Şeyhmus Diken

Şeyhmus Diken

Kürdün Ölüsü Mü 'Muteberdir'

Kürdün Ölüsü Mü 'Muteberdir'

Diyarbakır’da bir mekânda kente dışarıdan gelen konuklarla oturmuş “Barış Süreci”nin akıbetini konuşuyoruz, çok önemli biri. Nelson Mandela’nın 1990’lı yıllardaki avukatı Afrika Ulusal Kongresi Üyesi ve bir dönem Güney Afrika’da Kürdistan Hakları Komitesinde sorumluluk almış İsa (Essa) Musa kentin konuğu. Avrupa Parlamentosu’na süreçle ilgili bir rapor hazırlamak üzere kente gelmiş.

Her şeye rağmen ümidi korumanın çok gerekli olduğunu ama olan bitene bakılırsa gidişatın hiç de iyi olmadığı genel düşüncesi hâkim sohbetimize. Taraflardan birinin yani mağdur benliğin temsili kudreti Sayın Öcalan’ın 15 yıldır İmralı’da tutsak olması işin Müzakere boyutuna yükselmesinin hayli zorlaştırdığını, bu sebeple gidişatın ancak Görüşme düzeyinde kaldığını, dolayısıyla taraflar arasında “eşitsiz” bir ilişkinin söz konusu olduğunu dillendiriyordum İsa Musa’ya. Söylediklerimi duydukça kendi tezlerini doğrularcasına onaylıyor konuğumuz İsa Musa…

Kalkacağım esnada sıkça yaptığım gibi konuğa bir armağan vermenin şık olacağını düşündüm. Kalem mi versem diye düşünürken o an elimde olan kemik rengi tespihimi armağan etmenin daha doğru olacağını düşündüm. Tespihi İsa Musa’ya verirken: “Barış, sabır işidir. Sabretmek gerek. Ama umudu da ötelememek gerek. Dervişler tespihle sabrı buluşturur. Ben de size barış için sabrın simgesi olabilecek tespihimi armağan etmek istiyorum” dedim ama sabrın da sınırının olduğunu unutmadan ve tespihi uzatıp helalleşerek mekândan ayrıldım.

Eve vardım.

Licê’den gelen acı haberle ortalık çalkalanıyordu.

Lice-Bingöl yolunda yaklaşık 15 gündür kalekol-karakol yapılmasına karşı çıkan sivil halka ateş açılmış ve iki sivil insan katledilmişti.

Bir kez daha barışa kan sıçramıştı.

Hızla acaba televizyonlarda sanal ortamda (facebook, twitter) neler dönüyor diye tarayınca fark ettim ki galiba bir anlama zafiyeti var.

"Diren Lice" diyorlardı ağız birlik etmişcesine!.
Ya hu! Birileri galiba farkında değil! Licê 1992’den başlamak üzere yedi kez yakıldı yine de koruculuğu kabul etmedi, koruculuğa teslim olmadı. Bırakınız 1925 Şêx Saîd kıyamından bu yan yaşadıklarını…
Neredeyse topyekûn boşaltılan tek ilçe idi doksanlı yıllarda Licê.

Yakıldı yıkıldı, katledildi, kalanlar sürgün edildi.

Ama Licê sonra, yeniden küllerinden doğdu. 
Yani ez cümle Licê hep direndi
Şimdi sanki hiç direnmemiş gibi kimileri gaz verircesine "Diren Lice" diyorlar.

Peki birileri sormaz mı?
İyi de kardeşim biraz da Licê'ye direniş tavsiye edenler dirensin.
Licê onca felaket yaşamışlığına rağmen, hâla vakarını ve onurunu koruyorsa, size de mesaj yolluyor ey batı yakadakiler; biraz da siz direnin.

Bana, bize tavsiyede bulunmaktan vazgeçin diyor Licê.
Yani anlayacağınız siz de direnin diyor.
Direnin ki Licê'nin direnişinin mana ve ehemmiyeti olsun.

7 Haziran 2014 cumartesi akşamı Licê ve Licêlilerin şahsında dünya bir kez daha tanıklık etti ki; “En iyi Kürt, ölü Kürt’tür.”

Yani ez cümle demeye de dilim varmıyor ama

Licê'yi ne sen sor
Ne ben söyleyim
Taammüden cinayete kurban gitmiş bir şehir
Arayanı soranı hak getire…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus Diken Arşivi