M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Barış sevinci mi, show mu?

Barış sevinci mi, show mu?

Barış adımı için dönen PKK’lilere bölgede huzura hasret Kürtler değişik bir kutlama yapılmasına “Barış şenliği” yerine “ Show” denilen bir sürecin başlatılması AKP’nin Kürt açılımına hazırlıksız, plansız ve projesiz girdiği intibasını uyandırdı.

Nitekim Başbakan sürecin önünü açacağına “sil başa döneriz” yaklaşımı açılım dönemecine tam gelinmediğinin göstergesidir. Bunu fırsat bilen muhalefet hemen PKK ile savaşan general hapiste PKK’liler serbest muhabbeti ile Ergenekon tutukluları ile 8 PKK’liyi mukayese etmesi ve de karşılama törenini farklı yorumlayarak eleştirmesine AKP de tırsarak sürece dahil olunca Avrupa’dan geleceklere şimdilik durun işareti verildi.

Bir düşünün: AKP Kürtleri silahtan ve dağdan vazgeçirmeye çalışıyor. Ama muhalefet korkuları körükleyerek, savaşı kışkırtarak toplumun hayatına yön vermeye, faşist ve ırkçı bir tutum sergiliyor.

Peki o vakit niye korkuları körükleyerek süreci tıkamaya çalışıyorlar?

Çünkü “Kürt meselesi”nin halli için büyük siyasî cesaret gerekiyor.

On sene önce kaçan fırsatta Kürtler dağa çıkmakla kalmadı, yüzlerce Türk genci o dağlarda ve şehirlerde kurban edildi. Bunlar tesadüfen olmadı. Savaş on yıl daha sürdü ve on yılda 4 bin (dört bin ) insan daha öldü.

On yıl önce olduğu gibi bu günde siyasi örgütler ve medya, sistemli, planlı, yalanlı dolanlı, vicdansızca, binlerce insanın kanıyla beslenerek sürece yeniden takoz koymak istiyor.

Bu yaklaşım, askerî dikta hariç milletin rızası olmaksızın yürütülmek istenen kirli bir savaştır. Bu ısrarda iktidarını korumak isteyenler de, iktidar için savaşı tek yol görerek siyaset yapanlar da vardır. Yeni şehit cenazelerinde ellerini ovuşturanlar vardır.

Oysa vatan-millet-şehitler edebiyatından ikbal umanlar, şehit düşen bir gencimiz için zerre kadar üzülmedikleri gibi sevinirler. Onun için barış sevincinin adını Show koyuyorlar.

Diyarbakır Cezaevi uygulamalarından, bok yedirmelere uzanan, JİTEM’li “terörle mücadele” yıllarından 17 bin 500 faili meçhule varan katliamları Türk insanına Kürtlerin çektiklerini anlatmak Ve “Bunlar bize yapılsa ne ederdik” diye sormak gerek. AKP açılım istiyorsa bu gerçekleri bütün çıplaklığı ile kamuoyu ile hemen şimdi paylaşmalıdır.

Birileri süreci baltalamak için çıkmış diyor ki “Dağdan gelenler açıkça biz PKK’liyiz diyor.” Bu soruyu soranlara sormak lazım. Siz dağdan kimin gelmesini bekliyordunuz?  

Otuz yıldır akan kanın durması için otuz dört Kürt Habur kapısından içeri girdi diye milliyetçi ve ulusalcı cephe, medya sözcüleriyle “Show yapıyorlar” yaygarasını kopardı. Doğrusu ilk etapta Avrupa grubunu erteleterek de başarılı oldular.

Show yaptılar diyenlere sormak gerekiyor. Ne yapsalardı? Kimseye haber vermeden gece yarısı Türkiye’ye giriş yapıp “Biz ettik, siz etmeyin mi” deselerdi? Savcılara da 25 yıldır boşu boşuna dağlarda dolaştık durduk, bin pişmanız demelerini mi bekliyordunuz?

Bu sorun böyle gizlice teslim olma ve pişman olduklarını söyleyecek kadar basit bir sorun ise o zaman adama sormazlar mı, neden kanlı 25 yıllık bir süreç yaşandı? Neden 50 bin insan öldü ve neden 3 bin köy boşaltıldı? Basit bir pişmanlık ve teslimiyetten ibaret olsaydı bu savaş bunca yıl sürer miydi?

Bu ne teslim olma, ne de pişmanlık sürecidir. Bu bir “Barış” sürecidir. Barış sürecinde de kartlar açık oynanır. Bu savaşta büyük çok büyük maddi, manevi ve can kayıpları verilmiş. Bilanço çok ama çok ağır. “Show yapıyorlar” diye bağıranlar bunun ne kadar farkında bilmiyorum ama yapılanlar Show olmadığı, sevinç gösterisi olduğu kesin. Kürt insanının yıllardır çektiği acıyı anlayanlar bunun Show olmadığını çok iyi biliyor. Barış için sevinen Kürtlere gerçek barışı isteyen Türkler de destek vermeli. Çünkü barışta mutlu bir gelecek var.

Şair Cemal Süreyya’nın, “Sizin hiç babanız öldü mü?” şiirinde dediği gibi; Show mu, barış mı kararını verecek olanlar babaları ölenler olmalı. İnanıyorum ki baskı altında olmadan sorulacak bu soruya “ hiç kimsenin babası da, evladı da ölmesin” diyecekler. Ama bu uğurda kayıp vermeyenler bu acının ne demek olduğunu bilmezler, ölüme çağrı yaparlar. Yarını göremeyenler evlat, anne, baba, kardeş acısı çekmeyenler savaş naraları atarlar.

Sonuç olarak Kürtlerin hükümetten talepleri sorunun önemini kavrayarak süreci oya ya da tekrar iktidar olmaya tekabül etmeden tarihi bir olgunluk, sabır ve cesaretle yoluna devam ederek kangrenleşen bu sorunu çözmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi