Lokman Ergün

Lokman Ergün

Türklerin sokakla tanışma merasimi

Türklerin sokakla tanışma merasimi

Hakkari’nin, Van’ın, Amed’in oldukça aşina olduğu gaz kokusu birkaç gündür Türkiye metropollerinde solunuyor. Ankara’nın Kızılay meydanı gün boyu kesif bir biber gazı kokusuna bulanmıştı. Ve yine Kürdistan kentlerinin yakından tanık olduğu polis şiddeti kaç gündür bütün “olağanlığı” ile devam ediyor. Akşam Ankara’nın ana bulvarlarında, polisin seyir halindeki sivil araçlara saldırıp camlarını kırdığına bizzat tanık oldum.

Devlete tapınmayı iliklerine kadar içselleştirmiş kitlelerin, birkaç gün içinde devletin güvenlik kuvvetleriyle çatışmaları ve korku eşiğini aşmaları hafife alınacak bir olay değildir. Ulusalcı ırkçıların ve Ergenekon kalıntısı Kemalistlerin durumdan vazife çıkarıp bu eylemliliği dejenere etme çabasının ötesinde, gerçekten dikkate alınması gereken bir devinim yaşanıyor Türkiye’de.

Yine özellikle sosyal medyanın kitleleri harekete geçirme üzerindeki etkisi ve bu olaylardaki önemi de ayrıca incelenmelidir. Arap Baharı sürecinde sıklıkla söz edilen “twitter devrimleri” deyiminin ne anlama geldiğini de yaşayarak öğrenmiş olduk.

Tabii ki bütün bu gelişmeler sadece Gezi Parkı’na sahip çıkmak adına gelişmedi. Gezi Parkı’nda kesilen ağaçlar ve kepçenin önüne çıkan Sırrı Süreyya Önder sadece fitili ateşledi. O fitilin bağlı olduğu bomba ise nicedir patlamak için barut stokluyordu.

AKP iktidarının ötekileştirici uygulamalarına, insanların yaşam tarzlarına olan müdahalelerine, tepeden bakan buyurgan tavrına ve anti-demokratik iktidar anlayışına karşı toplumun belli bir kesiminde çok ciddi bir öfke birikiminin olduğu neredeyse elle tutulur bir halde havada asılı durmaktaydı. Buna bir de Başbakan’ın rahatsız edici üslubu eklendiğinde bir kıvılcımın tetiklediği devinim başlamış oldu.

Sokağın görüntüsü, eylemlerin kendiliğinden gerçeklediğini söylüyor bize. Sonradan bu eylemliliği sahiplenmeye çalışan CHP ve ulusalcıların varlığı bu gerçeği değiştirmiyor. Ki şu anda da devam eden ve değişik yerlerde barikatlarla, çatışmalarla direnen kitlenin içinde esasen CHP ve ulusalcılar yok. Onlar daha ziyade bol bayraklı görüntü verip, geceleri de tencere, tava ve korna çalmakla meşguller. Ancak asıl devinimi yaratan başka bir kitle var sokaklarda. Ve Türkiye metropollerinin hiç alışkın olmadığı fotograf kareleri yaşanıyor buralarda. 13-15 yaşındaki çocukların “devlete” taş atmaları, burası için çok farklı bir algıya işaret eder. Bir kaç gündür bu eşik aşıldı.

Medyanın uyguladığı sansür, medyanın gerçeklikle olan bağının sorgulanmasına neden oldu. Hatta ciddi bir şekilde, medyanın Kürt sorunu konusunda geçmişte yaptığı (ve ya yapmadığı) habercilik sorgulanıyor.

Kısaca, bu kez Türkler sokağın gücünü anlamaya başlıyor ve gerçekten irkiliyor. Bu nereden bakarsanız bakın, iyi bir şeydir.

Bütün bunların yanında, sokağın başka bir dili de var elbet. Sokağın dilini gasp etmeye çalışan ırkçıların, ulusalcıların, Kürtleri ötekileştiren, barış sürecine olan karşıtlıklarını gündeme sokma amacı güden çabaları da var. Yine sokağın barışçıl sesini şiddete bulaştırarak dejenere etmek isteyen bolca provokatör var.

Bütün bu tabloyla ilgili daha söylenecek çok şey olacak. Muhtemelen sokaklardaki devinim birkaç gün içinde azalarak yavaş yavaş sonuçlanacaktır. Ancak kesinlikle bu devinimin sosyal ve siyasal izlerini Türkiye derin bir şekilde üzerinde taşıyacaktır.

Bu devinim içinde Kürt’lerin rolü ile ilgili söylenecek çok şey var. Bunun için de başka bir yazı gerekecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Lokman Ergün Arşivi