'Rojava için en uygun olan özerkliktir'

'Rojava için en uygun olan özerkliktir'

TEV-DEM Yönetim Kurulu üyesi Aldar Xalil, "Rojava için en uygun yönetim şekli demokratik özerkliktir. Seçimler ne zaman olur şimdiden bilemeyiz, ama hiçbir parti veya kesim bu geçici (dönemsel) yönetimin dışında kalmamalı" dedi.

HEWLER - Rojava'da geçici bir yönetim oluşturulması düşüncesi ortaya atıldığı ilk günden beridir tartışma konusu olmaya devam ediyor. ENKS (Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi) ile EGRK (Rojava Kürdistan'ı Halk Meclisi) arasında 30 Ağustos günü yapılan görüşmede de geçici yönetim konusunda her iki meclis anlaştı. TEV-DEM Yönetim Kurulu üyesi Aldar Xalil, yaşanan sürece ilişkin DİHA'nın sorularını yanıtladı. 

*Geçici yönetim fikri ortaya atıldığı ilk günden itibaren tartışma konusu haline geldi. Hatta bazı kesimler kaygılarını, tereddütlerini dile getirdiler. Ama 30 Ağustos günü EGRK ile ENKS arasında Qamışlo'da yapılan görüşmede Rojava'da bir geçici yönetimin oluşturulması hususunda her iki meclisin anlaştığını duyurdunuz. Bu anlaşma nasıl sağlandı? 

Rojava'da son bir yıldır hemen hemen demokratik özerklik uygulanıyor. Halkın kendine ait bir yönetimi var. Son birkaç aydır diğer partileri de var olan yönetime katmaya çalışıyoruz. Yönetim biçiminde de bazı değişiklikler yapma ve yönetim şeklini biraz daha genişletmeye çalışıyoruz. Mevcut yönetimi ortak ve birlikte yürütmek istiyoruz. Yani biz TEV-DEM'in tek kalmasını istemiyoruz. Çünkü her şey bir kesimin elinde olsa diğer kesimler rolsüz, işlevsiz kalırlar. Onlara da bir rol vermek istiyoruz. Hatta sadece Kürtler değil, Hıristiyan, Asuri, Keldani, Ermeni, bölgede yaşayan Araplar hepsinin Kürtlerin yanında bu yönetime katılmasın istiyoruz. Bunun için özel bir heyet oluşturmuştuk. Bu heyet ilgili herkes ile görüşmeler yaptı. Herkes ile projemizi tartıştık. Hazırladığımız taslak şu şekildeydi; tüm partilerin bir araya gelmesi ve bir komisyon çıkarmasıydı. Bu komisyonda bizim oluşturduğumuz taslağı gözden geçirip yeni bir taslak proje oluşturacak. O komisyonun oluşturacağı taslaktan sonra yönetimi yeniden örgütleyelim şeklindeydi. 

'Partiler ile tek tek görüşüldü'

İlk başta partiler ile tek tek görüştük, çoğu parti de 'tamam' dedi. Ama bir sorun vardı, o da görüştüğümüz partilerin hepsi "biz bir meclisin üyesiyiz, biz evet desek meclisimiz hayır dese bu meclisin dışında hareket ettiğimiz anlamına gelir" diyorlardı. Bu geçici yönetime katılabilmeleri için ya kendi meclislerinden çıkacaklardı, ya da kendi kararlarını meclisin kararına dönüştüreceklerdi. En son geçen gün EGRK ile ENKS arasında bir görüşme oldu. Görüşmede gündem bir tek bu değildi. Esas gündem DesteyaBılınd a Kurd'u (DBK) nasıl aktif hale getirebiliriz üzerindeydi. Bir süredir DBK çalışmalarını yerin getirmiyor. Çalışmaları çok zayıflamış. Biz DBK'nin yeniden aktif hale gelmesini istiyorduk. Bu hususta DBK'nın bir toplantısı da olacak. Diğer gündem de bu yönetim sorunuydu. Toplantıya ENKS başkanıyla bir heyet gelmişti, onlarla görüşme oldu. Görüşmede "tamamdır, bu yönetim iyi bir şey. Böylesi bir yönetim kurmak için zamanıdır" dediler. 

* El parti de bu görüşmede var mıydı? Onlarda bu geçici yönetimi kabul ediyorlar mı? 

Gelen heyet ENKS adına geldi. Partilerin hepsi bu meclisin üyeleri. Gelen heyette tüm partilerin temsilcileri yoktu. Kendi aralarında bir heyet seçip toplantıya göndermişlerdi. Ama konuşan kişiler kendi adına konuşmadı, meclis (ENKS) adına konuştular. Meclisin vereceği karara da tüm partiler uymak zorundadır. 

* Geçici bir yönetim oluşturma çabası içinde olduğunuzu anladık, ama bir de Desteye Bılında a Kurd var. Bu geçici yönetim kurulduğunda Desteye Bılınd a Kurd ne olacak? İkili bir yönetim mi söz konusu? 

Desteya Bılınd a Kurd, Rojava'da Kürt halkının bir kazanımıdır. O Kürtler adına dışarıda ve içeride ne tür bir çalışma yürütmek gerekirse onları örgütleyebilir. Bir yönetim oluştuğu zaman Desteya Bılınd'ın durumu da tartışılabilir. Bu konuda çok öneri var, bu konuda farklı bir şey söylemek istemiyorum, çünkü daha öneri düzeyindeler. Ama eğer bir şey olacaksa da bu Desteya Bılınd'ın onayıyla olacak ve iş bölümü esas alınarak yapılacak. 

* Bu oluşturulacak olan yönetim seçimler yapılıp kalıcı yönetim oluşturulana kadar görev yapacak olan geçici bir yönetim. Bu yönetim bu ara dönemde ne tür çalışmalar yapacak, görevi nedir? Bir de seçimlerin zamanına ilişkin bir tarih var mı? 

Her şeyden önce yaşamın her alanındaki kurumları oluşturmak en temel yaklaşım olacak. Yani hiçbir parti veya kesim bu yönetimin dışında kalmamalı. Biz daha ilk günden seçimlere gitmek istemiyoruz. Çünkü "siz yönetimdiniz, her şeyi denetimize almıştınız" denilecek. Biz bir ara dönem olmasını istiyoruz. Bu dönemde yönetim biz değil, herkes olsun istiyoruz. Bu şekilde seçimler olduğu zaman kimse seçimlere ilişkin farklı hiçbir yoruma gitmesin. Seçimlerin tarihine ilişkin birkaç ay üzerinde anlaşılabilir, artık bu bir ay mı, iki ay mı, altı ay mı görüşmelerde belirlenir. Ondan sonra seçimlere gidilebilir. Seçim olduktan sonra seçilecek olanlar bir araya gelip yeni yönetimi oluşturabilirler. 

'Demokratik özerklikte ağırlık daha çok yaşadığın yere veriliyor'

* Rojava'nın coğrafik yapısı ve demografik dağılımı diğer parçalara göre çok farklılık gösteriyor. Şu an geçici bir yönetimden söz ediyorsunuz ama Cezire, Koban ve Afrin bölgeleri birbirinden kopuk alanlar. Örneğin Cizere mıntıkasında oluşturacağınız yönetim Koban ve Afrin'in nasıl idare edecek? Koban ve Afrin için de yoksa ayrı birer yönetim mi düşünüyorsunuz? 

Bu model tartışması oluyor. Demokratik özerklikte ağırlık daha çok yaşadığın yere veriliyor. Yani var olan alanın kendi yönetimini kendi içinden çıkarması ve kendi kendisini yönetmesidir. Her alanın kendine ait yönetimleri olabilir, ama her üç alan yönetimleri de ortak bir yönetime bağlı olabilirler. Bu bir model. Ama dediğim gibi biz kendi taslağımızda bunu yazıyoruz. Ama belki diğer partilerin daha başka önerileri, farklı yöntemleri olabilir. Biz bölgenin yapısına en uygun yönetim şeklinin demokratik özerklik olduğu düşüncesindeyiz. Ama zamanı geldiğinde tüm görüşler tartışılır ve en uygunu hangisiyse ona karar verilir. 

* Bu geçici yönetim fikrine Türkiye ve İran başta olmak üzere diğer komşu ülkeler nasıl yaklaşıyor? 

Bizim önerdiğimiz model Suriye'yi parçalamıyor, diğer halkları iradesiz hale getirmiyor. Onları inkar etmiyor. Suriye'nin daha çok demokratizasyonunu öngörüyor. Sadece Kürtler için değil Suriye'nin tamamı için iyi bir model. Bundan dolayı da buna karşı öyle sert bir tepki görmedik. Her ne kadar herkes kendi çıkarlarını dayatsa da, daha önce silahlı grupları üzerimize gönderdiler baktılar olmadı. Basın yayın alanında çok saldırdılar baktılar yine olmadı. Karalama kampanyalarına başvurdular, yine başaramadılar. Sonunda Kürtleri kabul etmek zorunda kaldılar. Çünkü Kürtler başarılı bir siyaset yürüttüler. Kürtler siyasal süreci iyi okumayı, yerinde ve zamanında gereken adımları atmayı bildiler. Bunun sonucunda Kürtlerin iradesini kabullenmek zorunda kaldılar. Alttan alta yine bozmak isteseler de eskisi gibi direkt karşıtlık yapamıyorlar. 

* Rojava'da oluşturmaya çalıştığınız dönemsel yönetim fikrine yerel hükümet nasıl yaklaşıyor? 

Bunun için karşıt hiçbir tutum göstermemişler. Hatta bu fikri gündeme ilk koymayı düşündüğümüz zaman buradaki yöneticilerle de konuştuk, "iyi bir şey" dediler. Ama şimdi sessizler. Farklı bir tutum var mı, yok mu bilmiyoruz. Ama şimdiye kadar hiç kimse resmi bir şekilde "biz karşıyız, kabul etmiyoruz" diye bir şey söylememiş. 

*Şu an sizin de üyesi olduğunuz Kürt Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi Rojava'da halkın durumunu incelemesi için bir heyet gönderdi. Heyetin raporu Hazırlık Komitesi tarafından yayınladı ve orada acilen yapılması gereken bazı hususlar dile geliyor. Sınır kapısının ticarete açılması gibi. Bu konularda şu ana kadar hiç kimse girişimde bulundu mu? 

Yerel hükümet bu üç ayı aşkın bir süredir sınır kapısını ve sınırı tamamen kapatmış. Bu durum Rojava'nın bir çembere, ambargoya alınmasına neden oldu. Bu ambargoya bir de terörist saldırlar eklendi. Bu durum yükümüzü daha fazla ağırlaştırdı. Aslında biz Rojava üzerine saldırılar başladığında yerel hükümetin sınırı biraz gevşetmesini, hatta açmasını bekliyorduk. En azından halkın günlük temel ihtiyaçlarını temin etmesine izin vereceklerini düşünüyorduk. Ama maalesef şimdiye kadar da bu ambargo devam ediyor. 

Bu sonda Rojava'nın durumunu incelemesi için bir heyet görevlendirildi. Heyete döndü, o da raporunda "ticaret ve ilişki yolları açılmalı" diye yazmış. Raporda acilen yapılması gerekenler diye daha başka hususlarda dile getirilmiş. Raporu ilk başta Kürt Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi içinde tartıştık. Rapor olumlu görüldü ve kabul edildi. Rapor Federal Bölge Başkanı Mesut Barzani'ye de gönderildi, o da "tamam, kabul ediyorum" dedi. O kabul edince bizde, raporda acilen yapılması gerekenler diye bazı hususlar dile getirilmiş, onlar için hemen adım atılmasını bekledik. O acilen yapılması gereken hususlardan bir tanesi sınır kapısının açılması ve ticaretin yapılmasıdır. Ama şimdiye kadar hiçbir ses çıkmış değil. Umuyoruz bu durumun üzerinde acilen durulur. Eğer üzerinde durulmazsa bu son göç dalgası gibi daha başka göç dalgaları yaşanabilir. İnsanları aç bırakırsan ve kapıyı aniden açıp "tamam gelin çıkabilirsiniz" derseniz, kimse evinde kalmaz. Eğer insanların biraz imkanı olsaydı, bu kadar insanın Güney Kürdistan'a geleceğini sanmıyorum. Hatta kapı açılır, ticaret imkanı biraz dahi olsa, buraya gelen insanların çoğunun geri döneceğine inanıyorum. Ama görünen o ki, siyasi bazı amaçlar için kapı kapatılıyor, bu da yanlış bir siyasettir. Kapı için kimse siyasetinden taviz vermeye tenezzül etmez. 

* Kongre Hazırlık Komitesi'nin raporunda göç edenler için Rojava'da kampların oluşturulmasından söz ediliyor. Bu konuda bir girişim, bir çalışma başladı mı? 

Sözü edilen kamplar sadece yerel hükümete bağlı değil, BM'ye de bağlı. Gerçekten birkaç ay önce bizim de gündemimizdeydi. O da her göç edenin gelip kalacağı bir yer değil. İçinde savaş olan köy ve şehirlerdeki halk için. Bu konuda BM yetkilileri bize "Suriye sınırında biz yapamayız. Yasalarımıza göre resmi bir mülteci kampı yapabilmek için kamp yerinin o devletin sınırlarının dışında olması gerekir" dediler. Bundan dolayı bu adım fazla gelişmedi. Dedik eğer yerel hükümet bize destek olursa, güvenlikli bir yerde o kampı yapabiliriz. Halkımız Rojava sınırından çıkacağına, oraya onları yerleştirebiliriz. Ama bunun için de şu ana kadar kimseden destek alabilmiş değiliz."

DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum