M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Şaşırmış Kürdlere bayram mesajı

Şaşırmış Kürdlere bayram mesajı

Uzun zamandır Kürd cenahından AKP havuz medyasından çok daha fazla kızgın; çırpınan, çıldıran, krizlere giren; hatta “AKP’ye ne oldu?” diyecek kadar kızgınlıklarından hakaret eden Kürd karşıtı olan şaşırmış Kürdleri yazacaktım. Seçim ve de Bayram arifesine rastlaması isabetli oldu. Böylesi bir süreçte ve de kutsal bir günde kendi ırkına karşı diklenen, zalimlerin zulümlerini az bulanlara seslenmek dinen vacip olmaktan çıktı farz olmaya başladı.

Mollaları, hacıları, ağaları ve dahi Şeyhleri yeniden devreye koyup aday göstererek medet uman AKP ve onun yandaşı şaşırmış Kürd siyasetçi ve kalemlere bir çift sözüm olacak.

İlan edilen sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı sürerken taraflı, tarafsız hiçbir görüş, düşünce, inanç, parti, dernek, dinlemeden top yekûn zulmeden egemen gücün yaklaşımlarını görmeyen şaşırmış Kürdlere bu sözlerim.

İhtirasları için kendinden geçmiş Kürd; AKP’nin “algı operasyonlarını”, arka bahçe olarak kullandığı havuz medyasını, karşı olan gazete, TV, yazar ve çizerleri yasaklaması. 150 - 200 bin nüfuslu şehirlere on günlerce girme yasağı uygulaması; kevgire döndürülmemiş bir tek evin bırakılmayıp, başta çocuk ve yaşlıların alınlarından vurarak katlederken; AKP ye oy vermiş diye ayırmayanların yaşandığı coğrafyada gözleriniz kör, kulaklarınız sağır, diliniz lal yaşamaktan öte AKP’ye oy verilmesi için nasıl çırpınıyorsunuz doğrusu anlayamıyorum.

Toplumsal algıyı “bayrak ve şehit tabutları” üzerinden yöneten güce seni teslim eden hangi vicdandır, hangi imandır, hangi insaftır; ya da hangi çıkarındır; söyler misin? Size ne oldu? Nasıl kendi ırkınıza, kendi inancınıza (Şafii mezhebine), kendi insanınıza bu kadar zulüm edilirken; sahte haber, belge ve bilgilerle Kürdler bu kadar karalanırken; saldırıya uğrarken; kara, çirkin ve kirli bir savaş yapılırken siz hala zalimlerin safında niçin ve neden yer alıyorsunuz, alabiliyorsunuz? Yer almak bir yana Kürd halkına neden daha fazla baskı yapılmıyor, zulüm edilmiyor diye AKP hükümeti ve Devlete akıl vermekten zerre olsun sıkılmıyorsunuz? Sizleri okudukça, TV’lerde dinledikçe hayretler içinde kalıyorum.

Kurulduğunda toplumu “değişim ve dönüşüm” diye yola çıkan, 2011 yılında devleti ele geçirince orkestra şefiyle yetinmeyip sarayda sultanlığa yeltenen “tek” kişinin egemenliği sonucu ülkenin içine girdiği, Kürd meselesi ve “çözüm sürecinin” buzdolabına kaldırıldığı bir keyfiliği; tek başına iktidara gelmek için başlattığı kardeş savaşını nasıl görmüyorsunuz?

7 Haziran öncesi, 8 Haziran sonrası sadece Kürdler üzerinde siyaset yaparak, sadece Kürd halkını ve politikacılarını aşağılayarak, “milliyetçi” oylar için “milliyetçiliği” kutsayan iftira, saldırı ve aşağılama kampanyalarını nasıl görmezden gelerek saflarında yer alırsınız?

Yetmezmiş gibi, onlardan daha fazla şahinleşmenizi anlamaktan, sizleri tanımaktan güçlük çekiyorum. Yazılarınızı, iddialarınızı, okudukça sizin adınıza bir Kürd olmaktan utanmamam gerekirken inanın utanıyorum.

8 Haziran sabahı belirlediği menzile ulaşmayınca kurdukları tuzakları, kendi havuz medyası aracılığı ile yasalara, anayasaya aykırı fiili uygulamaları ile toplumu manipüle ettiklerini; yeterli bulmayarak neden daha ağır baskılar yapmıyorsunuz diye gaz vermeye hiç mi sıkılmıyorsunuz? Bu şaşırmaktan öte dilim varmıyor ama farklı bir yaklaşım değil mi?

Çok açık ve net bir biçimde görüyoruz ki gazete sütunlarında, TV ekranlarında AKP algı operasyonu için yapmadığınız; Kürd halkını karalayan, rencide eden, küçük düşüren yalan, dolan, hile, desiselerinizi hiç sakınmıyorsunuz. HDP, Demirtaş ve Kürdler kendi ana vatanları coğrafyalarında gündem belirliyor diye sinir krizleri geçiriyorsunuz.

Kendi ırkınıza, kendi insanınıza, kendi akrabalarınıza karşı sağa sola saldırarak kendinizi inkâr ederek zavallı bir hal aldığınızın farkında mısınız? Ahlak gitmiş, izan gitmiş, insaf gitmiş, vicdan gitmiş bari insanlığınız gitmeden silkelenip kendinize gelmelisiniz.

Tanıdığım Kürd böyle olamaz, olmamalı. Kürdün her şeye rağmen bir inancı, asaleti, duruşu, ahlakı, onuru ve de bir gururu vardır. Dünya malı, üç günlük makam, mevki ve çıkar uğruna öz be öz kardeşini peşkeş çekerek saf değiştirmemelisiniz. İktidarın verdiği ulufenin peşinden sürüklenerek kalemini, kişiliğini halkının haklı çıkarına karşı kullanamamalısınız. Kendi kendinize verilen yüzde 90 oyları inkâr ederek bir yere varamadınız, varamazsınız.

İçine girdiğiniz bu çıkmazı geçici bir fetret dönemi olarak görüyor, kabul ediyoruz. Üç günlük dünya için bağlanan basiretinizi yitirmeyip şaşırdığınızı umut ediyoruz. Gece, gündüz demeden günün 24 saati 8 Haziran sabahından beri baskı, sindirme, zulüm altında olan kendi öz kardeşlerini göreceğinizi; düştüğünüz gayya kuyusundan çıkacağınızı bekliyoruz.

Bin yıllık topraklarda Türk’ü, Kürd’ü, Süryani’si, Alevi’si, Keldani’si, Ermeni’si, Ezidi’si, Arap’ı bir arada eşit ve kardeşçe yaşarken; ayrıştıran, etnik ve mezhepsel farklılıkları koyan; halkları bir biriyle savaş eder hale getirenin Kürdler olmadığını anlayınız? Bu gerçeğin bilincine ne zaman varacak, ne zaman kavrayacak, ne zaman idrak edeceksiniz?

Değil Türkiye, değil Orta Doğu, Dünyanın en mütedeyyin dindar, Müslüman Kürd halkını “sünnetsiz” diyerek (ki adı üzerinde sünnet. Siz ırkını inkâr eden o çok dindarlara hangi sünnetleri yerine getirdiğinizi sorarım.) hakaret edenlerin peşi sıra nasıl gidiyorsunuz?

Yetim, öksüz, mazlum Kürd çocuklarına yapılan zulmü görmüyorsunuz? Gözlerinize perde mi indi? Kürd gerçeğini inkâr ederek nereye varmayı, neyi elde etmeyi planlıyorsunuz? Çıkarlarınız için daha ne kadar topluma yabancı kalmaya, şaşırtmaya devem edeceksiniz?

1 Kasım’da yeniden seçim var. Sandık başına giderken kendinizden başkasına oy atmaya vicdanınız nasıl el verecek? Başkalarını ahlak abidesi gösterirken size hakaret ederek aşağıladıklarını anlamıyor musunuz? 7 Haziran gibi 1 Kasım’da 2. Atağa kalkacak olan kendi halkınızla beraber olmanız gerekmez mi? Heybelerinde “barış”, “kardeşlik” ve “eşitlik” olan Kürd halkının yanında durmanız gerekirken, “başkalaştırmak”, “bölmek”, “savaşmak” için gündem belirleyenlerin safında nasıl yer alırsınız?

Akıl hocaları Kürdler AKP’li Milletvekili, Bakan, Teşkilatları ile bölgeye çıkartma yapma çağrısı yapılıyor. Oy için timsah gözyaşı dökerek “Sur içinde, Cizre’de, Hakkâri’de siviller bizim de canımız, kanımız; operasyonlar sizin daha iyi yaşamanız için teröristlere karşı yapılıyor. kalü beladen beri beraberiz” yalanlarıyla öldürülen onlarca sivili görmeyecek kadar gözlerine kara bir perde inmiş sözde aydın geçinen Kürdlere bu çağrıyı yapıyorum.

Sade dindar Kürdleri kendine malzeme yapmak için çırpınarak sizi kullanmak isteyen “şer konsorsiyumu” iş birlikçiliği size yakışmaz. “Kamu Güvenlik Müsteşarlığı”, “Basın Yayın Enformasyon” ve diğer kurumlardan Kürde karşı neden manipülasyon yapılmıyor diye feryat, figan ederek medet ummak neyinize. Bölgede savunma pozisyonundan AKP’nin çıkarak harekete geçmeleri için çağrı yapan; Kürd olan ama Kürdlerle olmayanın beklentiniz nedir? Hayırlı günde aşağılamak değil şaşıranların gerçekleri bilmeleri için uyarmak istedim. 

Bütün okuyucularımdan özür diliyorum. 65 yıldır yaşadığım bu ülkede ırkçılığa karşı, bölünmeye karşı, ayrımcılığa karşı var gücümle savaştım. Ancak son 3 aydır gördüklerim ve yaşadıklarım karşısında; özellikle bizden olanların bize karşı aldıkları tavır alan şaşıranlara hatırlatmak için Bayram mesajımı nostalji, dini, geleneksel, ritüel yazmak istemedim.

Dilerim anlarsınız, hak verirsiniz. Bu gerekçe ile imanlı, insaflı, vicdanlı, namuslu, onurlu, gururlu, yurtsever, haktan, adaletten, kardeşlikten, özgürlükten, eşitlikten yana olan Kürd halkının ve onlara destek veren diğer halkların Kurban Bayramını yürekten kutluyorum.

Cejna gele Kürd u xemu insane qenc piroz dikim. Bi menin li ser xer u xweşiye de. Xwede bi mereye, ne bi zalimareye İnşallah-u Teala.

(Ey insane delal, oldar (dindar) u Müslüman; ne bejin Latif bi tişteki ni zane; ez Kure Seydaye Melle Avdilkerimim. U li medresa vi u hevotina (eğitima) vi mezın bume.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi