Meğer hasta yatağında bu ülkenin hastalığına kızabilir ve yazabilirmiş adam.

KCK davası Diyarbakır’da görülmeye başlar başlamaz bir gün daha ertelendi. Kürtçe savunmaya ise Hakim reddi damgasını vurdu.

Bunlar Kürt. İşleri güçleri yok. Varsın bir gün daha geciksinler der gibi bir tutum içinde olmak kabuledilemez bir vicdansızlık ve saygısızlıktır.

Yargı dediğiniz dakik ve adil olandır.

Bir insanı bir gün bile olsa geciktirmek adaletsizliğin önde gidenidir ki bu insanlar bir yılı aşkın süredir içerideler. Göz göre göre insan hakkı ihlal ediliyor.

Tanımı mümkün olsaydı içeridekilerin sevenlerine, annelerine babalarına, çocuklarına, arkadaşlarına durum izah edilirdi.

Oğlum baban adam öldürdü mü diyeceğiz.

Baba senin çocuğun hırsızlık yaptı mı diyeceğiz.

Anne evladın tecavüz suçundan mı içeride diyeceğiz.

Ne denilir bu tiyatrosal duruma?

“El kaldır, el indir.”Demokrasisini iliklerine kadar indirgemiş bölge milletvekillerinin AKP demokrasisi için sihirli bir demokrasi vurgusu yapmasına bu tiyatrosal durumu görmelerini önermeli.

Hani Türkiye’de Kürtçe konuşmak yasak değildi?

Hani Kürt vatandaşlar anadilleriyle serbest konuşabiliyordu?

İşin garibi ise bu gün bir beyanat veren kabinenin Kürt bakanı Şimşek “Babam Türkçeyi hiç öğrenmedi” diyordu. Böyle bir drama böyle içler acısı bir durum.

AKP demokrasisini kent-kent, belde-belde, köy-köy anlatan bu insanlara Diyarbakır’daki durum hakkında bir sormak lazım. Neden hakim ret dedi Kürtçe konuşmaya?

Kanun namına Türk olun demek isteniyor da ondan.

Yanılıyorsam düzeltin, bunun başka izahı varsa söyleyin.

Kürtlerin öz evlatlarına anadillerinden eğitim şansı vermeyen bir yapıya bu kadar körü körüne bağlı olmanın da bir izahı vardır ama onu da yeri ve zamanı geldiğinde Kürt çocukları söyler.

Kentlerde, üniversitelerde, orta öğretimlerde, ,ilköğretimlerde, sokaklarda, cezaevlerinde, televizyonlarda, adliye koridorlarında, karakollarda; geldiğimiz yüzyılı utandıracak kadar zulüm yapılıyor Kürtlere.

Buna rağmen demokrasinin en yaldızlısını bu iktidarın teminatı getirecek diye kendini avutan ve referandum süresince havarilik yapanlar bir kez daha ağababalarından izin alıp düşünsün derim.

Düşünsün ki; “yetmez ama evet”in adil terazisinde bir sallansın.

Sallansın ki; bu gün Kürt meselesini bir fatihaya havale etmenin ne demek olduğunu öğrensin.

İşte bütün bu parçalar bir araya geldiğinde Türkiye’nin Kürtler için hangi demokrasiyi öngördüğü ve Kürtleri ne kadar önemsediği görülecektir.

Yeni bir anayasada olmayacak Kürtler.

Seçim barajının altında da bırakılacaklardır.

Eee hal böyle olunca Kürtçe savunma fırsatını beklemek saflık olur.

Onun için bekleyin derim AKP demokrasisi sürprizlerle karşımıza çıkmaya devam edecek. Kendinizi her sonuca hazır hale getirin.