Çavuşoğlu: S-400'ler durup dururken niye devreye girsin?

Çavuşoğlu: S-400'ler durup dururken niye devreye girsin?

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 alma kararına karşı ABD'den gelen eleştirilere tepki gösterdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemleri alma kararı nedeniyle ABD’yle yaşadığı gerginlik konusunda “S-400 acil bir durum olduğu zaman devreye girecek. Durup dururken niye devreye girsin? Bir defa maliyeti çok yüksek” dedi. TRT’ye konuşan Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde Türkiye’den yana tavır almasını da değerlendirdi.

Çavuşoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

‘TRUMP’IN BU TAVRINI BİLİYORDUK’

“Trump’ın basının önünde, ikili görüşmede Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığı görüşmede bunu açıkça söylemesi bakımından önemliydi. Hatta bunu daha sonra düzenlediği basın toplantısında daha geniş bir şekilde vurgulaması bakımından da önemliydi. Esasen Trump’ın herkesin önünde söylediği şeyleri daha önceki ikili görüşmelerimizde Sayın Cumhurbaşkanımıza defalarca söylemişti. Telefon görüşmelerinde de Sayın Trump, Türkiye’nin bir suçunun olmadığını, kendilerinin ama Obama döneminin hatası olduğunu defalarca söylemiştir.”

SADECE OBAMA DÖNEMİNE YIKMAYALIM’

“Trump iş başına geldiği zaman da biz Patriot almak istediğimizi yazılı bir şekilde ABD’ye ilettik. Daha 6 ay önce, başvurumuzdan yaklaşık 2 sene sonra bize cevap geldi. Yani bunu sadece Obama dönemine yıkmayalım. Doğru, Obama döneminde biz 10 sene almaya çalıştık, alamadık. Sayın Trump bu konunun Obama dönemi hatası olduğunu defalarca söylemiştir ama Trump iş başına geldiği zaman da Patriot alma niyetimizi yazılı şekilde ABD’ye ilettik. Bize 6 ay sonra cevap geldi. Bunu sadece Obama dönemine yıkmayalım. Trump’ın iki senesinde de bize Patriot ile alakalı bir dönüş olmadı.”

‘AÇIKLAMASI KONGRE’Yİ DE ETKİLEDİ’

“Trump’ın bu açıklamasının Kongre’yi de etkilediği görülüyor. Biz diplomatik yollarla çözmek istiyoruz. Biz S-400’ü alacağız. Daha sakin bir ortamda bu süreç işliyor. Başkanın yetkisinde olan şeyler var. Erteleme gibi veya CAATSA gibi Kongre’den geçen anlaşma var. Burada liste var, o olabilir o olabilir. Burada net bir karar yok. Görüşüyoruz. Bizim ortak komisyon teklifi ile ortak görüş alışverişi oldu.

‘S-400’LER DURUP DURURKEN NEDEN DEVREYE GİRSİN?’

“S-400 savunma sistemidir, saldırı sistemi değil. Acil bir durum olduğu zaman devreye girecek. Durup dururken S-400’ler neden devreye girsin? Bir defa maliyeti çok yüksek. Türkiye’nin hava savunma sistemine ihtiyacı var. Ancak NATO ülkelerinden rica ediyoruz. NATO’nun bu konudaki kapasitesi belli. S-400’ler acil durumda kullanılacak bir sistem. Teslim tarihi temmuzun ortalarına doğru konuşuldu. Tarihini buradaki arkadaşlarımız ve Rusya’daki ilgili kişiler birlikte karar verecek.”

‘İYİMSER OLMAYA GEREK YOK, TEMKİNLİYİZ’

“Trump F-35 konusunda da fikrini açık ve net söyledi. Görüşmede Trump’ın kendisi de söyledi, “Böyle şey olur mu? Bir ülke ortağımız F-35’te, parasını verecek alamayacak?” diye. ‘Her şey Trump’ın söylediği gibi olur’ diye naif olmaya ve iyimser olmaya da gerek yok. Temkinliyiz.

‘İDLİB’DE SALDIRILARIN DURMASI GEREKİYOR’

“[İdlib’de] Saldırıların durması gerekiyor. Rusya’nın rejimi kontrol altında tutması gerekiyor.

BM’NİN SDG İLE İMZALADIĞI ÇOCUK SAVAŞÇI ANLAŞMASINA TEPKİ

“Genel Sekreter’le görüşeceğiz. Görüşme konusunda mutabık kaldık. Arkadaşlarımız zamanlamasını ayarlamaya çalışıyorlar. Daimi Temsilcimiz Feridun Bey, bizzat Genel Sekretere giderek yazılı protestomuzu da iletmiştir. Bu şahısla [SDG komutanı Mazlum Kobani] ilgili kırmızı bülteni önüne koymuştur. Genel Sekreter bunu görünce çok şaşırmış. Çünkü bu şahsın terör listesinde olduğunu ve de kırmızı bültenle arandığını bilmiyorlarmış. İşte terörle mücadeledeki çifte standart ve ikiyüzlülük bu. Kırmızı bültenle aranan kişi nasıl oluyor da İsviçre’ye gidebiliyor? İsviçre ki her zaman terörle mücadele ve diğer hak ve hukuk konusunda diğer ülkelerin biraz daha önünde olmaya çalışan bir ülke esasen.

“Burada olumlu taraftan bakarsak, BM’nin bu terör örgütünün çocukları zorla savaşa götürdüğünü kabul etmesi ve tespit etmesi önemli. Fakat bu sorunu çözmek için bu terör örgütünü ve kırmızı bültenle aranan bir şahsı, teröristi muhatap olması çok vahim bir hatadır. Sorunun kaynağı bu. Aynı anlayışı başka yerlerde de görüyoruz. Yani terör tanımı konusunda gerçekten dünya ilginç bir geçiş sürecinden geçiyor. Çok farklı tanımlar ortaya çıkmaya başladı. Terörle mücadele konusunda dünya şu anda büyük bir zaaf içerisinde. Bunu da başlatan ABD’dir. Yani ABD’nin bazı ülkelerle Suriye’de YPG’yle iş birliği yapması bu süreci başlatmıştır.”

‘WASHINGTON POST TERÖR PROPAGANDASI YAPMIŞTIR’

“Washington Post, herkes ifade özgürlüğü diyor, basın özgürlüğü diyor. Tamam, bu konuda bir sıkıntı yok. Peki terör propagandası ifade özgürlüğüne girer mi diyorsun, hayır girmez diyor. Nasıl oluyor da ABD’nin de terör listesine eklediği PKK’nın azılı teröristinin görüşlerini siz yansıtıyorsunuz. Şöyle sorayım, Washington Post, bugün DEAŞ’ın başındaki Bağdadi’nin makalesini yayınlar mı? Veya El Kaide’nin herhangi bir yetkilisinin makalesini yayınlar mı? Boko Haram’ın bir makalesini yayınlar mı? Onu yayınlamıyorsan yine terör listesinde olan PKK’nın azılı teröristinin makalesini neden yayınlıyorsun. Maalesef bugün dünyanın terörle mücadeledeki içine düştüğü zafiyetin göstergesidir. Washington Post terör propagandası yapmıştır.”

‘KIBRIS’TA BİZE KARŞI ADIM ATAMAZLAR’

“[Doğu Akdeniz’de] Bize karşı bir adım atamazlar. Atmaya cüret ederlerse cevabını da alırlar, geçmişte olduğu gibi. Biz bu konuda gerekli bilgilendirmeyi net bir şekilde yaptık. Güvenlik Konseyinin daimi üyelerine de bilgilendirme yaptık. Birine hesap vermek için yapmıyoruz bunu. Bu işin siyasi olarak ve hukuki olarak ne olduğunu bilgi kirliliği olduğu için izah etmek durumundayız. Biz hakkımızı kullanıyoruz, o ne demiş bu ne demiş diye bakmayız.

‘LİBYA’DA BM’NİN ÇABALARINI DESTEKLİYORUZ’

– Biz BM’nin çabalarını destekliyoruz. Libya’da durum herkesi ilgilendirir. Vatandaşlarımızla ilgili attıkları adımlar haydutluktur, korsanlıktır.Haftar’in insanı hassasiyeti yok. Kendi halkına da göçmenlere de saldırıyor. İnsanın kendi milletini bu şekilde bombalaması tıpkı 15 Temmuz’daki hainlerin yaptığı gibidir.

‘ABD’YE İRAN’DA YANLIŞ YAPTIĞINI SÖYLÜYORUZ’

“[ABD-İran geriliminde] İhtiyaç olursa arabulucu oluruz. ABD’ye yaptıklarının yanlış olduğunu söylüyoruz. İran’a da nükleer silahlarla ilgili anlaşmaya uymalarını tavsiye ediyoruz. Diğer taraftan İran’a yönelik ABD yaptırımlarına karşı olduğumuz her defasında söyledik. INSTEX gibi mekanizmalarla İran’a elimizden gelen desteği sağlıyoruz. İran’ın istikrarı bölge için çok önemlidir. Körfez ülkeleri de bu riskleri görmeye başladı ve onlar da ABD’ye sükunet çağrısında bulunmaya başladı.

‘KAŞIKÇI’NIN CESEDİ HÂLÂ BULUNAMADI’

“Biz bu süreci takip ediyoruz. Callamard raporunda soruşturmalarımızın ne kadar ciddiyetle yapıldığını da teyit etmiş oldu. Yapılması gereken cinayetin sorumlularının teslim edilmesidir. Cemal Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğu hala bilinmiyor. Suudi Arabistan bizimle iş birliği yapmıyor.”

Etiketler : , , , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.