Lokman Ergün

Lokman Ergün

Yeni Öcalan algısı

Yeni Öcalan algısı

Bir sorun, taraflardan en azından biri için, taşınabilir olmaktan çıkmadan, çözüm iradesi gelişmez. Tersinden söyleyelim, sorun taşınabilir olduğu müddetçe, aslında sorun değildir.

Ve çözüm, tarafların mutlaka bir kazanımla masadan kalkmaları anlamına gelir. Bir taraf daha çok, bir taraf daha az alır, ama illa ki her iki taraf için bir kazanım olması şarttır.

Yani sorunun varlığı, taraflar için sopaysa, çözüm de aynı oranda havuç içerir ve ya içermelidir.

Türk devleti, ilk defa Kürt sorununun taşınamayacak bir evreye geldiğini anladı. Savaşın maddi ve toplumsal boyutları, yarattığı psikoloji, artık yönetilebilir olmaktan çıktı. Ancak, aynı zamanda Türk devleti, çözümün sunduğu havucu da gördü.

Ortadoğu’daki büyük devinimin sonucu, Kürtler ile kurulacak ittifakın hayati önem taşıyacağının önemini de anladı.

Aynı şekilde Kürt siyasi hareketi de sivil siyaset ile silahlı siyasetten daha etkili sonuçlar alabileceğini gördü. Kürt halkı sivil dinamikleri ile bu sorumluluğu üstlenebilecek olgunluğa eriştiğini ispat etti.

Her iki taraftaki bu algı değişimlerinin doğal sonucu, konunun müzakere edilmesi ve karşılıklı hassasiyetlerin gözetilmesi ile çözüme ulaşılmasıdır. Elbette ki konunun derinliğinin doğası gereği, bu süreç hayli sıkıntılı ve karmaşık olacaktır.

Süreç içinde, toplum mühendisliklerini, psikolojik algı yönetimlerini, dezenformasyon taktiklerini bu dönemin cilveleri olarak kabul etmek gerekiyor.

Çözüm süreci ağırlıklı olarak Sayın Öcalan üzerine kurulduğundan, toplumsal algıdaki Öcalan imgesinin yeniden inşası da bu kapsamda kurgulanıyor. Şimdilik İmralı kelimesiyle tarif edilen gerçekliğin, bir süre sonra ismiyle anılması da beklentiler dahilinde.

Sayın Öcalan’ın gündemi takip etme olanaklarının sınırlarını tam olarak bilemediğimizden, uygulanmakta olan toplum mühendisliği faaliyetini ne kadar takip ettiğini ve bu konuda ne düşündüğünü (henüz) bilemiyoruz. Ancak hükümet çevrelerinde kendisine yoğun bir teveccühün olduğu ve sık sık referans gösterildiği malum. Görece dikkatli bir dil kullanıldığı da görülmekte.

 Daha önce de başka bir konuda yazma gereği hissetmiştim. 90’lı yılların başında Express isimli bir dergi yayınlanırdı. Ben de yakından takip ediyordum. Sabah gazetesinde Hıncal Uluç, dergiyi fazlasıyla öven bir yazı yazmıştı. Dergi, sonraki sayısında Hıncal Uluç’un yazısını alıntılamış ve altına şu ibareyi düşmüştü: Nerede hata yaptık acaba?

İmralı’ya yeni bir ekibin gitmesinin beklendiği bu günlerde, kendisine gündemle ilgili bilgiler verildiğinde, acaba böyle bir hisse kapılır mı diye merak ediyorum? Hükümetin algı yönetiminde ifrat ve tefrit ayarlarına Öcalan’dan bir müdahale beklentisi içindeyim şahsen. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Lokman Ergün Arşivi