Sevgili okurlarım; sakın kullandığın başlık yazıya oymuyor demeyin. Bu işin püf noktası veya cilvesi yada benim bir aldatmam olsun. Unutmayınız ki bebek ve çocuk olarak silahla haşır neşir olan kişi yetişkinliğinde bu özentiden uzak duramaz. 

Öncelikle Yüksekovahaber.Com'un 10. kuruluş yıldönümü nedeniyle, Yüksekova Haber'e 'iyi ki doğdun, iyi ki varsın' diyorum. Geçen 10 yıl boyunca bu vesileyle düşüncelerimizi sizlerle paylaşma olanağı bulduk. Şimdi olduğu gibi.

Bu ülkede meydana gelen her olumsuzluğa ucuz ve basit çözümler üretme de üzerimize yok galiba. Bazı olumsuzluklara “dış güçler”, bazılarına “Töre” deyip aradan çıkmaya çalışırız.

Hele hele böylesine büyük bir ülkede kültür, örf, adet ve geleneklerin yoğun yaşandığı bir ülkede her kesin bilir bilmez yorumlar yapması hayatı karmaşık hale getiriyor.

Meydana gelen olayların ardından kahrolsun şu veya bu, şehitler ölmez – vatan bölünmez, yaşasın şu veya bu derken kendi ülkemizde her şey için bayrağa koşulması ne yazık ki dertlerimize derman olmamıştır. Kin, nefret, öfke, intikam her zaman akli selim düşünmenin önüne geçmiştir.

İki gün önce Mardin ili Mazıdağı ilçesinin bir köyünde canice ve hunharca işlenen cinayetler zinciri için basın kuruluşları, birilerini ön plana çıkarmak için bir yarış içerisine girdi. Hatta Mardin'de işlenen bu cinayete lütuf edip Ankara'dan gelmeyen ama bir zamanlar bu insanları temsil eden ve olaydan ne yakından nede uzaktan bilgisi olmayan insanlar yayına alındı.

Düşüncelerini yine en ucuz kelimelerle açıklamaya çalıştılar. Herkes bu cinayetin vahşiliğinden, bunun cehalet sunucu işlendiğinden ve Töre cinayeti olması yorumunda bulunmaya çalıştı.

Oysa bunun bir vahşet olduğu, cehalet sunucu işlendiği konusu cinayet sebeplerinden sadece bir tanedir. Daha bir çok nedenin olduğu elbette tartışılmalı ve doğru olarak tartışılmalı. Ama asla bu cinayet bir Töre cinayeti değildir.

Allah aşkına tarih boyunca ne zaman bu coğrafyada böylesine bir katliam yaşandı ki buna siz Töre diyorsunuz. Bunun bir çok nedenden kaynaklanan kin ve öfke sonucu işlenen bir cinayet olduğu ortaya çıkacaktır.

Burada en basiti hiç kimse çocuk, genç, yetişkin ayırımı yapılmaksızın Kurtlar Vadisi vb. insanları tarayan ve yok eden filmleri ve hatta çocuk filmlerini sorgulamıyor. Daha çocuk yaşlardan başlayarak şiddet filmleri ve oyuncak silahlarla çocuklar eğitiliyor. Bu özenti gençlik çağlarında ve yetişkinliğinde üst sınırlara çıkıyor.

Ülke bir zamanların Teksas'ına dönmüş, ülkede tüm insanların gerek kurucu sistemiyle ve gerekse ruhsatlarla silahlandırıldığı sorgulamıyor. DTP “halkın silahlandırılması bir nedendir” şeklinde ifade ederken, taraflı ve ön yargılı basın bunu çatlak ses olarak lanse etmeye çalıştı.

Maalesef sayılar belki bu kadar fazla olmamakla birlikte, bu ülkede her gün ferdi intiharlar, cinnet sonucu aile bireylerini yok etme, ticari anlaşamazlıklar, siyasi görüş ayrılığı vb. sayısız nedenlerle insanlar öldürülüyor. Peki bütün bu olayların %90"ı silahlarla yapılmıyor mu?

Ben hayatım boyunca silahtan hep nefret ettim. Belki de dünyaya gözlerimi açtığımda silahtan hep zarar gördüğümden olacak. Allah'tan niyaz ederim ki hiçbir zaman beni silah kullanmak zorunda bırakmasın.

Bu nefretimi proje haline getirmek ve çocuklara aşılatmak istiyorum. aynı projenin bir benzeri geçen yıl Tema Vakfı Bingöl İl temsilcisi Cuma KARAASLAN tarafından da uyulandı.

Silahın sadece insanları öldürmeye yaradığını, insanların silah yerine kitap okuyup kalem taşıması gerektiğini çocuklarımıza aşılamalıyız.

Bu çerçevede projemi yasal yollarla hayata geçirmek amacıyla en kısa zamanda Hakkari Valisi ve Hakkari İl Milli Eğitim Müdürü ile gerekli görüşmeleri yapacağım. Özellikle il, ilçe ve köylerimizin genelinde okulları bu işin içine sokmamız gerekmektedir.

Gerekli olumlu izin ve desteklerin ardından yazarı olduğum Yüksekova Haber Gazetesi İmtiyaz sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni ile görüşmelerimizde ortaklaşmaya çalışacağım. Bu proje Hakkari İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yüksekova Haber Gazetesinin ortak projesi olmalı.

Yüksekova Haber, kendi internet sitesinde kitap yardım kampanyası ile bu projeyi ülke gündemine mal edebilir. Milli Eğitim Müdürlüğü ise çocuklardan silahları toplayıp bir törenle imha edilmesini ve kitapların çocuklara ulaşmasını sağlayabilir.

Daha sonra Belediyelerimiz, Sivil Toplum Örgütlerimiz, Muhtarlarımız, Velilerimiz ve Toplumun her kesiminin desteğini alarak Hakkari'den tüm Türkiye çocuklarına ve dolayısıyla yetişkinlerine güçlü bir mesaj verme imkanı mevcuttur.                 

Silahsız ve kansız bir dünyada ve bir ülkede hep birlikte sulh ve sükunetle yaşama dileğiyle…