İrfan Sarı

İrfan Sarı

Ağustosun göçmen kuşlarına

Ağustosun göçmen kuşlarına

Bir parça masaldan bir parça yürek hissiyle merhaba çocuklar!

 

“Doğuya sırtını veren İspirez sıra dağları Ağustos kuşlarını izliyordu heybetli heybetli. Kuşlar peylan tepelerinin bittiği yerde bir o yana bir bu yana kanatlanıyordu. Uçmak kanatlarında yaşamın öteki yüzüne, yani göç etmek bir başka yere. Her kanat çırpanında bir ah… Her nefes için milyon kere yok olma…

 

Mevsim oruçluydu.

 

Kuşlar su gibi berrak kanatlarında umut yeşertiyordu. Umutlarına alıcı kuş dadandı!

 

Ölüm geldi sonra… Paramparça… Bölük pörçük…”

 

Bir öğlen sonrasıydı. Güneş kara bulutların arkasında kelepçelenmişti. Rüzgar ölümün şarkısını gezdiriyordu ovada.

 

Siz yüreğin en kardeş türküleriyle seviyordunuz yaşamayı. Siz sevdiğiniz yeminlerle bağlıydınız dünyanın kalbine.

 

Oruç mevsimiydi,  oruca girdiniz kan revan.

 

Şimdi sizin yasınızı kim tutar.

 

Kim tutar bizim yüreğimizin taşkınlarını. Hangi bent!

 

Öyle oluk oluk akıyorsunuz kalbimizden aşağı. Öyle buram buram kokuyorsunuz burnumuza. İftar pidesi gibi açlığımızın iflahını kesiyorsunuz. Doymadığımız bütün sofralarımıza konuk olurken ellerinizi öpüyoruz doyasıya. Gözlerinizi içiyoruz yeminle.

 

Bilseniz çocuklar!

 

Bizim bedenlerimizin düğmeleri tutmuyor iliklerini. Bütün elbiselerimiz yırtık. Annemizin elleri iğne tutmayalı hayli zaman olmuş. Ki tutsa da dikemeyecek iliklerimizden akan kanın önünü. Öremeyecek yüreğimizdeki kilimin dokusunu.

 

Bizim kilimimiz nasılda dolu doludur. Bahçe içindeki çekirdek patlaması gibi her yanı yeşil, her yanı kırmızı, her yanı sarı…

 

Neleri, neleri sığdırmışız yüreğimizin kilimine bir sizin göç hikayesini sığdıramayız ha! Bir sizin göç hikayesinin ana fikrini çünkü ölümün ana fikri yine ölümdür.

 

Evvel zaman kanunudur bu. Kardeşlerin acısı sığmaz yüreğe, tuzun yaraya sığmaması gibi.

 

Mesela her adımda yanımızdasınız, her öksürdüğümüzde göğsümüzden geçiyorsunuz. Her sokağa çıktığımızda yürüyorsunuz bize doğru. Her yudumladığımızda çayı, bardağa resminiz geliyor. Her sarf edilen sözün arasına saçlarınız karışıyor. Her yastığa baş koyduğumuzda kırılıyor odanın duvarları, tavan üstümüze çöküyor.

 

Ve onun içindir ki gülmelerimiz sizsiz anlamsızlaşıyor. Kayboluyor dağarcığımızdaki kelime hazinesi. Mesela gökyüzündeki dolunayı göremiyoruz eskisi gibi, hâlbuki ay dolalı çok oldu. Hele kısacıkta olsa gözleriniz gözlerimize çarpınca bütün göçmen kuşlar kulaklarımıza çığlıklaşıyor.

 

Bir öğlen sonrasıydı, şehir akın akın hüzün sağıyordu.

 

Bulutların olduğu yere kadar kaynadı duygular.

 

“Giderseniz bir daha sarılmama fırsat verin” dememe bile zaman vermediniz. Olsun size sarıldığım anları yaşarım yeniden kalan ömürce.

 

Ağustos yansın…

Ağustos yurtsuz kalsın…

Ağustos buz kessin…

 

Her ne desem de azaltmayacak yüreğime düşen eksikliğinizi.

 

En iyisi çıkıp gelin görün özlem denizimi. Kurudu.

 

Sizi çok özledim… Gelin hadi.

 

Rüyalarım ömrümde bir kez gerçek olsun. Ne olur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
62 Yorum
  • yusuf caner / 03 Eylül 2009 Perşembe 21:43

    Acınız çok büyük başınız sağolsun yazılar üzerine çok yazılır çizilir ama bunun üzerine yazmak çizmek bence çok zor yani gidenlerin ardından ölümün ardından ama yazınızı okurken kaleminizin profesyonelliğini bir kez daha anladım.Tekrar başınız sağolsun diyor ağostusun göçmen kuşlarının da mekanlarının cennet olmasını diliyorum

    Yanıtla (0) (0)
  • Aydın koç / 03 Eylül 2009 Perşembe 22:10

    gülüşünün yansıması kalmış hala ders sıralarında öyle uslu ki, öyle sevecen ki...şarışın bir sevda edasında sarı bir gelin edasında ve mahrur,kalem defterler yas mevsiminde isyankar bir buyun büküntüsünde.ve artık sarı gelin söylenmiyormuş o sıralarda söylenemiyormuş taki sen sennn... 5 yaşında kalımış bir babanın öyle sevecen ,öyle tatlı öyle yumurcakki yanakları hep al al olur kapı çalınışların. gelme umutları hala dimdik ve hala yumurcak bir s

    Yanıtla (0) (0)
  • ahmet önal / 03 Eylül 2009 Perşembe 22:59

    başkanım tekrar başınız sağolsun artık bu aşamadan sonra dua etmekten başka çaremiz kalmıyor mekanları cennet olsun saygılarımlaaaaaa

    Yanıtla (0) (0)
  • Duri welat / 03 Eylül 2009 Perşembe 23:07

    em xemginin,em westyanin u em bizarin.Li vefata wan bi rumete bi délek pakije.Ez dibéjim li rojek wehesada yako piroz ew dilémedane u her dem dé dilé meda jiyan biken.Ez serxwesiye li malbata Sari u hemu gele Geweré dikem.Serime hemuyan saxbe.Ji hollanda Duri Welat

    Yanıtla (0) (0)
  • Eşref KALKAN / 03 Eylül 2009 Perşembe 23:13

    BAŞINIZ SAĞOLSUN,ŞEHİR DIŞINDAYDIM O KARA GÜNDE.ALLAH AFFETSİN.MEKANLARI CENNET OLSUN.TFL LARINIZA ULAŞAMADM.TEKRAR ÇOK GEÇMİŞ OLSUN.SÖZÜN BİTTİĞİ, ACININ CÜMLELERE SIĞDIRILAMADIĞI ANDIR.

    Yanıtla (0) (0)
  • mesut / 03 Eylül 2009 Perşembe 23:26

    yüksekova o günden beri yasta....başımız sağolsun

    Yanıtla (0) (0)
  • GönLümün Sağ Alt Köşesi / 03 Eylül 2009 Perşembe 23:37

    Anlık Yaşamamızda en anlamsız sondur ölüm. . . size dair söylenecek tek cümle "ölüm size yakışmadı" :(:(

    Yanıtla (0) (0)
  • HARUN / 03 Eylül 2009 Perşembe 23:39

    Bekçisiydin sankı bu mahallenın herkesın guvenıp sırtını dayayıpta uyudugu..Bak sen gıttın dıye durmadı hayat ama eskısı gıbı kapımız acık uyuyamıyacagız..Çayını sıcak tutacagım dostlugumun bekcısı...ey ölum her oldugunda benım sana olan korkularımı bıtırıyorsun...Ey hayat bak ogulların ve hatta gul benızlı kızlarını alıyor olüm yapacak hıc bır seyın yokmu...Senı ben beş mevsım yasatacagım gönlümün ve mafsalımın iliklerınde seni kardeşin

    Yanıtla (0) (0)
  • yılmaz gözyan / 03 Eylül 2009 Perşembe 23:45

    Gidersen Yıkılır Bu Kent (HÜSO)



    Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
    Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
    Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
    Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
    Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
    Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

    Gidersen kim sular fesleğenleri
    Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

    Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
    Sustuğun yerde birşeyler k

    Yanıtla (0) (0)
  • sibel çapraz / 03 Eylül 2009 Perşembe 23:48

    Ağustos bir erken ayrılığın habercisiydi, acı bir düğüm bıraktı yüreklerde, kelimeler kifayetsiz kaldı, sığınılacak cümleler aradı insanlar, çünkü Acı hepimizindi... deniz görmemiş esmer çocuklara söz vermiştik seldamla, yapacak çok işimiz vardı... hangi birini anlatsam bilemiyorum... evet ne yazık ki hayat devam ediyor, hayatın birer izleri onlar. asla silinemeyecek iki değerli izi. saygıyla ve sevgiyle anıyorum kardeşlerimi.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bedri ÇALLI / 04 Eylül 2009 Cuma 01:52

    Sevgili dostum; acının büyüklüğü hiç şüphesiz tarif edilemez. ateşin düştüğü yeri yaktığı konusuda bir gerçek. ancak bu ateşin düştüğü alanın büyüklüğüde tartışılamaz. eminim ki bu alanın büyüklüğü, acınızın paylaşılması bir nebze de olsa teseli durumundadır. onlar hepimizin kalbinde yaşıyor ve acıyı hep birlikte paylaşıyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • NEWALGEWER / 04 Eylül 2009 Cuma 02:34

    Ji vera çi bijem hındik dihar dike ji hun gulen azadiye ronya çavabun ji ve neka dile irfan başkan tine cemidandiye vé dile 100 hezar ınsana parça parçekirye...

    Yanıtla (0) (0)
  • İhsan KALENDER / 04 Eylül 2009 Cuma 03:23

    Kardeş acısının tadımını tatmadan tanımlamak , hatta yorumlamak pek zordur. Ben de yıllar öncesinden genç fidan kardeşimin vefatıyla tarifsiz ruhsal travmalar yaşamıştım. Bu vesile ile sizin acınızın tercümanı olabilirim.. Rüyalarımda kardeşimi gördüğümde '' bak sen yaşıyorsun , o halde benim yüreğim neden yanmıştı , göz yaşlarımız niye akmıştı..! '' diye sevinirdim..!..Psikolojik terapilerle yaşama tu

    Yanıtla (0) (0)
  • İhsan KALENDER / 04 Eylül 2009 Cuma 03:34

    YAŞADIĞINA İNANMAK İSTEDİĞİM İÇİN KABRİNE GİTMEDİM..!.. Yıllar geçti ..geçtide geçti..!.. Dönen olmadı seferinden..!.. Bil-vesile FİDANLARINIZIN BAHÇESİ CENNET olsun, Acılarınız tez zamanda kabuk bağlasın..Yüce MEVLAM ikisinide CENNETE mutlu etsin.Bu mübarek ayda onları makamına kabul etsin ora-da da ayırmasın.

    Yanıtla (0) (0)
  • Muhammed ÖZCAN / 04 Eylül 2009 Cuma 04:02

    Evet İrfan Abi hayatımızın geçen kısımlarında gidenler ve terkedenler gibi onlar da gidip terkettiler sebep göstermeden.Zehir zıkkım edip herşeyi.Hüssam ile vedalaşmak böylemi olacaktı;bir vedalaşmak bile bize çok mu görüldü bu yaşadığımız coğrafyada.Ramazan Amcayla Muhteber Teyze bize bir çiçek bahçesi sundular;içlerinden iki tanesinin kardelen olduğunu söylemediler ve tam güneşe uzanıp sarılacaklardı ki; kahrolasıca o an onları bizden alıp götürdü;a

    Yanıtla (0) (0)
  • sait karay / 04 Eylül 2009 Cuma 05:31

    başkanım allahtan sizleresabır vermesini diliyoruz ve elimizden başka birşey gelmiyor sevgini ve özlemini akıtmışsın yine başkanım ellerine ve yüreğine sağlık tekrar başınız saolsun

    Yanıtla (0) (0)
  • baldız / 04 Eylül 2009 Cuma 21:23

    irfan abi acını hep beraber paylaşıyoruz. onlar bizimde kardeşimizdi unutmak mümkün değil ilk günkü acıyı hergün defalarca tekrar tekrar yaşıyorum onlar dallarından kopupta giden ama hiç solmadan kopup giden ilk sonbahar yapraklarıydı.allah büyük sabır versin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu / 04 Eylül 2009 Cuma 07:31

    Bizlere mihenk olan, çelişkilerle dolu tarihimize tanıklık yapacak iki canımız ayrıldı aramızdan ebediyyen. Onlardan hatır isteye bilmek için Hz. Mevlana´nın dergahına, Şeyh Şefik Avrasiye, Nakşibendi Şeyhi Mevlana Halit´e, sağ iken ellerini öptüğüm Şeyh Selahattine, yazılarını okuduğum Said-i Kürdi ve Ahmedê Xaniye gittim. Hiç birisi onları bana geri getiremedi. Ey mazlumların değerli evlatları, Yüksekovanın kutsal topraklarında rahat uyuyun, nurların

    Yanıtla (0) (0)
  • bercem / 04 Eylül 2009 Cuma 08:19

    acısını derinden hissettiğim kayıp.mekanları cennet, başınız sağolsun hocam.

    Yanıtla (0) (0)
  • MEZOPOTAMYALI / 04 Eylül 2009 Cuma 09:34

    Kardeşleriniz için özlem,sevgi ve hüzünle taşan kalbinize, ancak sabır ve teselli taşıyabilirim. Eş-dost tarafından takdirle karşılanan metanetinizi ömür boyu sürdüreceğinizi diliyorum. Ölüm karşısında tüm insanlığın tek teselli kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’in birkaç ayetini bu vesile ile hatırlatmak istiyorum:1- Andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz (Kehf-46) 2- Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür.(hadid-20)

    Yanıtla (0) (0)
  • ahmet önver / 04 Eylül 2009 Cuma 09:37

    Sevgili kardeşim,
    Bilesin ki hiç yakışmadı ölüm sana,
    Telefonum çaldığında nerden bilebilirdim ki kardeşin artık yok diyeceklerini,
    Yüreğimin ortasına kocaman bir yumruk ineceğini,
    Sen bizleri bırakıp nasıl gidersin kardeşim, oysa sana anlatacak ne çok şeyim vardı, her şeyi ama her şeyi anlatacktım sana, anlat bana aslan kardeşim diyen sesini bir kez daha duyablsem, söz anltacağım sana her şeyi ve görebilsem bir kez daha sevgi dolu gözlerini,anlayacakt

    Yanıtla (0) (0)
  • MEZOPOTAMYALI / 04 Eylül 2009 Cuma 09:38

    3- Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır.(Teğabun-15), 4- Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider)(şura-49) ......ve inşallah ebedi alemde birbirimizi tekrar göreceğiz.

    Yanıtla (0) (0)
  • EBRU / 04 Eylül 2009 Cuma 09:51

    SEVGİLİ İRFAN ABİM ALLAH SİZE SABIRLAR VERSİN.İNSAN BU KADAR MI İÇİ KAN AĞLARKEN DUYGULARINI DIŞA YANSITARCASINA KALEME DÖKER.ÇOK ACI ÇOK VEDE GÜZEL İFADE ETMİŞİNİZ ÇEKTİĞİNİZ ACILARINIZI. AMA GERÇEKLERİ KABULLENMEK LAZIM YÜCE ALLAHIN TAKDİRİ.ALLAHTAN GELEN BAŞGÖZ ÜSTÜNE.YAPILABİLECEK HİÇ BİR ŞEY YOK.SADECE ZAMAN AKIP GİTTİKÇE YOKLUKLARINA ALIŞMAK OLACAK.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bawer / 04 Eylül 2009 Cuma 09:53

    Allah sabır versin başınız sağolsun ,acı ama hepimiz ölümu tatacağız 2 kardeşi birden bu genç yaşlarında kaybetmeniz çok zor ,sabır diliyorum ,insanların kendilerini o gün için hazırlamaları ne kadar sevindirici olurdu ,Allah aliimran süresinin 185.ayetinde her nefis ölümu tatacaktır buyuruyor,ayetin devamınada bakıp biraz tefekür etmek dileğiyle .

    Yanıtla (0) (0)
  • Davut Denir / 04 Eylül 2009 Cuma 09:58

    Acıyı kederi Bıraktı Bu Dünyada Dualarımızla Cennet Yüzü Görmeyi Nasip Etsin Yüce ALLAH’ım Merhumlara, Acınızı Paylaşıyoruz Gözyaşlarımızla Başınız Sağolsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • karxezal.. / 04 Eylül 2009 Cuma 10:16

    Sen gittikçe ben kayboldum kuytusunda hayatın. Toparlayamadım hiçbir şeyi. Ne kendimi nede bu açıları…Etrafına dolaşan martılarda ayrılıktan geri kalan ağıtları bağırırcasına söylerler.Hayatta her şeyin ilki vardır. Bazı ilkler insana ömür boyu mutluluk verir. Bazıda acı verir, dert verir…Acıları çok yazan bir yazarsın ve ben biliyorum sen her acıyı yazdıgında içinde hep bir korku vardı acaba bu acılar banada ugrarmı diye...ama nerden bilebilridn ki ik

    Yanıtla (0) (0)
  • veysi baskın / 04 Eylül 2009 Cuma 10:17

    irfan abi bende iyi bilirim kardeş acısını ve yüreği nasıl yaktığını ıyı bılırım.. mekanları cennet olsun. allah size sabır versin..

    Yanıtla (0) (0)
  • Hekim orhan / 04 Eylül 2009 Cuma 10:45

    Allah tan rahmet dilerim her iki kardeşimize ailesine Allahtan sabır dileyerek acınızı paylaşıyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • paşa / 04 Eylül 2009 Cuma 10:52

    ne söylesem ne desem bilmiyorm.bu acıyı yaşayan kadar anlamak mümkün değil elbet ama ne zor bir acı olduğunu anlamak içinde yaşamak gerekmez.alah kimsenin başına getirmesin.bu gamın bu kederin karşısında dura bilmek yürek ister.dayana bilmek güç ister irade ister.ağustus bu kadarmı gaddar olmalıydı.bu kadarmı düşman kesilecekti o kahr olası kavşaklar caddeler.araçlar.zamanlar.irfan ağabey.iki kardeş kaybettin yüzlerce kardeşin var.ne mümkün onların yerini tut

    Yanıtla (0) (0)
  • hakan / 04 Eylül 2009 Cuma 11:33

    her ölüm erkendir.Her giden hüzne boğan etrafını acılar yaşatır.Ama ölüm bir yok oluş değil bir diriliştir aslında genç kardeşlirinizi tanımıyorum aslında ama resimleri bizi hüzünlendiriyor.Gülen yüzlerini erken solması üzüyor bizi . Başınız sağolsun aslında tam da karşılamıyor bu acıyı bu kelime keşke onlar sağ olsaydı diyor insan.Evet ölüm yakışmamış genç arkadaşlara gönül isterdiki bu sadece bir kabusunuz olsun uyandığınızda onlar yanını

    Yanıtla (0) (0)
  • N:Z / 04 Eylül 2009 Cuma 11:36

    Bütün ölümler erken
    Birileri ise erkenin bile öncesi
    Doğanın kanunu veya tanrının emri
    Yorum mu adı ne fark eder
    Fark
    Acının YARDIĞI YÜREKEKTE
    Dayanmak zor bilirim
    Yinede sabır ya sabır

    Yanıtla (0) (0)
  • Hamit / 04 Eylül 2009 Cuma 12:02

    İrfan abi, şuana kadar okuduğum en duygulu, en hüzünlü ve en acılı makale. Yazınızı dairedeyken okudum. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Kaleminizin mürekkebi adeta acılı yüreğinizin tercümanı olmuş. Ağlamak için gözlerden yaş mı akmalı gözler kuru iken kalp ağlamaz mı? Fani dünyanın baki padişahı değiliz. Biz parçalanmış gönül hırkalarını yamar dikeriz. Biz dostlarla ağlar dostlarla güleriz.

    Yanıtla (0) (0)
  • mustafa ışık / 04 Eylül 2009 Cuma 12:06

    sayın irfan abimın acısı büyük kelımeler sözlerın bittiğı andır ne desek boş o kaza hepimizi derınden etkiledi her ne kadar tanışma fırsatım olmasada onlar benım kardeşım miş gibi özüldüm ve elımden hiç birşey gelmedi kımsenın elınden bişey gelmıyorki allahtan rahmet sarı ailesıne allahtan sabır dilıyorum acınızı gercekten paylaşıyorum başınız sağ olsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • ZAFO / 04 Eylül 2009 Cuma 13:09

    bana gitme diye yalvaracak fırsatı vermedin bile. verseydin yalvarırdım. işe yarar mıydı?
    artık fotoğraflardadır bu mutluluk. bu dostluk, bu kardeş hissetme duygusu. olamaz kimse sen.
    karanlığa gittin, bana da gittiğin karanlığın soğukluğunu tattırarak.
    kendime kattığım birçok şey gibi seninle, bunuda kattım. kazıdım içime hiç istemeden, gönülsüzce.
    var mıdır beni ikna edecek bu duruma alıştıracak bir sebebin bilmiyorum.
    ama biliyorum; sen hep yür

    Yanıtla (0) (0)
  • Deniz YILMAZ / 04 Eylül 2009 Cuma 13:18

    Hoşçakal, dostum benim, hoşçakal artık,
    Can dostum, seninle dolu göğsüm
    Çok önceden belirlenen bu ayrılık
    Buluşmayı vaadediyor ilerde bir gün
    Gün gelir yürekte hüzün de söner artık;


    Ne mutluluğun, ne acıların olduğu bir yerde
    Düşler de, anımsayışlar da silinir gitgide,
    Kalır sadece, her şeyi bağışlatan bir uzaklık


    Hoşçakal, dostum, el sıkışmadan, konuşmadan,
    Hüzünlenme ve eğme kaşlarını, mutsuz;
    Yeni bir şey değil ölüp gitmek

    Yanıtla (0) (0)
  • igdirli / 04 Eylül 2009 Cuma 13:33

    uzun zamanlardan beri senin köşe yazilarin takip ediyorum gercekten cok iştenlikle yaziyorsun buna inanki kardeş acisi cok kötü ne annen acisina ne baba acisina benzer ve senin bu büyük acin bir iğdirli olarak paylaşiyorum ne kadar senin kadar ciğerlerimiz yanmasada buna inan sol yanimiz hep acimiştir bu kazadan ötürü tekrar başiniz sağolsunb.:///((((

    Yanıtla (0) (0)
  • abdulselam özdemir / 04 Eylül 2009 Cuma 14:24

    Siz de ölmediniz miydi?
    Çocuklara sıtmayı ve açlığı bırakıp
    çok sıcak bir yaz günü
    yapraksız kabristana gömülmediniz miydi?
    Demek ölmemişsiniz?
    Ağustos ölsün...
    Ağustos yansın…
    Ağustos yurtsuz kalsın…
    Ağustos buz kessin…
    Ağustos sararsın...

    Yanıtla (0) (0)
  • taylan çiçek / 04 Eylül 2009 Cuma 14:34

    Yüreğimde yaşıyorum acını, acının rengini ulusal rengim yapıyorum kesksorzer olup yüreğinde zılgıtlar atıyorum ve sana katıyorum sevincimi bir nebze olsun ben de yanayım diye ve bir nebze dinsin özlemler diye... Yürekten yanındayım yanındayız irfan ağbi

    Yanıtla (0) (0)
  • lezgincan demir / 04 Eylül 2009 Cuma 14:43

    böyle anarda neler söyleniz dil hangi kelimeleri özenle seçerek telafuz eder bilinmez allahtan size sabır ölenlere de rahmet diliyorum inşallah rüyanız gerçeğe dönüşür mersinden yüreğinize ulaşıncaya dek büyük sevgi ve saygılar....

    Yanıtla (0) (0)
  • okuyucu / 04 Eylül 2009 Cuma 15:11

    iananmıyorum yada inanamak istemiyorm hüsam abi selda hayat sizsiz yaşanmıyor ne ol dönün geriye ALLAH Aşkınıza

    Yanıtla (0) (0)
  • azad / 04 Eylül 2009 Cuma 15:24

    irfan abi ,inan yazını gözyaşları içinde okuyorum,bu durumlarda BASSAĞLIĞI ifadesini hiç kullanmak istemem,inan haberi uzaklardan aldım,hiç bu kadar kederde hissetmemiştim kendimi .irfan abi bütün üzüntünü paylaşıyorum.büyük sabırlar diliyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • SİMAY ÇEYİZ / 04 Eylül 2009 Cuma 15:47

    SAYIN İRFAN BAŞKANIM INSAN NE DIYECEĞİNİ BILMIYOR AMA ALLAH SABIR VERMEKTEN BASKA DIYECEK HİÇ BİR ŞEY YOK ALLAH BU ACIYI DÜŞMANLARIMIZA VERMESIN SAYGILARIMI SUNARIM YERLERI CENNET OLSUN DEMEME GEREK ONLARIN BİR ŞEHİT,TEN FARKLARI YOK CUNKU ONLAR CENETLIK VE BUNA BUTUN KALBINIZLEN INANA BILIRSINIZ

    Yanıtla (0) (0)
  • korkmaz elk / 04 Eylül 2009 Cuma 15:53

    taze fidan iken kırdın dalımı soldurdun yaprağımı büktün belimi ellere verdin gzl ölümü bunu bile bana cok gordün ; KADEEEER İNANKI YAZARKEN GOZLERIM DOLDU MEKANINIZ CENNET OLSUN AGUSTOSUN GOCMEN KUŞLARI

    Yanıtla (0) (0)
  • erol özeken / 04 Eylül 2009 Cuma 16:29

    ne demeli bu olanlara ya da kader kelimesine sığdırılınca eşit mi gelecek kefesi? ağ demek zamanı mı ağlamak zamanı mı? bir yerden izliyorsan o mahçup gülüşünden mahrum etme bizi.

    Yanıtla (0) (0)
  • yazık / 04 Eylül 2009 Cuma 16:59

    hiç olmazsa rica etseniz belki o heybetli resminizi kaldırırlardı. bir hafta mı oldu, biraz daha beklesen abicim. sizi gördüm çarşıda, irfan abi, ben, daha fazla üzülmüşümdür dedim. allah sabır versin, ateş düştüğü yeri yakar elbet ama keşke bu heybetli resmini biraz daha bekletseydin. eminim hepimiz anlayış gösterirdik.

    Yanıtla (0) (0)
  • cahit atmaca / 04 Eylül 2009 Cuma 17:55

    Bu ölüm neden şimdi,
    yalan yaşamak varken
    Bu ölüm neden şimdi,
    zaman saate uyarken
    Bu ölüm neden şimdi,
    sevgiliye giderken
    Bu ölüm neden şimdi,
    ölmek için çok erken

    Yanıtla (0) (0)
  • fahri ışık / 04 Eylül 2009 Cuma 21:38

    "ve cellat uyandı yatağında bir gece
    tanrım dedi bu ne zor bilmece
    öldükçe çoğalıyor adamlar
    ben tükenmekteyim öldürdükçe"
    Ataol BEHRAMOĞLU

    Yanıtla (0) (0)
  • EREN KESİCİ / 04 Eylül 2009 Cuma 23:44

    Hangi Ayrılık?
    Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
    Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?
    Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
    Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?
    Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
    Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
    Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
    Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?

    Yanıtla (0) (0)
  • sema buldan / 05 Eylül 2009 Cumartesi 03:02

    hayatın acı gercekleri gelir ve hiç bekledigimiz bir anda vurur ölüm bir kez daha gösterir puslu ve soguk yüzünü kelimeler çaresiz, kelimeler yasta yürekleri kanatırcasına acıtan o hüzün söyler bir göç hikayesi...acınızı derinden paylaşıyorum başınız, sagolsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • EROL KOCA / 05 Eylül 2009 Cumartesi 13:58

    Başkanım allahtan sizlere sabır vermesini diliyorum sevgini ve özlemini akıtmışsın yazına yine başkanım ellerine ve yüreğine sağlık tekrar başınız saolsun...

    Yanıtla (0) (0)
  • Abdulhadi Kozay / 05 Eylül 2009 Cumartesi 15:26

    Topraktan geldik Toprağa Gideceğiz, Yaşadığımız Hayatın hesabını Toprakda Vereceğiz, Acınızı Yürekten Paylaşıyoruz, Dualarımızı Kalpten Ediyoruz, başınız Sağolsun...

    Yanıtla (0) (0)
  • Hınıs Haber / 05 Eylül 2009 Cumartesi 16:23

    Değerli İrfan Kardeşimiz, Bizler ellerimizdeki dar olanaklarla okuduk, inadına yaşam mücadelesi verdik ve buralara kadar geldik. Bugün Dağları buzdan, suratı alıngan ama insanları içten ve sımsıcak bir yüreğe sahip bir coğrafya'nın evlatları olarak; aynı ruh ve iklimi, aynı sevinç ve acılarda buluşuyoruz. Güzide sitelerimiz aracılığıyla anında haberdar oluyoruz birbirimizden. Geçen hafta bu güzide kardeşlerimizin kaza haberini özgeçmişleri ile beraber burada

    Yanıtla (0) (0)
  • Hınıs Haber Yönetim / 05 Eylül 2009 Cumartesi 16:30

    Kaç okuyan kişi çıkabiliyordu ki bu yetim coğrafya'nın kalbinden... Emin olun en az sizin kadar üzüldük. Değerli kardeşimiz, Allah yardımcınız olsun, sizlere ve tüm sarı ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz. Hepimiz aynı ailenin evladıyız. Acınız acımızdır. Saygılarımızla...

    Yanıtla (0) (0)
  • s1dd1k karay / 05 Eylül 2009 Cumartesi 22:41

    irfan abi bende iyi bilirim 2 kardeş acısını ve yüreği nasıl yaktığını ıyı bılırım.. mekanları cennet olsun. allah size sabır versin.....

    Yanıtla (0) (0)
  • 7 tepe 1 dağ.....K_A..... / 06 Eylül 2009 Pazar 07:45

    Geçip gittiler dopdolu bir yaşam ile kekremsi bir kimsesizliği artlarında bırakarak yitik türküler mırıldanarak ........we çiğlikları bir güzel ezgi oluwerdi hasret türkülerimizde binbir acı ile bezenerek ...................her ne kadar sizi tanımasamda sonsuzluğa koştuğunuz gün sizin için bunları yazmıştim her harf yazişta kahrolarak............mekanınız cennet olsun

    Yanıtla (0) (0)
  • FİLİZ/ADEM HAN / 06 Eylül 2009 Pazar 22:50

    Sevgili İrfan abimiz başınız sağolsun yerleri mekanları cennet olsun ALLAH sabır versin sizlere. Teline ulaşamıyoruz bulduğumuz zaman hemen arıyacağız seni.Kusurumuzu bağışla MANİSADAN Selamlar...

    Yanıtla (0) (0)
  • mesut / 07 Eylül 2009 Pazartesi 00:37

    sen bir kez öldün hüsamım biz her gün defalarca, ezile ezile öleceğiz senin için, selda için.. ah yaralarına kurban olduğumun güvercinleri, çıkıp gelmeniz imkansız mı? yani yok mu bu lanet yolun bir dönüş yolu.. sizi he p severek özleyecem.. seni hep şewalin gözlerinde arayacam canım abim, babam, tarifi olan olmayan herşeyim,,, ölürüm senin için ölürüm...

    Yanıtla (0) (0)
  • z.a.cıftcı / 07 Eylül 2009 Pazartesi 17:52

    seninle karşılaşıp solduğum andı ölüm
    yüzüne baktığında tutuşup yandı ölüm

    çoğaldıkça çoğalan bir sevda ülkesinde
    ellerine dokundun; sana inandı ölüm

    o efsunlu, yağmurlu, hercai gözlerinden
    uçan kelebekleri mutluluk sandı ölüm

    akkor dudaklarından ağı düştü içime
    yollarında yürürken sanki insandı ölüm

    viran eylediğin gün yorgun hayallerini
    ayrılıkla, hüzünle, aşkla sınandı ölüm

    Yanıtla (0) (0)
  • Ercan AKA / 08 Eylül 2009 Salı 19:41

    Öyle Bir Sıcak Hava EsiyorKi..
    Bu Agustost Sicağinda Ama KimSe biLmiyorum Benim içime Düşen Bu Soguklugu Bu Agustost Sıcağinda..
    Bir Rüzgardı Esen
    SAvurdu Bizi YEğledi Başka Diyarlara
    Kokunuzu aLmiş oVa Hasret Buram Buram Tütüyor Uzunca Ovada Dümdüz yoLda Sizi Selamlıyorum Bu Geçit veRmez Dağlarla
    Şimdi Cıkıp Gelin neRde Agustost göçmenleri
    NerDe eyLül ayrıLığı..

    Yanıtla (0) (0)
  • Erdak sarı / 08 Eylül 2009 Salı 21:42

    Ağustos benim doğum ayı ama bundan sonraki butun ağustoslar bu acıyı yaşatacak ALLAH rahmet eylesin mekanları cennet olsun

    Yanıtla (0) (0)
  • aynur izmirden / 09 Eylül 2009 Çarşamba 14:39

    kardeşim üzüntüm yanınızda olamamak,sesinizi duyamamk,annnenin ellerinden öpememek,selverime ulaşamıyorum,acınızı yüreğimin derinlerinde yaşıyorum,,bugün ağustosun gçmen kuşlarına adlı yazını ağlayarak okudum,,duyguların sel oldu gözlerimde,,sabır canlar sabır onların mekanları güller içerisinde gül yüzlü gülümsemelerde.....

    Yanıtla (0) (0)
  • CENGİZ AYDIN / 18 Eylül 2009 Cuma 10:31

    Uzun zamandır yazılarını okumakta uzak kaldım. Bundan dolayı yaşadığın acıyı geç duydum. Allah böylesi bir acıyı kimseye yaşatmasın. Acını paylaşıyor geride kalanlara sabır diliyorum.Yazmış olduğun makale Bizleri çok duygulandırdı. Bu duygularla tüm SARI AİLESİNİN acısını paylaşiyorum

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi