler gerçek yuvalarına dönmelerinde önemli bir faktör oldu. Özellikle kutsal kitabın meydanlarda havaya kaldırılması, kibir, kırıcı tavır ve güç hırsı muhafazakâr Kürdleri AKP’den soğuttu.

Evet, Kürd olmayan belli bir kesim AKP’yi frenlemek için HDP’ye oy verdi. Ama bu Adil Gür’ün ifade ettiği gibi HDP’ye barajı geçmesini sağlayan oy değildi. Özellikle MHP’liler oy verdiği iddiaları tam bir safsata; tek bir MHP’li HDP’ye tek bir oy vermedi.

Mevcut konjonktürde kim kiminle koalisyon kürara, erken seçim olur mu olmaz mı; bunlar Kürd halkını çok da ilgilendiren bir konu değildir. Kürdleri ilgilendiren tek şey yüz yıl sonrada olsa azami birlikteliği sağlamış olmalarıdır.

Yine onlar için önemli olan Kürd halkının iradesini 1982 anayasası ile getirilen 33 yıllık barajın bir araya gelerek paramparça edilerek yıkmasıdır. Yine Kürdler için önemli olan Kürd meselesi artık resmi olarak Türkiye’nin demokratik ve siyasi parçası haline gelmesidir.

Şu gerçek bilinmelidir ki bundan sonra MHP dâhil kimse çözüm sürecini durduramaz. Kürdler ve az da olsa bazı Türkyeliler Kürd meselesini çözmek için en samimi ve emniyetli partinin HDP olduğuna kanaat getirdiği için oylarını HDP’ye verdiler.

HDP, Türk ve Kürd halkının Meclisteki ortak iradesidir. O yüzde herkes bu iradeye saygı göstermelidir. HDP’nin başarısı “emanet” oyla gelmedi. Kuzey Irak ve Kobane’den sonra Ortadoğu’da Kürd devriminin devamı 7 Haziran’da Türkiye’de gerçekleşti. Seçim sonrası karanlık güçlerin Diyarbakır’daki kanlı tuzağına devlet de düşmezse Ortadoğu’da 21. Yüzyılın demokrasi öncülüğünü yapacak olan Kürdlerin şahsında HDP olacaktır.

7 Haziran Kürd kimliğinin evrim aşamasıdır. 7 Haziran Kürdlerin kendi kimlikleri ile Türkiye Meclisine girmelerinin tarihidir. Eğer egemen güçler, Devlet, TSK; AKP, CHP ile MHP gibi Mecliste ve Meclis dışındaki siyasi partiler engel olmazlar ise “eşit vatandaşlık” temelinde sisteme entegre olacak Kürd halkının kabul görmesi lütuf değil Türkiye’nin bütün halklarına en büyük iyilik olacaktır.

HDP, Kürd bölgesinde ve siyaseten bütün Türkiye’de zayıflamasını sağlamak ile yangın yerine dönen Orta Doğu’da “barışı” getirecek tek parti olacağının mesajını verdi. Çünkü Kürdler dünya siyaseti ile bütünleştiler. Bunu Türkiye halkı, Türk Devleti ve Türk siyasetçileri görmelidir.