İrfan Sarı

İrfan Sarı

Sus yoldaş sus!

Sus yoldaş sus!

Barışın bereketi toprağında açsın

 

Tanrım, bu topraklar doğurduğu filize ne kadar can katarmış meğer onu anladım bu gün. İpek gibi, ibrişim gibi, kelebek kanadı gibi. İncitmeden, değmeden en ince yerine, ruhuyla hissedermiş.

 

Şimdi bir kartal olmak varmış, dolaşıp toprağın her yerini aslanlar gibi pençe basmak. Bu topraklar kaç yiğit doğurmuş… Kaç aslan parçası. Her yiğidin ve her aslanın alnına bir yıldız kormuş, yaşarken ve bırakıp yaşamı giderken.

 

Bildik bir hikâyedir elbette bu topraklarda ölüm. Bazen bir kuşluk vakti, bazen karanlığın kör olduğu bir dem çıkar gelir. Bilsekte, bilmesekte o ense kökümüzde bir hayın çıban gibi duruyor yahut Azrail"in nefesi kadar yakındır bendimize. Ancak kaç Azrail"imiz var onu bilmiyoruz. Sağanak yağmur gibi doluşuyorlar üstümüze, sağanak…

 

Sancısı ağır ölümler biliriz biz, sancısı dağ yavrusu kadar kocaman.

 

Bu şehrin; biz duvarlarına dayanırız, anlımız terler

                 avuçlarımız kızarır

                 bize hep bir şey olur, anlamayız

                 mevsimlerimiz solar, sesimiz değişir

                 nedendir bilmeyiz

 

Onun hikâyesini bilmeyen yoktur. Çocukluğu ve gençliğinin anıları taşar bu şehrin sokaklarında. Bölük köyüne at sırtında giden yaşlı amcamızın karşısında hak savunuculuğu yapması daha onu çocukluğunda bu şehre direk yapacaktı. O şehri ikiye bölen Gewer deresinin iki yakasını buluşturan köprüydü… İşte o köprü olduğu derenin kenarında çok akşamüstü çalıların arasına oturup anason ve suyun buluşmasını beyninde şekillendirdiği gelecekle düşleyecekti. O tırmandığı hayatın ilk basamaklarında liderliği, büyüleyici özelliği ve cesaretine bindirecek hümanizmini asla elde bırakmayacaktı. Halkın ve haklının yanında olmak; onların içtiği suyu, yediği ekmeği yemek onun için bir felsefeydi.

 

Gençliğe tek adımla girmek ona yakışmazdı onun için çift adımla ve fırtına bir yürekle girdiği gençlik yılları arkadaşlarının ve onun hikâyelerini dilden dile taşır. Renkli bir gençlik değil sade onunkisi çoğu zaman bir peygamber şefkati ve çoğu kez de taviz vermeyen bilge edasıdır.

 

Vazgeçemediği sevdaları arasında arkadaşları başı çekse de o hep devrimin insan hayatına katacağı güzelliğin hasretiyle yaşar. O arayış ona güzelliği arkadaşlık ortamında verir ancak doymaz. Kitap okumayı sevmez aslında ama yaşamın her sahnesini, yaşadığı coğrafyayı, gezip dolaştığı diğer yurt parçalarını bir bir okur. Hatta o toprak parçaları üzerinde yaşayan bütün canlıların kıpırdamasını okur. Onun için her nerde bir ağıt sesi duysa yüreği onu indirir mahzenine ve her nerede bir güzellik görse taşımak ister güneşi görmeyen yoldaşlarına.

 

Bilir ki; bu soğuk yüzlü şehrin karayazılı çocukları güneşi çok sever. Çünkü güneşte insanı sever. İkisinin aşkıyla dalda çiçek patlar meyveye.

 

Bu şehrin; iki yüzü vardı aynada

biri kırık ve döküktü, diğeri!

cüce dururdu ve vururdu

ne zaman felsefemiz konuşsa

sokaklara savrulurdu düşüncemiz

 

Liderlik olan bütün oyunların başkahramanıydı. Mesela “melanı” öyle hışımla çakardı ki çubuk yere düşene kadar o turunu tamamlardı. Ya da “bıranı” korkunç nefesi onu başa sürerdi.

 

Hetem İKE denince “Agora” göledine değinmeden geçmek eksik olurdu. Kulaçlarıyla göledi baştanbaşa geçmek, buz gibi suyun adrenalini düşürmek onun için çocuk oyuncağıydı. Suyla o birbirine benzeşiyordu. İkisinin önünü kesmek mümkün değildi.

 

Sonra Pizok tepelerinde aşkı tadar. Hayatının en verimli yılları başlar. Gençlikteki isim babalığından gerçek babalığa geçişi böylece başlar. İki eli kolu varken şimdi çoğalır kol kanadı. Uçmayı öğrendiği bu yılları ona hayatın inceliklerini de tanıtır.

 

Velhasıl bu efsane zor anlatılır dostlar.

 

Hani insana dair ne kadar sevdası varsa o kadarda zaafı sürecekmiş tütüne. Tütün onun ömrünün neredeyse bütününde yanındaydı. Gizli düşmanını sol memesinin üstünden hiç düşürmedi tıpkı kutsal kitap gibi hep iç cebinde taşıdı. Bir yana çeken dudağının arasında filtresiyle duran bu düşmanı en sonunda ona ihanetin en büyüğünü yaptı. “Beni ciğerimden vurdun” deyimi gibi tıpkı. Evet, o dost dediği düşman sade onu değil bütün sevenlerini de vurdu ciğerinden.

 

Oysa şimdilerde ismi Musa ANTER olan meşhur kışla tepesini ağzında filtresiz sigarayla bir adımda çıkardı. Hatta o kışla tepesi bir tek Heto"yi mela ELİ"nin korkusundan susardı. Yoksa şehre bir kabadayı gibi bakışı hiç düşmezdi üstümüzden.

 

Kışla tepesi, Gever deresi, Dara leqê, Girqê Ehmedo, Taxê Rûtan, Pîzok, Kanya Navdeştê, Girkê Yaşar"ı senin hasretinden hasta düşer bilesin.

 

Ya şimdi parke taşıyla tanıştırdığı o eski tozlu sokak caddelerine ne demeli, onlara senin şahadetini nasıl anlatmalı…

 

Peki, Sofî Sîto"nun çıplak sesle okuduğu ezan yerinde bu gün cenazene kıble durulduğuna kim inanır. Evet sen şimdi geverin o unutulan yüzünden kalan bir cevherken seni dedelerimizin kabristanına gömdüğümüzü nasıl anlatırım sevenlerine.

 

Ama biliyorum şimdi uyanır dersin ki; o sana has kadife sesle ve yarım ağızla “Kuro Irfan dê ew şole çawa bît?”(Ya İrfan bu iş nasıl olacak?) sonra güleceksin ve ben gülmenle öleceğim.

 

Dur yoldaş dur…

 

Bana devrimciliğin mavi rengini anlat öyle git.

 

Sonra ben nasıl cesareti toplarım yoksa.

 

İki damla gözyaşıyla bıraktığın insanlar bu şehirde bu gün bütün yürekler kıyametin en acımasızını yaşadı. Keskin bıçak bile açmadı ağızları.

 

Bir gün çok sevdiğin bu şehirden ve bu şehrin kavgasından kopup gideceğin aklıma gelmezdi. Meğersem aklıma gelmeyen başıma gelecekmiş.

 

Sus yoldaş sus… Tek kelime edersen dört kıtayı gözyaşlarıma boğacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
25 Yorum
  • Prof. Dr. Dr. Mag. Ümit YAZICIOĞLU / 02 Ekim 2007 Salı 12:25

    Me bi xemgînî bihîst, welatparêzê dilsoz Hetem IKE îro serê sibê da xatir ji me xwest û çû li ser heqiyê. Bê guman mirin her dem bê wext e, her usa Birêz Hetem IKE jî hîn ciwan bû, xizmeta ku wê ji bo gel û welatê xwe bikira hîn neqediyabû. Em ji bo Kekê Hetem IKE rehmet, ji bo malbat, nas û dostan ra jî sebir daxwaz dikin. 29.09.2007
    Prof. Dr. Dr. Mag. Ümit Yazıcıoğlu

    Yanıtla (0) (0)
  • HEMİDO / 29 Eylül 2007 Cumartesi 04:23

    Biz gözyaşlarımızla boğuşup dururken, yüreğimize hapsettiklerimizi azad etme savaşında çırpınıyorken, küçücük dünyalarımızla savaşa tutuşmuşken, sen yakalamışsın yine hayatın gerçeğini ve olanca çıplaklığı ile dökmüşsün satırlara...
    İçi acıyor insanın gerçekleri okuyunca...Dalıp gittiği hülyalarından uyanıyor..
    Bu kadar gerçekçi,bu kadar dürüst ve bu kadar içten yazmak zorunda mısın irfan abi?
    Bazan de yalan yaz lütfen...
    Hiç olmazsa gönlümüzü avuturuz...

    Yanıtla (0) (0)
  • kadir / 29 Eylül 2007 Cumartesi 06:19

    merhaba irfan abi guzel bir insanimizi daha kaybettik insallah bu topraklara baris ve huzur gelir
    slav u hurmet

    Yanıtla (0) (0)
  • gewerli / 29 Eylül 2007 Cumartesi 13:23

    hetem ike yüksekovanın kaybulmayan değeri, insanlığın hırçın kaplanı, onurun dik duruşu,devrimin baş mimarı ,seni hiç unutmayacağız

    Yanıtla (0) (0)
  • geylani / 29 Eylül 2007 Cumartesi 14:42

    bağrında mücadele aşkı olan pratiğinde korkmadan geliştiren büyük bir kadroydu o vefatı çok açı olmuştur bütün yüksekovanın başı sağolsun çünkü o bütün yüksekovanın yoldaşıydı

    Yanıtla (0) (0)
  • E. MENGEŞ / 29 Eylül 2007 Cumartesi 14:44

    hetem baba, sadece yüksekova değil tüm kürtlerin tanıdığı muazzam bir insandı. onu anlatmak istersek kelimeler yetmez. sadece şunu demek istiyorum başkanın ölüpte gam yememesi için çok çalışıp ve bu milleti muasır medeniyet seviyesine çıkarmak hepimizin görevi olmalıdır. HETEM İKE BAŞKANINA ALLAH'TAN RAHMET TÜM AİLE VE DOSTLARINA SABIRLAR DİLERİM...

    Yanıtla (0) (0)
  • abidin büyüksu / 29 Eylül 2007 Cumartesi 14:48

    bütün canlılar gibi insanoğluda biyolojik bir varlıktır. doğar,gelişir,büyür ve ölür.insanoğlu dışında hiç bir canlı varlık yaşam gerçekliğin farkında değildir.oysa insanoğlu düşüncesi gereği gözlerini dünyaya açar açmaz,yaşam gerçekliğine bir anlam yüklemeye çalışır.yaşamı anlamlandırır emek sarf eder .dünya insanlığına hizmet eder.doğa ile barışık bir şekilde yaşar. hayatını ortaya koyar,ölümsüzleşmek için ölür.evet dostlar anlamlı yaşamanın bedeli ölümsüzleşen ölümdür.bu kısa yazıyı hepimizin gönlünden taht kuran sonsuzluğa giden geverin cesur yüreği için yazdım .irfan yoldaş bir insanı anlatmanın en güzel mısralarını seçmiş. bunun üzerine soylenecek bir şey olmaz .bu havada direnenlerde var.el ayak buz kesilsede yürek cehenemde olsa sonsuza dek yaşayanlarda var.gever halkı dostu iyi karşıladı.tekrar hepimizin başı sağolsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • ayhan kaya / 29 Eylül 2007 Cumartesi 18:58

    dayıcım dewrımın en kutsal çiçekiydi gewerde sen daima bana güzeli öğretmeye çalıştın tıpkı halkına öğrettığın gibi sen onurluca yaşadın hıle nedır bilmedın ama bırılerının gözü hılelerdeydi kazandıklarını sanıyor ama bılmıyorlarki asalaklar fazla kazanamaz çünkü asalakın gücü neki ne kazansın güle güle canım BAŞKANIM

    Yanıtla (0) (0)
  • jiyan alkan / 29 Eylül 2007 Cumartesi 19:17

    hani yusuf hayaloğlunu bi şiiri warya denizlerin dalgasıyım ben HALKIMIN KAVGASIYIMyarınların sevdasıyım BEN ÖLMEDİMKİ...

    Yanıtla (0) (0)
  • N, yildiz / 29 Eylül 2007 Cumartesi 19:43

    sevgili hetem dayi senin bu zamansiz sahdetin beni derinden uzdu sen devrimci mucadeleni en guzel orneklerindne biriydin cok uzaklardan ta parisden snein olum haberini okurken cok derin bir aci duydum gerek aile olar gerek bireysel olarak ulusal micadelenin en durust emekcilerinden biri oldun son ana kadar halkina hizmet etme amacli caba vermeye calistin seni saygiyla aniyorum basimiz sagolsun

    Yanıtla (0) (0)
  • Firari Gewer / 29 Eylül 2007 Cumartesi 21:00

    Ölüm her aklına geldiğinde ah deyip vah edip inleme o halinle tanrıyı incitmiş olursun ecel kapını çaldığında evi telaşa verme o gelmeden sen çoktan gitmiş olcakasın dün Musa ANTER,Ahmet KAYA, Mahmut BAKSİ,Orhan DOĞAN, bu gün ise, onların yarım kalmış mücadelelErini devr alan HETEM İKE'yi kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Güzel YÜKSEKOVA'mızın, bağrından çıkıp toplumun siyasal sosyal ekonomik sorunlarını ve sevinçlerini paylaşan ve ölümü pahasına her zaman bu toplumun önünde, şer odaklarına göğsünü siper ederek, özgürlüğe yürüyen yiğit kahraman Sayın HETEM İKE'nin anısına bağlılık bize bıraktığı mirası devr alarak mücadelesini, özgürlüğe taşımaktan geçer. TÜM KÜRT HALKININ BU ACISINI YÜREKTEN PAYLAŞIYORUM AİLESİNE BÜYÜK SABIR DİLİYORUZ...HEPİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN... :( Firari Gewer

    Yanıtla (0) (0)
  • muzaffer / 29 Eylül 2007 Cumartesi 22:46

    sayin başkan ike bizi bu yolda bizi yalniz biraktin senin yaşam sürecinde yaptiğn tüm emekler onunde saygiyla eğiliyorum. yerin ve mekanin cennnet olsun yoldaş soz olsun ki bu yoldan donmeyecez soz olsunki biz bu yolda başarana kadar mücadelemizi sürdürecez sen mezarindan rahat uyu gün gelir senin mezaarinda bayraklar sallanacak. SENİ UNUTMAYACAĞİZZ

    Yanıtla (0) (0)
  • PERSONELİN / 29 Eylül 2007 Cumartesi 23:22

    HAYAT ÖYLESİNE HIZLI AKTIKİ SENİNLE ÇALIŞTIĞIMIZ SÜREDE FARKINA BİLE VARAMADIK ÇÜNKÜ SEN GERÇEK BAŞKANDIN SENİ OGÜN ANLAMAYANLAR ZAMANLA ANLAYACAKLAR HASTALIĞINLA OY AVCILIĞI YAPANLAR BU GÜN CENAZEDE ÖN SAFLARDA YER ALIYORLARDI SEN MAKAMLARI BIRAK DÜNYAYI ONLARA BIRAKTIN GİTTİN ACABA ONLAR SENİN BIRAKTIĞIN MİRASLARA SAHİP ÇIKABİLECEKLERMİ YADA LAYIK OLABİLECEKLERMİ ÇÜNKÜ SEN VERDİĞİN KARARLARIN ARKASINDA DURMASINI CANIN PAHASINA BİLEN BİR ŞAHSİYETTİN ARKANDA GÖZ YAŞI SELİ BIRAKARAK GİTTİN SANA YAKIŞMAYAN ÖLÜMÜ ÇABUK KABULLENDİN RUHUN ŞAD MEKANIN CENNET OLSUN GÜLE GÜLE HETEM BABA..........

    Yanıtla (0) (0)
  • eylem / 30 Eylül 2007 Pazar 09:35

    NEREYE HETEM BABA BİZİ YARI YOLDA MI KOYACAKTIN...
    Bizlere öğretmeyecek miydin devrimciği ...ilkelerini... nereye böyle ....gerçekten çok büyük bir üzüntü yaşadık Allah rahmet etsin yeri cennet olsun...o çok büyük bir devrimciydi ....irfan abi süpersin duygularımızın sesi olmuşun bi nevi..burda bişiye dikkat çekeyim ne olur birakın o zehiri(sigarayı)daha ne canlar alacak...hepimizn başı sağolsun....

    Yanıtla (0) (0)
  • AYAZ TURGUT / 30 Eylül 2007 Pazar 12:12

    ARAMIZDAN ÇOK DEĞERLİ DEVRİM YOLDAŞIMIZ OLAN HETEM İKEYİ KAYBETTİK.ÜZÜCÜ Bİ DURUM AMA SONUÇTA HEPİMİZ AYNI KADERİ YAŞAYACAĞIZ.YÜKSEKOVAYA NİCE KAZANÇLAR SAĞLAYAN ,UĞRUNDA MİLYONLARIN MÜCADELE VEREN DAVAMIZA GÖNÜLDEN ORTAK OLAN SAYIN BAŞKANA ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM.

    Yanıtla (0) (0)
  • mali / 30 Eylül 2007 Pazar 14:29

    bazı yorumları okudukça hayret ediyorum.bir insan nasıl hem devrimci hem müslüman ve hem de ırkçı olabiliyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • ÇİYA KENDAL / 30 Eylül 2007 Pazar 20:14

    KÜRT HALKIN VE DEVRİMCİ YOLDAŞLARIMIZIN BAŞI SAĞOLSUN AİLESİNE VE YAKIN DOSTLARINA SABIRLAR DİLİYORUM.YERİN CENNET OLSUN BAŞKANIM......HAKKARİ DEN ABİ AİLESİ ADINA ÇİYA KENDAL

    Yanıtla (0) (0)
  • A. Ziya Çamur / 01 Ekim 2007 Pazartesi 14:35

    Kimi insan var ki, makamından zenginlik katar kendine, kimi insa var ki, kendinden zenginlik katar makamına. İrfan Dost'un kaleminden dökülen dokunaklı satırlardan anlıyoruz ki, Merhum, kendisinden zenginlik katmış makamına, dostlarına Yüksekova'ya...
    Bence yaşamanın hası da budur.

    Ne güzel bu dünyayı terkettikten sonra da İrfan Sari gibi dostlar geride bırakmak ve onlar tarafından hayırla anılmak.

    Acınızı paylaşır, sevenlerine baş sağlığı dilerim.

    Yanıtla (0) (0)
  • aysun / 01 Ekim 2007 Pazartesi 11:58

    siz niye bu kadar yakışıklısınız

    Yanıtla (0) (0)
  • Nihat BARGİRİ / 03 Ekim 2007 Çarşamba 09:13

    Susmasını istediğin Yoldaş'ı o kadar güzel ifade etmişsinki,okuyanın hüznünü ve gözyaşlarını hissetmek için sanki.Büyük Devrimci Hetem İKE yoldaşımışa Allah'tan rahmet,ailesine büyük sabırlar diliyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • M.SELİM BAKİN / 03 Ekim 2007 Çarşamba 14:10

    Başkan senden başka hiç kimse onu senin kadar iyi anlatamaz hepimizin başi sag olsun.mersinde de tekelci mehmet yılmazı kaybettik .

    Yanıtla (0) (0)
  • kütüphane / 03 Ekim 2007 Çarşamba 15:30

    irfan bey kişiyi değerlendirme biçiminiz halüklade hakikaten onu bu kadar düğruya doğru anlatmak kolay değildir.hatem ike çok mükemel bir kişiliğe sahip bir insandı.onu gidişi başta y ovalılar olmak üzere bir çok kişinin kaybı oldu...kendisine allahtan rahmet.ailesi ve sevenlerine baş sağlığı.sizede başarılar diler5im....

    Yanıtla (0) (0)
  • orhan KOCA / 04 Ekim 2007 Perşembe 22:53

    Merhuma ALLAH'tan rahmet,kederli ailesine sabırlar diliyorum mekanı cennet olsun,nur içinde yatsın büyük bir özüntü ile öğrenmiş bulunuyorum acınızı paylaşıyoruz...

    Yanıtla (0) (0)
  • ERDEM YÜCEDAĞ / 05 Ekim 2007 Cuma 17:47

    Sevgili irfan: Nevro ile ilgili makalenize yaptığımyorum de; Hetem İke ile ilgili;daha sağlığında; okul,Sınıf,Sıra arkaaşım,Bitimize kadar her şeyimizi bölüştüğüm ,Mahalle arkadaşım Hetem İki ..." diye yazmiştım,Devamında ise; Sizden bahisle Memleketimizin büyük yazarı olacağını belirtmiş ve bu duygularımdan da haklı olduğumu düşünuyorum, Bunnu için sizi tebrik eder,başarılarının devamını diliyorum.
    Merhum değeli arkadaşım Hetem'e gelince;daha önceki yorumumda belitiim üzere; Benim Mahalle,Okul,Sınıf hattı sıra arkadaşım,sırdaşım,yolaşım,derttaşım idi, Aynı sınıfta beraber okuduğumuz aynı vasıflardakı sevgili arkadaşım Süleyman ile Sevgili kardeşim olan ve ametli Babamın Felç geçirdiğinde sırtına alarak evimize kadar getirenve bu yardımseverliğini ve iyiliğini hiç bir zaman ututmadığın ve utunmayacağım,değerli arkadaşım Ethem'in özlemi içimde kor gibi yanarken, Hetemi de kaybetmenin acısı beni gerçekten üzmeken ziyade Kah etti, Kendisine Allatan Rahmet,Kederli ailesine ve tüm Yüksekova'lılara Başsağlığı diliyorum,Mekanı cennet olsun,Tek temenim ve tesellim Dünya gözüile bir daha Süleyşman ile Ethemi görme ümidimdır,kendilerine de ayrıca başsağlığı ile bilikte sıhhat,huzur ve mutluluklar diliyorum, Tüm yüksekova alkına sevgi,saygı ve selamlarımla, ERDEM YÜCEDAĞ

    Yanıtla (0) (0)
  • adnan / 06 Ekim 2007 Cumartesi 14:49

    ömrünü sosyalizm ve kürtçülüğe adamış bir insanın mekanı nasıl cennet olabilir ki.Hakkarili hemşehrilerimin islam anlayışı ne kadar ilginç

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi