Hakkari Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası (TMMOB) Hakkari Temsilciliği ile Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği Konya Meram’da Dedeoğlu ailesinden 7 kişinin öldürüldüğü katliamı ortak bir açıklamayla kınadı.
Bulvar Caddesi Kaya Plaza önünde yapılmak istenen açıklama öncesi polis ile STK temsilcileri arasında kısa bir gerginlik yaşandı.
Hakkari Emek ve Demokrasi Platformu adına Avukat harika Günay Karataş tarafından okunan açıklamada Konya’da, Kürt aileye yönelik gerçekleştirilen; saldırının planlı ve kolektif olduğu iddia edildi ve saldırı kınandı.
12 Mayıs'ta ailenin, ağır bir şekilde saldırıya maruz bırakıldığını hatırlatan Karataş, saldırganların serbest bırakıldığına dikkat çekti.
'Herkes gördü, herkes şahit oldu! Biz Kürtler için Roboskiler hiçbir zaman bitmedi' diyen Karataş, “Türklük şuur ve bilinci, Anadolu ilim ve irfanı”na sahip olmasıyla övünen kişilerce katliamlar sürekli bir hale getirilmek istendi. Elbette ki, bu katliamların hiçbiri bir istisna veya münferit değildir. Bizler Dersim’den, Zilan’dan, Çorum’dan, Gazi’den katliam meraklısı bu vahşi yüzleri gayet iyi tanıyoruz. Bütün halkımızın bilmesini isteriz ki, Konya’da 7 yoksul Kürt köylüsü katledildi. Ve bunun temel nedeni de onların Kürt olmasıdır. Bu da yetmemiş olacak ki, her zaman olduğu gibi gerçekleri ters yüz etmek için pusuda bekleyen yandaş medya, bu vahşetin üstünü örtmeye çalışıyor. Aynı yandaş medya, daha önce ırkçı saldırılara maruz kalan Kürtlerin durumuna ilişkin açıklama yapan baroları, manşetlerinden hedef göstermiş ve yeni ırkçı saldırıların önüne baroları atmak istemişti. Bu cenahların yaydığı haberlere hiç kimsenin itibar etmediğini elbette ki biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Karataş, açıklamasının devamında şunları söyledi.
"Hemen her gün, Konya’dan, Trabzon’dan, Ankara’dan bölge kentlerine gelip “sosyal deney” adı altında yöre insanının “misafirperverliğini” ölçüp- tarttıldı onları “alkışlayıp, aferin bravo, işte bölgedeki kardeşlerimiz, kimse bizi bölemez” dediğiniz yoksul Kürtler, sizin yaşadığınız kentlerde, sivil olduğu bilinen barbarlarca katlediliyor. Buna karşı durmayacak mısınız? Yoksa sessiz kalmaya, “nasılsa öldürülen Kürt, bize ne?” demeye ve hiçbir şey olmamışçasına yaşamaya devam mı edeceksiniz? Bu barbar saldırıdan sonra barış ve demokrasiden yana olan herkesin bu soruya cevap verme mükellefiyeti vardır.
Bu vahşice işlenen cinayete dair ortaya çıkan görüntülerde, kendilerini ülkücü olarak tanıtan ve o bölgede tek bir Kürt’ü barındırmayacaklarını söylemelerine rağmen, hala olayın ırkçılıkla alakası olmadığını söyleyen kesimler bu cinayetin üstünü örtme failleridir.
Orman yangınlarından bile ırkçılığı ve milliyetçiliği körükleyen anlayış bu vahşi saldırıdan sorumludur.
Ölenler hiçbir zaman geri gelmeyecek. Ama ülkemizdeki bütün topluluklar aynı derecede eşit ve onurlu bir hayat yaşamadığı sürece, hiçbirimiz yataklarımızda dahi rahat edemeyeceğiz. Tarih de bunu yüzyıldır göstermedi mi zaten?
Ülkede bir beka sorunu varsa, o da tam olarak bu ırkçı ve barbar saldırılardır. Bu tür vahşi katliamları yapan barbarlar, ülkenin bekasına sahip çıktıklarını mı zannediyorlar? Konya’da ikamet eden yoksul Kürt’ü katledip, cansız bedenini evinin içinde ateşe verince mi bu ülkenin bölünmez bütünlüğü sağlanacak?
Konya’da vuku bulan katliam, bizatihi Kürt halkının varlığına yapılmış ve son derece derin tarihsel geçmişi olan bir vakadır. Bu olayın üstünün örtülmesi, bir sonraki olası katliamlara davetiye çıkaracak ve saldırgan ırkçı güruhları yeni katliamlar konusunda heveslendirecektir. Hükümetin ve devlet kurumlarının bir an olsun unutmaması gereken husus budur.
Tekrar bu barbar saldırıyı en güçlü şekilde kınıyor, Kürt halkına ve katliama maruz kalmış ailenin geride kalan fertlerine baş sağlığı, metanet ve sabır diliyoruz."
