İrfan Sarı

İrfan Sarı

İktidar, linç ve nefret

İktidar, linç ve nefret

Öyle bir elbisedir ki iktidar hırsı, önüne geleni ezip geçer.

Bir an vicdanının tasını tarağını toplar ve rafa kaldırır.

İçinde bir ego canavarı, içinde bir milyon voltluk elektrikle ejderha olup işe başlar.

Toplumu gerip, sosyal politikalarının uzağına taşımak için türlü hileler yanı sıra düzmece, suni tertipler düzenlerler.

Entrikalar ile kafa karışıklığına meydan açarlar.

Bundan şu sonuç çıkar;

Bir kere yönetememenin farkına varılmıştır ama iktidarın da tadı ortadadır. Vazgeçilemez bir yerde olunduğu için de elindeki devlet gücünü kullanmayı esas alırlar.

Empati yoksunluğu zirve yapar durum itibarıyla.

Linç operasyonları başlar.

Mekan ve zaman fark etmez, önüne geleni dağlama, vurma, kırma, parçalama başlar.

Özellikle ama özellikle düşünsel olarak önde olanlar, bu linç provalarında tamamen hedef kitledir.

Pornografik saldırılar başlar.

Nefret iklimi yaratılır.

İktidar olabilme gayreti sınırlarını tanımaz.

Bütün materyallerin kullanımı kaçınılmadan yapılır.

Yaratılan iktidarın tümden lehe dönüşümü ve tümden saldırı, baskı aracı olması tamlanır.

Toplumu kendi yarattıkları iklime çekmek için tüm yol ve yöntemlerde kullanılır.

Din, ideoloji, fikir, görüş, coğrafya, harita, mezhep, etnisite velhasıl ne varsa…

Oysa iktidar toplum menfaatlerinin toplandığı bir bütündür.

Doğası gereği, ileri adımlar atması, çağa ve zamana uyması, ona göre kendini dönüştürmesi, insan haklarına saygıyı ön plana alması, temel hak ve hürriyetlere tavır alan düzenlemelerden kaçınması öngörülen temel esasların toplamıdır.

Tabiri caizse iktidar insanın kendisidir.

Korkunç olan ise;

Özgürlükleri talep edenlerinde iktidar pazarında harmanlanması zaman zaman karşılaşılan ve tıpatıp benzeşen durumlar olarak öne çıkar.

Demokrasiyi isteyenlerin de sayılan iktidar metaforuna kapıldığı görülebiliyor.

Bu karışıklıkta bir çıkış yolu bulmak zorlaşsa da; özgürlükleri ve demokrasiyi savunanların saf değiştirme ya da kayıtsız kalma gibi bir pozisyon alması asla ve asla doğru sayılmaz.

Eğer bir talep varsa insan haklarına dair veya insan odaklı, talebin karşılanmasına yönelik mücadeleyi göğüsleyecek olan demokrasi ve özgürlük savunuculuğu yapanlar olmalıdır.

Tutum alma lüksü fazla lüks sayılır.

O açıdan bakılınca;

Linç kültürü virüsünü söküp atmak gerekliliktir.

Nefret tohumlarını ekenlerle mücadele etmek ve nefreti nüfuz etmemek mecburiyet olmalıdır.

Tabi ki; Toplumun iktidarını, insanın iktidarını oluşturmak için uğraşıyorsanız eğer.

Hayata ve siyasete bu anlamıyla yön vermek vazife sayılmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Sarı Arşivi