M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Sandığa ve oyunuza sahip çıkın

Sandığa ve oyunuza sahip çıkın

1 Kasım’da mutlak sandığa giderek oy atmalısınız. Attığınız oyu öyle kime atarsanız atın gibi beylik bir laf da etmeyeceğim. Açık, seçik ülkede yaşadıklarımızın baş aktörü Saraylı, AKP ve MHP dışında HDP’ye, kerhen de olsa az biraz CHP’ye (batıda) oy veriniz.

Bakınız neden:

7 Haziran seçimlerinden bir gün sonra şu satırları okuduğunuz ana kadar Kürd dağları, şehirlerde “barış” mitinglerinde, köylerde, Suruç’ta, Ankara’da 600 e yakın siyasetçi, gerilla, asker, polis, sivil katledildi. Yapanları durdurmak; AK denilen karanlığı durdurmak içindir.

Tek adamı tek başına “başkan” yapmadığınız için ağır bedel ödeten saraylıya “seni yalnız başkan yaptırmayacağız, kurucusu olduğun partiyi de iktidar yaptırmayacağız” demek için sandığa gidin, oyunuza sahip çıkarak HDP’ye oy veriniz. Hepiniz, hepimiz çok iyi biliyoruz ki yaşanan bu acı tablonun tek müsebbibi saraylı tek adam ve AKP hükümetidir. Nefret, öfke ve güç hastalığına tutulan; 8 Haziran sabahından şu ana kadar bizlere yaşattıkları acılı gidişe dur demek için sandığa gidin ve AKP’yi yüzde 40’ın altında bırakmak için oy verin. Çünkü “barış” herkese lazım. 10 Ekim Ankara Gar’ında 102 cana kıyılmasına rağmen KCK’nin tek taraflı eylemsizlik kararına Saraylı ve hükümet askeri ve siyasi operasyonlar sürdürdüğü için AKP’ye oyunuzla dur demelisiniz.

29 Ekim’den 2 Kasıma kadar bilinçli ve kasıtlı tatil yaptıran Saraylı ve AKP bir daha size tatil yaptırmama tuzağını kuruyor. O yüzden inadına sandığa gidin. AKP, MHP dışında HDP’nin yüzde on barajını yüzde 20’ye taşımak için kendinizi, çevrenizi, yakınlarınızı, akrabalarınızı oy vermeleri için ikna ederek altın varaklı saraylıyı tahtından ediniz. Özelde Kürdlere, genelde bütün Türkiye halklarınadır bu çağrım. Daruşşafaka yetim çocuklarına hastane için izin vermeyen ama 42 katlı otel için yandaşlarına peşkeş çeken; 15 yaşındaki çocukları Erdoğan’a hakaretten gözaltına alıp cezaevlerine gönderen AKP ve zihniyetini iktidardan etmek için sandığa gidiniz.

Nükleer karşıtı olan gençlerin yasal eylemleri nedeni ile hâkim karşısına çıkartan. Şehit düşen asker cenazesinde isyan eden kuzenine “terör örgütü propagandası yapmak ve halkı askerden soğutmak” ile suçlayarak 16 yıl hapis isteyen AKP iktidarını yıkmak için sandığa gidin ve özellikle HDP’nin oylarını yükselterek dönemlerini sonlandırın. Oslo’da PKK ile Dolmabahçe’de HDP ile mutabakat belgesini inkâr ederek savaş başlatan saraylı ve emrindeki AKP’yi iktidardan indirmek için sandığa gidin. Özellikle Kürd coğrafyasında “şeyhlik”, “koruculuk” ve benzeri kurumları yeniden diriltmek isteyerek Kürd halkını ayrıştıran “böl, parçala, yönet” geleneksel fitne siyasetine cevap vermek için AKP yerine inançlı, mütedeyyin dindarların ateşe su dökmek için HDP’ye oy vermeli.

Oy vermeyen Kürdleri “Beyaz Toroslar” ile korkutarak tehdit eden; “nerede bir zalim varsa onun yanında yer alacağız” diyen Başbakan’a inat “barış”, “demokrasi”, “eşitlik” için “inadına HDP” demek için sandığa gidiniz. 8 Haziran’da sandığa darbe yapan saraylı; kömür, makarna, devrinin kapandığını yüzlerine çarpmak için HDP’ye oy vermek farz olmuştur.

AKP’ye yakın duran çok sayıda gazeteci, yazar, aydın, siyasetçi bu gidişin gidiş olmadığını biliyor, görüyor. Ama sürüden ayrılanı kurt kapar misali öyle bir kilitlenme hali yaşıyorlar ki onları silkeleyerek kendine getirmenin yolu AKP iktidarını engellemektir. Oy verirken korkmayın, cesur olun gelecek bu günlerden daha kötü olamaz. Kutsal devlet anlayışına, elite değil halk olan, halkın içinde olan; Varaklı, altın yaldızlı koltuklar için uğraşmayan HDP’ye oy vermek için sandığa gitmelisiniz. 7 Haziran sonuçlarını beğenmeyen saraylıya 1 Kasım’da öyle bir ders vermelisiniz ki “keşke 7 Haziran sonuçlarına razı olsaydım” dedirten bir sonucu ancak siz oylarınızla yaşartırsınız.

Rojava’da Kürde karşı IŞİD katillerini yıllardır desteklemekle yetinmeyip, gerekirse PYD’ye askeri operasyon yaparız diyerek Kürdlerin güven, oy ve samimiyetini yerlerde sürdüren AKP zihniyetine mesajınızı sandık ve oyunuzla vermelisiniz. Suriyeli göçmenleri Alman Merkel ile pazarlık konusu yaparak bildikleri tek şey olan paraya indirgeyen, ekonomiyi batıran, döviz ve altını tarihin en yüksek seviyesine iki ayda çıkartarak halkı fakirken yoksul duruma getiren AKP hükümetine mesaj vermek için sandığa gidin. Katliamda öldürdükleri gençlerin anısına sandığa gidiniz.

Bu seferlik olsun, bir seferlik olsun Saraylının tutumu yüzünden küskün seçmen oyunu vermek için sandık başına gitmelidir. AKP’nin sokağa çıkma yasağı ile Yüksek Seçim Kurulu kabul etmediği halde sandıkları birleştiren (Batman örneğinde olduğu gibi) 4 günlük tatil ilan ederek sandığı etkileme çabalarını boşa çıkarmak için sandığa gidiniz. Milli irade diyerek seçmeni kutsayan, ancak kaybedeceğini anlayınca terörü bahane ederek seçime yakın günlerde bir dizi bahane göstererek özellikle Kürd coğrafyasında sandığa gitmeyi engelleyeceği güçlü bir söylentiyi yıkmak için sandığa gidiniz.

AKP şirketi gibi çalışan AA ve TRT’nin seçim gecesi ilk 3-4 saatte haber, yorum ve propagandası ile psikolojik savaş başlatacağı bilinen bir gerçektir. Etkisi altında kalmadan sandığa ve oyunuza sahip çıkarak sabır ve metanetle saat 24’ü bekleyiniz. İlk 3-4 saatte AKP’yi çok yukarlarda gösterebilirler. Bu hamleyi her mahalle, her okul, her sandığa sahip çıkmışsanız? Gönüllü ordusu kurarak hile yapmalarının önüne geçmişseniz telaşa gerek yok. Gece yarısı telaşa düşecek olanlar AKP ve yandaşları olacak. Seçim öncesi sandığa gitme, seçim sonrası oyların sayım ve tasnifinde tarafsız, bağımsız oy ve ötesi için çalışan platformlara destek olun. Oy veren her birey gezici gönüllü gözlemci olarak sandığınıza sahip çıktığınız gibi oyunuza da sahip çıkınız.

HDP’nin 1 Kasım Genel Seçimleri için sandıklarda müşahit ve okul sorumlusu olmak için yaptığı çağrıya uyarak yüz bine yakın gönüllüye fahri destek verebilirsiniz. Ayrıca HDP müşahit görevlendirerek sandık güvenliğini güçlendirmektedir. Yedek üye olarak sandıklarda görev alabilirsiniz. Oy kadar önemli olan sandık güvenliği seçimin omurgasıdır unutmayın. ÇETİN ALTANLI ANI: 1969 yılı İstanbul’a gelen ABD altıncı filosuna karşı protesto eden yükseköğrenim derneğin “Bağımsız Türkiye” pankartlarını Kadırga Öğrenci Yurdunda hazırlayanlar arasındaydım. 10 Şubat günü Beyazıt Meydanında gençlere hitap eden Çetin Altan’ı ilk kez yakından görmek için kürsünün yanına giderek dinlemiştim.

Anılar uzun, hikâye acıklı. Karaköy’de demirli 6. Filoya kadar yürümek isteyen kitleye polis saldırdı. 15 öğrenci yaralandı, 20 öğrenci gözaltına alındı. Dinci, ırkçı milliyetçilerin başını çektiği sağcılar 6. Filoya karşı çıkanları kafir ilan etmişlerdi. 16 Şubat 1969’da Taksim’de “emperyalizm ve sömürüye” karşı mitingde hazırlıklı olan sağcıların polis teşvikiyle saldırarak Ali Turgut Aytaç, Duran Erdoğan öldürüldüğü ve 200 kişinin yaralandığı tarihi “kanlı Pazar” olayı gerçekleşmişti.

Öğretmen okulundan okuyucusu olduğum Çetin Altan yazı, haber ve gazetecilikte pirim olmuştu. Özdeyişi ile 47 yıldır enseyi karartmama gayreti içindeyim. Yazılarımda yalan yazmamayı ondan öğrendim. Küresel bir yazar, bir aydındı, bizleri de küresel yetiştirdi. Üslup ustasıydı. Keskin zekâsıyla yaptığı nükteler, attığı içten kahkaha ile hayata farklı bakan bir yazar ve aydını kaybettiğimiz için üzgünüz, başımız sağ olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi