M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

BDP Türkiye partisi olmasın mı isteniyor?

BDP Türkiye partisi olmasın mı isteniyor?

Bir süre önce BDP’ nin Türkiye partisi olması için bölgesel ve mahalli gazetelerde çıkan köşelerimde konuyu birilerine nispet olsun diye işlemiştim. Hani  O “Kürtlerin de bir Taraf’ı olsa” da şu Kürt ağırlıklı partileri eleştirebilsinler diye bize laf yetiştirmişlerdi ya.

Ya da HEP, DEP, HADEP ve DTP versiyonundan gelen partilere Kürt kökenli yazarlar eleştiri yapmaktan korkuyorlar diyorlardı ya. Bu itham ve iftirada bulunanlara Kürt kökenli bir yazar olarak cevap olması için 17 Ocak 2010 tarihinde “Türkiye’nin ve Barışın Partisi Olmak” başlığı ile köşemde BDP’ye yaptığım eleştiri ve yol haritasını nasıl çizdiğimi okumalarını tavsiye ederim.

Ancak bazı aydınlar, siyasiler, yazarlar ve akademisyenler makalem üzerine şahsıma özel olarak attıkları mailler ile bir konuda beni uyardılar.

Neydi o uyarı?

Devlet, iktidar ya da muhalefet partileri Kürt seçmen ağırlıklı siyasi partilerin Türkiye partisi olmasını istemediklerini ileri sürüyorlardı. Yani Türkiyelileşen bir Kürt siyasi ağırlıklı aktörün oluşması siyasi olarak, seçim olarak işlerine gelmediği için engelliyorlardı.

İleri sürülen söz konusu görüş, düşünce ve iddiaları kısaltarak köşemde sizler ile paylaşmak istiyorum. Kararı siz verin.

*Devlet ve AKP hükümeti DEP, HEP, DTP ve yeni kurulan ve Kongreye gidecek olan BDP’ nin Kürt kökenli seçmenin partisi görünümünden çıkıp Türkiye partisi olması ya da Türkiye’nin Kürt sorunu yanısıra diğer temel sorunları gündemine almış bir BDP istemiyorlar. İstemedikleri içinde engellemek için ne gerekirse yapıyor/yapacaklar.

*Yalnız Devlet ve AKP değil, muhalefetteki CHP ve MHP de istemiyor. İstemiyorlar çünkü kimlik ya da Kürt partisi görünümündeki bir parti seçimlerde marjinal kalacak. Ancak söz konusu parti yalnız Kürtleri değil, 72,5 milyon ve Türkiye coğrafyasında geniş seçmen kitlesini hitap eden bir parti hüviyetine bürünür ve bünyesine her görüş ve düşüncede seçmeni katarsa söz konusu partiler aldıkları/alacakları oylara vurulmuş bir darbe olarak görüyorlar.

*BDP, Türkiye partisi olursa etkili bir siyaset yapacak. Ayrıca Devlet, iktidar ve muhalefet partileri BDP Türkiye partisi olursa tecrit, teşhir, ötekileştirme, dışlama, marjinalleştirmek ya da baskı uygulamak için ellerinde bir argüman kalmayacak.

*BDP’ nin arkasındaki siyasal destek artsın istemiyorlar çünkü 2.5 milyon seçmeni en az 4-5 milyon seçmen potansiyeline ulaşacağı endişesini taşıyorlar. Böylesi bir partinin üyeleri, belediye başkanları, vekilleri, il genel meclis üyeleri, il, ilçe ve belde yöneticileri; onlara destek veren insan hakları dernekleri, sendika ve barolar, demokratik kitle örgüt yöneticileri, eski milletvekili, gazeteci, yayıncı, yazar, sanatçı, şair, öğretmen, öğrenci göz altına alma ve tutuklama bahaneleri ortadan kalkacağı için istemiyorlar.

*BDP, Türkiye partisi olursa profesör, doktor, avukat, mimar, mühendis, ebe, hemşire, esnaf, çiftçi, işçi, köylü, simitçi, ciğerci, ayakkabıcı, inşaat ustası, ev kadını, iş kadını, yaşlı, genç, fakir, zengin, işsiz Kürtler kadar her kesimin bu partiye oy vereceğinden korktukları için bölgenin etnik partisi olarak kalması için ne gerekiyorsa yapıyorlar.

Yalnız Kürtlerin değil, Türklerin,  Çerkezlerin,Lazların, Arnavutların, Ermeni, Yahudi, Süryani, Keldani, Alevi, Sünni her ırk ve inançtan toplumun her kesiminden vatandaşını oylarına talepleri olacağı için Türkiye’nin partisi olmaları istenmiyor.

*Operasyon, kitlesel tutuklama yapılacak, hapse atılacak birilerini bulamayacakları  için BDP’ nin Türkiye partisi olmasını istemiyorlar. Çünkü Kürt sorunu karşısında girdikleri derin açmazı aşamıyorlar. Karşılarına 25 yılda olgunlaşmış, örgütlü, kadrolu ve hukuki birikime sahip bir parti görmek istemiyorlar.

*Devlet, iktidar ve muhalefet Kürt ağırlıklı yönetime sahip bir partinin ülkeyi yönetmeye katkıda bulunması gibi bir olguyu büyük bir tehlike olarak görüyorlar. Ülke yönetiminde söz ve karar sahibi olmalarını içlerine sindiremedikleri için Türkiye partisi olsun istemiyorlar. Böyle bir Türkiye partisi sorunları gündeme getirerek çözüme kavuşturacağı, devletin 87 yıldır Kürtler üzerinde Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde uyguladığı yöntem son bulacağı için, bu partinin demokratik birikimi hayata geçeceği için her türlü yol ve yöntem kullanılarak BDP’ nin Türkiye partisi olmasını istenmiyorlar.

*İktidar ya da muhalefeti destekleyen Egemen medya da aynı kuşkuyu taşıdığı için hükümeti, muhalefeti, siyaset sınıfı ve kimi sivil toplum kuruluşları ve sendikaların bu tavrına olanca gücüyle destek veriyor. BDP Türkiye partisi olursa ülke yönetiminde söz sahibi olacağını bildiklerinden engellemek için ne gerekiyorsa yapıyorlar.

---

Evet, bana e-mail atanlar neden BDP ile benzeri diğer partilerin Türkiye partisi olması istenmediği kısaca böyle dile getirmişlerdi.  

Ancak gelinen noktada bütün bunlar nafile bir çabanın ürünüdür. Er ya da geç BDP bundan sonra Türkiye partisi olmaya doğru yol almak mecburiyetindedir. Diğer partiler de egemenliği bu parti ile paylaşmak zorunda kalacaklar. Çünkü başka da seçenekleri kalmadı.

Türkiye gerçek bir demokratik itibar kazanmak istiyorsa BDP’ nin önünü açmalıdır. Kürtlerin örgütlülük gücü bu ülkeyi bölmeye değil çağ atlamaya ve dünyada söz sahibi yapmaya  katkı sunacaktır. Türkiye’yi gerçek demokrasi düzlüğe çıkartmanın yolu budur. Ortak vatan demokratik cumhuriyet ile güçlenir. Bu yüzden ortak vatanda ortak siyasetin önü açılmalı ve BDP’ nin de Türkiye partisi olması için medya, siyaset dünyası ve devlet kurumları el birliği ile bu partinin yöneticilerine fırsat sağlamalıdırlar.

Devletin ve iktidarların yıllardır samimiyet ve güven konusunda verdikleri yanlış imajı zihinsel ve ruhsal yıkmak ve değiştirmek zorundadırlar.  BDP de 25 yıldır hazır formül ve kalıplar yerine üretken programlara geçiş yapmak kongre ve konferanslarında bu konulara dikkat etmek ve bütün engellere rağmen Türkiye partisi olmak için çaba içinde olması gerekiyor. O yıllardır kazanılmış siyasal, moral ve kültürel örgütlülüğü ve birikimi Türkiye Partisi için kullanmalı. Kürt sorununda Türkiye’nin en demokratik, en ilerici, en cesur ve mücadeleci geçmişini ülkenin bütün sorunları için de kullanmasını bilmelidir.

KEÇEKE PANZDE SALî U 13,5 SAL CEZA!..

Gurûba internetê ya bi navê “Ji zaroka re edalet” ji min re e-mailek şandiye. Di vê peyamê de dibeje ku ew keçikke 15 salî ye, navê Berivan’e û kurmanc e.

Malbata wê li Stenbolê dimîne. Keçik ji bo çend rojan ji bo gerê şandine Elihê (Batmanê).

Dema go keçik bi hevalê xwe re derketiye sûke, tam li wê kolana go keçik tê de dimeşe şanoyê çalaki dest pê kiriya.

Pişti şanoya çalaki polis le mala di gere u Berivan girtine bin cava. Polisa gotiye eve di nava çalakiye de ser u çav ve bi poşi girtiye u ruye ve ji ne diditine li gora xiyala calekiye video meze kirin u cile ve biyar dan go ev Berivan’e. U keçik girtine û birine qereqolê.

Piştî binçav wê derdikxin ber dadgehê. Dozger wê teqîf dike û dişîne girtîgeha Diyarbekirê.

Ev mehekeme ku ev keçika panzde salî 13 sal û nîv ceza danê. Sûcê vê keçe qu kurd e.Ew bû ku derketibû sûkê û li sûkê ketibû nava gurûbeke şanoyê çaleki û ji ber vê yekê jî kete piştî deryê hesinî.

Di runiştina yekê de hakim sezdeh sal û nîv ceza dayê.

Hewqas zû û hewqas sal ceza tenê ji bo ku keçikeke 15 salî ne di şanoyê de hatiye girtin le li gora polise hakim ji sezdeh salu niv ceza dan Berivan.

Hakim pişti vi cezaye go temene Berivan pıçuke cezaye ve daxıstın haft sal u niv.

Ma ev wîjdan e, ev însaf gelo?

Keçikeke 15 salî û 7 sal û nîv ceza?

Sazûmana edaleta ji bo zarokan çi zû û çi bilez nerêtiyê dike. Bera Berivan kevir ji avet be, ma cezaye kevir sezdeh sal u nive. Pirsgrek ne kevire, pirsgrek eve go keçik kurmanca.

Gerek yek li ber ve hembere awaza xwe bilind bige. U Em vê edaletê havaleyî Xwedê dikin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi