Bunlar, yapamayacakları işleri siyaset adına insanlara vaat etmeyi adeta sanat haline getirdiler. İnsanların gözlerinin içine bakarak bol keseden atmak marifet sayılıyor. Ülkemiz siyasetçileri bunu her fırsatta tekrarlamaktan zevk duyarlar.

Sayın Onur ÖYMEN namı diğer Türk Hitler, gıyabında Başbakan’a sataşırken bir daha gittiğimizde Hakkari’den Başbakana kart postal yollayacağım demiş. İnsan bir söz söylerken o sözün gerçekleşmesinin ne kadar mümkün yada mantıklı olduğunun hesabını çok iyi yapmalıdır.

Eminim ki Sayın Onur ÖYMEN’de Hakkari’ye gelemeyeceğini çok biliyor. Gelemez derken CHP’yi temsilen miting ve benzeri bir ziyaret için gelmeye cesaret etmeyeceklerinden söz ediyorum. Yoksa her Türkiye vatandaşının otobüse yada aracına atlayıp Hakkari’ye gelmesi gayet mümkün ve onunda en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda zaten kimsenin bir diyeceği olmaz.

Neden gelemeyeceklerinin birçok nedeni var. Neden, sadece Sayın ÖYMEN’İN Dersim isyanıyla takındığı ve tüm dünyayla paylaştığı düşmanca tavır yada Kürt halkı söz konusu olduğunda sırf iktidar partisi zıttına olsun diye takındığı olumsuz tavırlar değil.

Çocukluğumdan bu yana hatırladığım kadarıyla ve daha öncesini gerek okuduklarımdan ve gerekse büyüklerimden doyduklarımdan biliyorum ki Kürt halkı ve hele hele Hakkari halkı sürekli olarak CHP’yi sırtında taşımıştır. Bir çok defa Milletvekili, Belediye Başkanı ve il genel meclis üyeleri vererek CHP’yi tercih etmiştir.

Ama büyüklerimizin anlatımına göre İsmet İnönü Hükümeti zamanında en büyük zulmü yine bu halk yaşamıştır. 1993 ve 1994 yıllarında bu halk, depremden yada bir doğal afetten farkı olmayan bir ızdırap yaşamıştır. Köyleri yakılıp, yıkılırken, hayvanları telef edilirken yada oldu bittiğe getirildiği için hayvanlarını ucuz fiyatlarla ellerinden çıkarırken, öldürülüp, işkence görüp, hapislere düşerken bu halk hiçbir aşamada CHP’yi yanında görmemiştir.

Halkın umut bağladığı CHP öyle bir duruma geldi ki DTP’ye oy vermeyenler bir sağ parti olan AKP’yi CHP’den kendisine daha yakın his etti. Bu gün CHP’nin kurmaylarından biri olan Sayın KILIÇTAROĞLU bile öz eleştiri yapmış. Eleştirisinde artık CHP’de solcu kalmadığını ve sağcı oylarını alma mücadelesini verdiklerini söylüyor. Sayın KILIÇDAROĞLU halen büyük bir pişkinlikle neden orada duruyor bilmiyorum ama bu konuda doğru bir tespitte bulunmuş. Geçen seçimde insanları hacca göndereceklerini, baş örtülüleri partilerine katmaları ve İslam dini ile ilgili bir çok çalışma vaadinde bulunmadılar mı? Bunu sırf oy almak için yaptıklarını biliyorsunuz.

Kürt halkı, talepleri veya her hangi bir iyileştirme ortaya atıldığında, MHP’den önce CHP karşı tepkisini gösteriyor. Ardından ikisi birleşip elerinden gelen engellemeyi gösteriyorlar. Hal böyle iken bizim palavracı Onur ÖYMEN Hakkari’ye gelip buradan Başbakan’a kart postal yollayacakmış. Bunu yapamayacağına göre bizden rica etse Sayın Başbakan’a ve Sayın Deniz BAYKAL’a kartpostalları biz yollayabiliriz. Gönderen Onur ÖYMEN jestini de yaparız.

Evet gerçekten yazık ve çok yazık. Bu ülkede çok ciddi sorunlar dururken kardeş kanı akmaya devam ederken siz hiçbir sorumluluk göstermeksizin sadece laf yetiştirme ve dedikodu siyaseti yapmakla meşgulsünüz. Ama sizin bir suçunuz yok. Evladı öldürülen her anne baba’nın sizlerin ve bu ülkede sorumluluk mevkiindeki insanların yakasına yapışıp, neden benim evladımı öldürtüyorsunuz demek yerine vatan sağ olsun gibi bir sözle yetiniyorsa, sizde bu halkın meselelerine bu kadar kayıtsız kalmaya devam edeceksiniz.