M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Dört Can'ın ardından

Dört Can'ın ardından

Peş peşe ameliyatlar, nekahet dönemi ve dinlenmek için Antalya’ya seyahat etmiştim. Çok iyi bir yorgunluk atmıştım. Lara denizi, kayınbiraderin bahçe içindeki serin duble yazlığı beni yeniden kendime getirmişti. 62 yıllık ömrümde ilk kez 1,5 ay denize girmiş gönlüme göre bir tatil yapmıştım. Eh nasıl olsa artık iş güç yok. Tek meşgalem kalemim ve yazılarım.

Son derece dinlenmiş olarak eve dönmüş, ayaklarımı uzatmış ve haberlerde ne var ne yok diye TV kumandasına bastım. Daha ilk dakikada beni dehşete düşüren bir haberle kanım dondu. Haberi dinledikçe beynim zonkladı, şuurumu kaybediyorum sandım. Haber bitince gözümden süzülen yaşlara hâkim olamadım.

31 Temmuz gecesi Batman – Hasankeyf arasında petrol sahasında mayın patlaması sonucu HEP’in eski Batman il Başkanı Salih Özdemir, İHD Batman şubesi eski başkanı Sadi Özdemir, Almanya’dan misafir olarak gelen kardeşi Sofi Özdemir ve Batman eski Baro Başkanı Sedat Özevin’in mayın patlaması sonucu öldüklerini söylüyordu.

O mıntıkayı çok iyi bilirim. O meşum bölge 1953 yılında katır sırtında Batman’a geldiğimde araba farı ile ilk tanıştığım yerdi. O bölge ilk petrol kuyularının açıldığı yerdi. Ve o kahrolası yerde ne yazık ki aşiret geleneği içinde akrabam sayılan 3 kardeşi ki Salih ve Sadi insan hakları aktivistleriydi. Sedat Özevin ise kardeşim Hasan’ın oğlunun kirvesi derviş ruhlu insan hakları savunucusuydu.

Önceki sene bir Bayram günü köyümüz Cümeylin’den ağabeyim ve kardeşlerimle Batman’a geliyorduk. Meymune ( Demirbilek) köyüne geldiğimizde Kardeşim Salih Özdemir’in de bayramına gidelim diyerek direksiyonunu Meymune köyüne kırmıştı. Doğrusu bende yıllardır köye hiç çıkmamıştım. Bu davranış beni mutlu etti, sevindim. Köyde rahmetli Salih ve Sadi ile birlikte olduk. Bir saate yakın sohbet ettik. Bu arada Fahrettin Ağa’nın da Sere Kaniye’de olduğunu öğrenince onu da uzun yıllardır görmemiştim. Bu büyüğümüzün de bayramını kutlamıştık. Hatta Fahrettin amca kulağımda dijital kulak cihazımı görünce bir hayli soru sordu. Sonra da oğlu Faris’e “Bana Latif’in kulağındaki cihazdan al demiş”, Faris beni aradı ve ne tür bir cihaz olduğunu sormuştu.

Evet, Raman Aşiret Ağalarından demokrat, insan hak ve özgürlükleri için çırpınan, İnsan hakları mücadelesinde büyük emekleri geçen Salih, Sadi ve Almanya’da yaşayan kardeşleri Sofi ve kirvemiz, avukat insan haklarını derviş bir ruhla savunan Sedat Özevin’i elim bir kaza ve acı bir şekilde yitirdik. Dört can dosta Allah’tan rahmet diliyorum.

Bugün yazım günüm olmamasına rağmen bu dört cana karşı olan görevimi yerine getirmek için bu yazıyı yazma gereğini duydum.

3 Ağabeyi ve çok yakın bir dostunu kaybeden Sıdık Özdemir ağabeyi Salih için “O yıllarca demokrasi mücadelesi verdi, hiç kimse ile bir sorunu yoktu. Uğruna mücadele verdiği bir davada böyle bir olayda aramızdan 3 kardeş ve bir canın gitmesi acımızı derinleştirdi” demiş. Gerçekten insanım diyen herkesin yüreğinde bu olay derin bir acı açtığı gerçek.

Takdiri ilahi tecelli ettim mi Sabri Özdemir’in ifade ettiği gibi Sofi ( Sıddık) Almanya dönüşü için biletini almış, Salih Antalya’ya tatil için plan yapmıştı. Ancak o menfur olay bu iki canla birlikte iki can daha dört canı aramızdan almıştı.

Salih - Sadi Özdemir kardeşler ile Sedat Özevin Kürt halkının yiğit birer evlatlarıydı. Bu üçlünün bütün amacı sürdürülen kirli savaşı sonlandırmak ve barış içinde yaşamayı hayal etmekti. Ne yazık ki amaçlarına ulaşmadan kirli savaş onları aramızdan alıp götürdü.

İnanıyorum ki aylarca, hatta yıllarca bütün Batman ve Kürt coğrafyası bu üç güzel insanı konuşacak. Tam olarak kimin yaptığı kesin olmayan bu menfur olay her inanç ve görüşte Kürtlerin kalbinde acı bir iz bıraktığı gerçek. Bu dört insan için ağlamamak mümkün değil. Nasıl ağlanmasın ki bölgenin demokratik geleceği için mücadele veren; insan hakları savunuculuğu için yıllarca eza çeken iki aktivist kardeş ve bir insan hakları dervişi, eski baro başkanı yıllarca uğruna mücadele ettikleri özgürlük yolunda can vermişlerdi.

Onlar asla unutulmaz, unutulmayacaklar. Yüreğimizin bir yerinde her zaman var olacaklar. Şüphesiz bu acının tarifi olmaz. Batman yasta, Kürtler yasta. Bir iddiaya göre meçhul bir cep telefonu çağrısı ile olay yerine gittikleri, ya da benzeri başka kumpaslar ile bu dört cana kıyanlar er ya da geç mutlaka ortaya çıkartılacaklardır. Mutlaka kafalarımıza takılan soru işaretleri önümüzdeki günlerde cevabını bulacak.

Ama bu 4 örnek insan ne yazık ki aramızda olmayacak. Kadere bakınız ki bir hafta önce doğup büyüdüğüm köy Cümeylin’de evimizin yanı başındaki yamaçta amcaları Şemseddin’e Mıhamed’e Hacı 100 küsür yaşında rahmete kavuşmuştu. Ne yazık ki 3 kardeş amcalarının yarı yaşına bile ulaşmadan bu dünyadan göçmüş ve cenazeleri yan yana toprağa verilmişti. Allah 4 cana rahmet eylesin. Yerleri cennet olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi