İrfan Sarı

İrfan Sarı

Doğalgaz meselesi

Doğalgaz meselesi

Gever için hayati derecede önem arz eden “doğalgaz” uzun zamandır tartışmalar ve aynı zamanda heyecan konusuydu.

Çünkü ilçemiz yaşayanları, hayati eder taşıyan doğalgazın gelişiyle, katı yakıt tüketiminin getirdiği hava kirliliğine kısmen veda edeceğini tasavvur ediyordu.

Cumhuriyet, temel haklar konusunda olduğu gibi bu ve benzer konuları da kendi yöntemleriyle çözmeyi tercih etmişti. Ediyor hala.

Kolluk kuvvetlerine havale edilen temel insan hakları bu gün devasa boyutlara çıkmış durumda. Ve artık uluslararası bir boyut almış. Küresel ölçeklerde tartışılan tüm platformlarda Kürt realitesi irdeleniyor. Çünkü Kürt halkı meselesini inkâr eden sisteme karşı yüksek perdeden sesini çıkarabildi.

Yüksek sesli bu tartışmaların arasında halkın doğal yaşamı da devam ediyor pek tabii olarak.

Kentleri “kendini ve kentini” yönetme şiarı ile halkın evlatları tarafından demokratik taleplerle ve büyük bedeller ödenerek yönetmeye başlamış.

Eksikleri ya da fazlaları ayrı tartışma konusu olur.

Asıl konuya dönüyoruz.

Uzun zamandır Gever’in gündemini işgal eden doğalgaz, dün yüklenici firma temsilcisinin yaptığı açıklamayla ile yeni bir boyut kazanmış oldu.

Saha çalışmaları sırasında doğalgaz kutularının konutların dış alanına konulacağına dair bir tartışma yürütülmüştü. Bu tartışmalara kimi STK’lar ile mahalle sakinleri bizzat iştirak etmişlerdi.

Yerel basın bu konuyu gündemde tutmayı başardı.

Ve yine yerel basın kanalıyla öğreniyoruz ki; konu halkın irade olarak tayin ettiği yönetimin masasına yatırıldı.

Halka maliyeti fazla olacağı farazisi minvalinde bir itiraz oluşmuştu.

En son dün; yüklenici firma adına yerel basın mikrofonlarına açıklama yapıldı ve bu açıklama yapılırken halkın irade olarak tayin ettiği temsilcileri de bulunuyordu.

“Yaklaşık beş yıldır bölgede çalışıyoruz. Belediyeler kanun gereği bizim hissedarımızdır. Yönetim kurulunda katılım düzeydedirler. Biz yatırımlarımızı EPDK’nın teknik kriterleri, TSE standartları ve ihale şartnameleri doğrultusunda yürütüyoruz. Ne yazık ki bölgemizin bir gerçeği olan kaçak kullanım riski, doğalgazda da mevcut. Bu nedenle can ve mal güvenliğini sağlamak için kutuların bahçe duvarlarına yerleştirilmesi tercih ediliyor. Yani kutuların konumu güvenlik ve kaçak kullanım riskine karşı belirleniyor.”

Tartışma konusu açıklama safi haliyle böyle.

Bu firma, halkın vergileriyle daha net izahla halkın parasıyla fazla milyon TL ederinde bir ihale alıyor. 60 km hat döşetecek. Ancak halka “hırsızlık yapabileceğin ihtimali üzerine” biz kutuları bahçe duvarına yapacağız diyor.

Çünkü siz “kaçak gaz” kullanabilirsiniz, dosdoğru söylemiyor. Etrafından dolanıyor. Daha önce elektrik ve suyu kaçak kullandınız demeye getiriyor.

Üzerine vazife olmayan bir dil işgüzarlığı yapıyor. Denetim, güvenlik ve adalet kurumları adına açıklama yapmış gibi görünüyor.

“Belediyenin bir dahli yok” diyerek aslında belediye adına da aynı açıklamayı yapmış bulunuyor kişi. Ki yerel medyada görüldüğü üzere bu açıklama öncesi belediyede bir ön toplantı da düzenlenmiş. İhtimal, olası kaçak gündemi toplantıda müşterek fikir birliği oluştuğu, sahada yapılan açıklamadan anlaşılıyor.

Kalıpları ve kodları belli, egosu yüksek, kusurlu bu açıklama sınırlarını aşmış ve aşağılama boyutuna ulaşmıştır. Bunun için sosyal bilimci, hukukçu olmaya gerek olmadan anlamak mümkündür.

Boyunu aşmış bu açıklama, onur kırıcıdır.

İlgiliye bir hatırlatmada bulunmak gerekiyor; küsuratına kadar halkın parası olan bu ihale bedeli, alın teri dökülerek kazanılmıştır. Öyle ihale dosyaları hazırlayarak, kıyı köşe iş yoklayarak değil.

Açıklama talihsiz mi? Talihli mi? Tartışmaya açık bir konudur aslında.

“Yav arkadaş siz gece yakın, mahkeme kararı arkamızdan gelsin” diyen bakanları oldu bu ülkenin.

“Suç işleme ihtimaline dair” mahkemelerce hazırlanmış iddianameler varken, bu açıklamayı talihsiz bulmak ne bilmiyorum çok abes olur zannımca.

Bu açıklama, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçu içeriyor mu? Şüphesiz hukukçular değerlendireceklerdir.

İşin garip tarafını aramaya gerek yok. Tüm açıklama kayıt altına alınmış ve kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Bu açıklama öyle üstü kapatılıp, unutulacak bir açıklama olmamalıdır. Sorgulanmalıdır. Peşi sıra gidilmelidir.

Çünkü açıklama hafızanın çelişkili doğasını da ele veriyor. Bilinçaltı referanslarını açığa çıkarıyor. Daha önce yaşanmış bir sürece işaret ediyor.

Albert Einstein’in dediği gibi: “Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
İrfan Sarı Arşivi