M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Katırlar ve hayvanseverler

Katırlar ve hayvanseverler

Konya’da evimin tam karşısında “Nene Hatun Parkı” var. Meşhur Nalçacı Caddesi ile ona paralel açılan Kerkük caddesinin ortasında 1,5 km. boyunda, 500 metre eninde bir park.

Konyalı hayvan seven kadınlar uzanan, kısalan tasmaları ile köpeklerini gezdirirler. O kadar mutlu, onlara karşı o kadar sevecenler ki hayvan sevgilerine hayran olmamak mümkün değil. Çünkü hayvan özel bir ilgi ister. Görende bu sevginin samimiyetine inanıyor.

Ankara’da Turkuaz Vadisindeki evimde de çokça köpek seven hayvan severler var. Özellikle oturduğum apartmanın 8. Katında emekli, tek başına yaşayan bir kadın var. Emekli maaşından başka bir geliri de yok. Ama vadide ne kadar başıboş, terk edilmiş cins köpek varsa boş arazide onlara kulübeler yaptı. Onları besliyor, seviyor, okşuyor, sahip çıkıyor.

Bunlar gibi arkadaşından, dostundan, akrabasından, hatta insanlardan umudunu kesip hayvanları tercih edenler o kadar çok ki. Gerekçeleri, nedenleri mutlaka farklıdır. Bize onları sorgulamak değil takdir etmek düşer. Nede olsa hayvan sevmekte bir meziyet, bir ayrıcalıktır.

Dikkat edin, Face ve Twitter de (ben de yapıyorum) en çok hayvanlar paylaşıyoruz. O kadar çok hayvan sevenler var ki, en çok hayvanlar üzerinde yorumlar yapılıyor, beğeniliyor. Yani tam bir hayvan sever topluluğu oluşmuş; binlerle ifade ediliyor. Kediyi, köpeği, kurdu, kuşu, papağanı, atı, aslanı, kaplanı aklınıza gelen her hayvan sosyal medyada başrollerdedir.

Bu sitelerde hayvanlara zarar verenlere karşı korkunç bir tepki, eleştiri bombardımanı bazen bunu yapanlara büyük hakaretlere varan yazışmalar da oluyor. Ben de saf ve ter temiz yüreğimle bütün bunları insanların hayvan sevgisine bağlıyor, onları takdir ediyordum.

Vakta ki, Roboski’de (hani 34 Kürd çocuğunun jetler tarafından param parça edilerek katledildiği Şırnak var ya işte orada) Kürdlerin katırları devlet eliyle itlaf edilerek öldürüldü. Sosyal medyada bu cinayet gibi itlafları anında paylaştım.

Ne mi oldu? Bir iki yakın akrabam, dostum dışında yüzlerce, binlerce sosyal alandaki hayvan severlerin ruhu bile duymadı. Oysa hayvan severlerin kıyamet kopartacak sanmıştım. Yanılmıştım, kimseden ses seda çıkmadı. Gazete sütunlarında, TV ekranlarında haber bile olmadı. Çünkü devletin silahlı güçleri tarafından keskin nişancılar eliyle itlaf edilen katırlar Kürdlerindi. En acısı Roboskili köylüler o katırların üstünde, yanında, bir metre uzağındayken vurulmuşlardı. Tıpkı Kürdler gibi o katırlar da teröristti ve gereken muameleyi görmeliydiler.

Öldürülen Roboskili çocuklar gibi, Kürd katırlarının kanı da bembeyaz karı kıp kızıla boyatmıştı. Kürd çocukları katledildiğinde ses çıkarmayan, yılbaşı gecesi göbek atan, eğlencesinden vaz geçmeyenlerden Kürdlerin katırlarına acımalarını beklemek saflık olurdu.

Devlet, hükümet, AKP, Cumhurbaşkanı çıkışı ile seçim sürecinde startı vermişti. TSK operasyon yapıyor; keskin nişancılar Kürdlerin katırlarını vuruyordu. Operasyon ve katır itlafı “barış” sürecini sabote etmek içindi. Öyle ki, Dolmabahçe müşterek “izleme heyeti” kararına karşı Erdoğan’ın müdahalesi ile rafa kaldırılacaktı. Demirtaş “kırmızıçizgimiz değil” diyerek süreci baltalamak isteyen Erdoğan’a insani bir ders vererek kursağında bırakacaktı.

HDP, Operasyon, katır, izleme heyeti provokasyonuna rağmen “barış” ve “çözümün” ipine sarılarak AKP’nin tuzağını boşa çıkardı. Çünkü AKP ve Erdoğan “barış” ve “süreç” adı altında HDP’yi tutsak yaparak “biat” etmesini istiyordu. Talebinde başarılı olamayan Erdoğan ve AKP 17 – 25 Aralık operasyonundan sonra Balyozcu Ergenekoncularla iş birliğine giderek Balyoz’da suçlu, suçsuz tamamı bir kalemde beraat ettiriliyordu.

Erdoğan 13 yıllık iktidarı boyunca ne Kürd meselesini, ne Roboski’yi, ne Kobane, ne de 6-7 Ekim olaylarını anlamadığı için güç zehirlenmesi yaşamaya başladı. O yüzden bu gün yaşanan sorunların merkezinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ta kendisi vardır.

Ankara’nın bu siyasi yozlaşması, pis ilişkiler İstanbul’da bir savcıya saldırı, Türkiye tarihinde görülmeyen 8 saatlik elektrik kesintileri, döviz ve altının başını alıp yükselmesi gibi 90’lı yıllara rahmet okutuyordu. Bunu bildikleri için de “güvenlik paketini” kabul ettiler. Katırlar üzerinden güç gösterisi yapanlardan bu saatten sonra mesafe almaları mümkün değil.

Devleti içine düşürdükleri çaresizliği tarif etmekte başka örneklere gerek var mı? Hani batıdaki hayvan severler Kürd katırları için bırakın isyan etmeyi, niçin seslerini çıkarmadılar? Çıkarmadılar çünkü birçoğu samimi değildi. Öyle ki sosyal medya üzerinden “katır nedir ki ülke gündemini meşgul ediyor” diyen hassas vatandaşlar da vardı.

Roboski Kürdlerin kırmızıçizgisi olduğu için keskin nişancılar “barış” bozulsun diye katırları itlaf ederek orayı tetiklediler. Hem de 21 Mart’ta Barış mektubu okunduğu zamanda bunu yaptılar. Katırların itlafını Tarım Bakanlığı “morfolojik uygunsuzluk”, İçişleri Bakanı “kaçakçılık ile mücadele” diye geçiştirdiler.

Oysa Kürdlerin dışında Türkiye halklar bilmiyor ki o bölgede katır hayattır. Katırlar ile doğacak ilk hayat dünyaya getirmek; hastalanan yakınlarını, hayatı son bulanları toprağa kavuşması için tek ulaşım aracı ve ambulansıdır. Onlar Şengal’li Êzidileri IŞİD saldırısından kurtarandı. Şehirden köye, köyden şehre yük, eşya taşıyan araçlardı. Yörenin geçim kaynağı hayvanlarına saman, ot ihtiyacını o katırların gücü ile karşılanır.

O dağ başında katır yeri geldiğinde işçidir, yeri geldiğinde araba, traktör, kamyondur. En çok da ambulanstır. O katırlar ki 4 yıl önce 34 çocuk TSK uçakları tarafından hunharca katledilince cesetleri analarına taşıyarak o görevi yaptı. Bu kadar işlevi gören, bölge için bu kadar yararlı hayvanları “kaçağa gidiyor” diyerek keskin nişancılar tarafından itlaf edilmeleri hangi insanlığa, hangi insafa, hangi vicdana sığıyor söyler misiniz?

Yörede Kürdlerin katırlar ile bağları o kadar güçlü ki, dermanı kalmadığında en büyük destekçisidir. O dağları, yolu olmayan mezralara köylüleri katırlar ulaştırır. Çocuklar yetmedi, bir de katır katliamı yaptılar. Katırlar o yörenin her şeyi oldukları için bilerek öldürdüler. Ya Allah’tan korkmazlar; Kürdlerden daha ne istiyorsunuz. Kürd çocuklarından sonra Kürdlerin katırlarını da katlettiniz. Kana doymadınız mı? Doymadılar ki kimsenin sesi çıkmadı. Bırakın ses vermeleri, hayvan severler bile suskun, sessiz kaldılar. Kimse doğuştan vicdansız değil, ne oldu size? Kürdün katırı giderken sizden, bizden çok şey götürdü. Bari bu sefer fark edin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi