Seçim öncesi 11 Haziran’da çıkan makalemin son paragrafında Kürt sorunu için Allah’tan bir niyaz ve duada bulundum. Allah’ü Teâlâ’dan bu sefer olsun sorununun bitmesi için uygun bir formül yaratması temennisinde bulundum. Allah dualarımı kabul etti ve gönlümde geçen partilerin milletvekili dağılım rakamları aynen gerçekleştiği için mutluyum.

Mutluyum yeni bir dönem başladı. Mutluyum Türk seçmeni de, Kürt seçmeni de demokrasinin kazanması için öylesine bir oy dağılımı yaptı ki kelimenin tam anlamı ile demokrasiye dizayn verdiler.

Kürtlere yüzde on barajıyla parti olarak seçime girmelerine izin verilmediği için bağımsız adaylar ile meclise girmeye çalıştılar. Seçim sürecinde karşılaştıkları zorluklar, baskılar, engeller yetmiyormuş gibi seçim günü oy verme salonlarının çevrelerini saran polis ve jandarmanın güvenlik çemberi sadece o bölgede vardı. Bazı yerlerde salonun içine kadar girerek seçmeni tedirgin eden, bazen müdahale eden güvenlikçiler ve oy torbalarının polis eliyle adliyeye getirilmesi bağımsız adayların hangi koşullarda seçimi aldıklarını hepiniz çok iyi biliyorsunuz.

Orta Anadolu’da oyumu kullandım. Oy verdiğim yerde bağımsız adayın yetersiz bir propaganda dönemi geçirmesi, bölgemizdeki Kürtlerin fazlası ile asimile edilmesi; birçoğu da iş, aş için Kürt coğrafyasından buraya göç etmeleri v.b. gerekçeler ile blok adayının beklenen oyu almayacağını bilmeme rağmen oyumu bağımsız adaya vermek için kabine girdim.  

Bir oy bir oy umuduyla bağımsız adayın ismini oy pusulasında aradım. Aradım diyorum çünkü imsileri okumak için beraberimde mercek götürmem gerekiyormuş.

Gazeteci diliyle ifade edecek olursam yazı karakteri beni hayretler içinde bıraktı. Bankaların sözleşmelerine bile 12 punta zorunluluğu getiren devlet, ne hikmetse Yüksek Seçim Kurulunun 6 mı, 7 mi tam seçemedim punta ile aday ismini yazdırması tam bir aymazlık, seçmene hakaret ve özürlülere eziyetti.

Şahsım için 12 ve 13 derece gözlük kullanan biri olarak bu karakter ve punta yazı yazanları lanetledim. Bağımsızlara oy verenin okuma yazma bilmesine gerek yoktu çünkü sağlam gözlü insanlar o isimleri okuyamazdı. Bu yazı karakteri sadece bizde mi öyleydi diye Diyarbakır, Batman ve Hakkâri’den sordum hepsi aynıydı. Bu bile bağımsızlara oy vermek için ne kadar büyük haksızlık yapıldığını açıkça ortaya koyuyor.

İşte bütün bunlara karşılık Kürtler 36 vekil çıkardılarsa onları kutlamak gerekiyor. Sevgili dostum Bengi Yıldız seçim öncesi hedefi koymuştu “ 35- 36 vekil çıkartırız” diye. BDP istediğini yakalamış ve hedefi doksandan vurmuştu. Barış, demokrasi, kardeşlik, Kürt sorununun meclis çatısı altında çözümü ve yeni anayasanın inşasında Kürt vekillerin katkısı olacağını umut eden önemli bir sonuç alındı. BDP’ye oy veren seçmenleri kutluyorum.

AKP’ye gelince oyunu artırdı, ancak milletvekili sayısını düşürerek beklediğini elde edemedi. Yine de yiğidi öldür ama hakkını ver demişler. Sayın Erdoğan Türk ve de Dünya tarihinde yöntemi ne olursa olsun, izlediği yolu tasvip etsek de etmesek de ( ki ben seçim boyu Kürtlere karşı takındığı tavrı hiç onaylamadım)  ilk kez 3 sefer oylarını arttırarak üst üste seçim kazanan bir lider unvanını kazandığını da belirtmeden geçemeyeceğim.

MHP oylarını da milletvekili sayısını da azaltan bir parti oldu. Ancak salvo saldırılar ve kaset olayı ters tepti. Zira Türk milletinin karakterinde yer alan mağduriyet olgusu oy kaybı yerine oy getiriyor. Değilse MHP’nin kemikleşen oyu yüzde 6-8 aralığındadır.

CHP ise Baykal’ın yerini Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy ve milletvekili sayısı iyi. Ancak beklenen yüzde 30 ve üzeri olmayacağı belliydi. Yine de bu rakam ve sayıya rağmen CHP’de sular durulmayacak. Kılıçdaroğlu ve ekibinin sorgulanacağı kesin.

Sonuç Başbakan’ın balkon konuşması 2007 gibi icraata dönüşmez, BDP’yle diyalog kurulmaz, Kürt sorunu ve Anayasa için ortak payda aranmaz, Başbakan “Tek”ler ile süreci götürürse başımız ağrır. Daha geniş bir yorum için her şey önümüzdeki günlerde belli olur.