Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Kürt sorununa sivil çözüm

Kürt sorununa sivil çözüm

Mademki Kürt Sorunu var, o zaman bu çok ciddi ve ağır bir sorun, o halde  bu sorunu kardeşce siyasi olarak çözmeliyiz, çünkü şiddet merkezli anlayışların tekelini kıran ve kırabilecek tek araç siyasettir.

 

Öfkeyle kalkan zararla oturur.

 

Başbakanın da belirttiği gibi öfkeyle değil akılla hareket etmeliyiz. Dolayısıyla Hükümetin Kürt sorununu çözebilmesi için acilen siyasi açılımlar yapması gerektiğine inanıyorum, çünkü Kürt sorununu askeri oligarşinin inkar ve savaşa dayalı politikalarına terketmek yanlıştır.

 

Bu arada belirtmek isterim ki, siyasi açılımla ilgili hükümet nasıl bir çalışma yürütüyor, net ve berrak değil. Eğer meselede samimiyseniz, Başbakan"ın da kabul ettiği gibi Kürt sorununa çözüm bulmak için hükümetin uygulanabilir ve sürdürülebilir politikalar üretip hayata geçirmesi gerekir.

 

Hepimiz biliyoruz ki, yıllardır askeri kafayla sürdürülen inkâr ve savaş politikalarında ısrar, son 25 yılda hayatını kaybeden on binlerce insana her gün yenilerinin eklenmesine neden oluyor.

 

1925"ten itibaren bu coğrafyada kesintisiz olarak, hep kan aktı.

 

Ben bilakis Kürt ve Türk halklarının savaşla ve kanla değil, barış içerisinde, eşit ve insanca, beraberce mutlu yaşamayı hak ettiğine inanıyorum.

 

Kürt sorunu, TBMM"nin meselesidir.

 

Bu bağlamda değerli Ahmet Türk,  DTP"nin dünkü TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bu kan artık dursun-çocuklarımız ölmesin" diyor, bir Mebus olarak haykırıyor. Diğer taraftan aydınların-yazarların-sanatçıların 'Artık yeter' dediğini vurguluyor, biran önce bu sorunun barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesini dile getiriyor. “Halk barış istiyor, halk çözüm istiyor, halk huzur istiyor!”diye haykırıyor. Kendileri bu görüşlerinde çok haklıdır.  

 

Bu haykırışın, Sayın Erdoğan Hükümeti tarafından duyulması ve gereklerinin acilen yerine getirilmesi gerekir. Dolayısıyla hükümet hem kendilerine, hem de biz Kürtlere halklarımızın sadece kardeş olduğunu ilan etmekle yetinmemeli, Kürt sorununa siyasi ve barışıcıl çözüm getirerek,  icraatlarıyla halklarımızın kardeşliğini ispat etmelidir.

 

Bu da diyalogla mümkün.

 

Yoksa Kandil dağını bombalamak için teskere çıkarmakla bu problem çözülmez. Zira insanoğlunun var oluşundan bu yana hiçbir problem silah ile, işgal ile çözülmemiştir, eğer çözülmüş olsaydı bugün bu problem var olmazdı. Zaten hepimizin bildiği gibi 1984"ten sonra yaşanan olaylar bizlere askeri yöntemlerle PKK"nin tasfiye edilemeyeceğini gösteriyor, çünkü PKK Kürt sorununun bir ürünü ve uzantısı.

 

Kürtlerle Türkler barışmalıdır, çünkü iki tarafın da çıkarları bunu gerektirir. Dolayısıyla halkımıza her bakımdan sahip çıkarak yapılacak olan siyasi açılımlar sayesinde, İspanya'da, İngiltere'de, Fransa'da olduğu gibi Kürt meselesi siyasi alana taşınarak çözülebilecek bir sorundur.

 

Biz Kürtler genel olarak demokrasi içerisinde sorunun çözülebileceğine inanıyoruz. Elbette Kürt sorunu rahat çözülecek bir kolaylıkta değildir. Bunun bilincindeyiz. Fakat her şeye ragmen ilk etapta bir anayasa değişikliğine gidilmesi gerekir. Yapılcak olan anayasal değişiklikler sayesinde ülke içerisindeki bütün kültürlerin, demokratik bir şekilde varlığı ve kendini ifade etmesi anayasal hak olarak garanti altına alınmalıdır, diye düşünüyorum. Bu bağlamda Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın Ahmet Türk"ün başbaşa oturup bu konuyu en azından iki saat karşılıklı görüşmesinin çok doğru olacağına inanıyorum.

 

Dil Tarih Coğrafya Fakültelerinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması Kürtçe eğitim ve yayın yapılması ve bunun yanında bir genel afın çıkarılmasının zaruri olduğuna inanıyorum. Bu bağlamda artık devlet kendi üzerine düşen kardeşlik sorumluluğu için ciddi adımlar atmalı ve Kürtlere yönelik ayrımcılığı sonlandırmalı, sorunları kanlı yöntemlerle değil diyalogla çözmelidir, çünkü siyasi sorunlar askeri mantıkla çözülemez.

 

Sonuc:

 

Kürt ve Türk halkının savaşla değil, barış içerisinde, eşit ve insanca, beraberce mutlu yaşamayı hak ettiğine inanıyorum. 10 Ekim 2007"de yayınlanan makalemdede belirttiğim gibi Kürt sorununun çözümü, devlet idaresinin modernleştirilmesiyle, üniter devlet yapısı korunarak, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilerek, büyük şehir belediyeleri birleştirilerek, bölge belediye başkanlıkları kurularak, başkanlık sistemine geçişle mümkün olabilir, kannaatindeyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi