M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Suriye'de Kürd Denklemi

Suriye'de Kürd Denklemi

Suriye’de Kürd denklemi ya da Kürd satrancı ne derseniz deyin. Ortada bir gerçek var ki Kürdlerin lehine olan her şeyi Türkiye’de kendi aleyhine gören bir kesim var. Bu yüzden Suriye’de nasıl bir resim ortaya çıkacak bilinmeden şiddetle karşı çıkıyorlar. Oysa ortaya çıkacak resme biz değil Suriye Kürdleri ve halkı karar vermeli.  

Biliyorsunuz dünya medyası Suriye haberlerine yer verirken Türk medyası nasıl olayı çarpıtırım, Kürd düşmanlığını nasıl pompalarım hazırlığını çoktan yapmışlardı.

Aynı oyunu Kuzey Irakta da oynanmıştı, ancak başaramadılar. Ama “Kürd fobisi” bitmediğinden Suriye içinde aynı senaryo sahneliyor. Nasıl bir zihniyet anlamak zor.

Hükümetin ve medyanın Suriye Kürdlerine yönelik kullandığı dil ne kadar çirkin, fark etmiyorlar bile. Irak liderlerine yıllarca “Peşmerge”, “aşiret reisi” dili nasıl ırkçı idiyse, bugün Suriye için kullanılan dil ve yaklaşım da o kadar ırkçı ve çirkindir.

Dün Barzani ve Talabani’yi dışlamak nasıl hata idiyse; bugün Suriye’nin Kürd siyasi partileri için “Eyvah Kürdistan kuruldu” haberlerin gölgesinde karşı çıkmak o kadar hatadır.

Komşular ile sıfır sorun demek; yüz yıldır baskı ve zulüm altında kimlik verilmeyen bir halkın legal siyasi partilerini tehdit etmek mi? Türkiye’yi yönetenler Sünni Araplara verilen özgürleştirme desteğini Kürd halkından esirgemek bir yana korkutmak ve sindirmek ne kadar doğrudur?

Başbakan Erdoğan “oradaki yapılanmayı kabul etmeyiz, eyvallah edecek halimiz yok” derken; Suriye halkının legal, yasal siyasi oluşumlarını karşı çıkmakla bütün Kürd halklarının duygularını tahrip ettiğinin farkında mı?

AKP hükümeti Kürdlerin destek verdiği ve Türkiye meclisinde 34 sandalyesi olan BDP’ye yaptığını Suriye Kürleri’ne reva görmesi Kürd halkının sempatisini değil antipatisini kazanacağını fark etmiyor mu? Bu yaklaşım siyasi ve ekonomik Türkiye’ye ne kazandırır?

Unutmayalım ki, Suriye bir iç savaş yaşıyor ve Kürdler bu savaşın dışında kalmak istiyor. Kürdlere kimlik bile vermeyenlerin savaşında ölmemek/öldürmemek için ne Esad, ne de muhaliflerin safında yer almak istemiyorlar diye onları tehdit etmenin bir anlamı var mı?

Tamam biz sade vatandaşlar Suriye’de tam anlamı ile ne olup bittiğini bilmeyebiliriz. Ancak bizim bildiğimiz Kürdler bu savaşa taraf olmak istemediğidir. Ama bu saatten sonra da kimlik ile yetinmeyip “eşit” vatandaş ve özgür olma talebi suç mu?

SURİYE KÜRDLERİNİ TANIYALIM

Suriye Kürdleri hakkında karar vermeden, Türk hükümeti sert ve tehditvari açıklama yapmadan halkın gerçeği bilmesinin önünü kesmemeli. Bakınız o ülkede yaşayan Kürdlerin büyük çoğunluğu Türkiye Kürtleri’nin akrabası. Mesela öz halam Suriye Kamışlıda yaşayan bir Suriye vatandaşıydı. Tam da iç savaşın en sıcak günlerinde onu kaybettik.

Sınır kapısı kapalı olduğu için değil cenazesini Türkiye’de doğup büyüdüğü köydeki annesinin, babasının yanına gömmek, öz halamın, babamın kız kardeşinin tazisine bile gidemedik. O ki bana hep “ez kurban (sana kurban olayım), ez hayran (sana hayran olayım) cavemin (gözüm), bavemin (babam) diye beni seven, okşayan, öpen halamı değil defnetmek için son görevimizi yapmaya taziyesine bile ne ben ne de diğer yakın akrabaları gidebildik.

Bu yüzden diyorum ki, Suriye’de iç savaşa Kürdler katılmadı diye üzülmek yerine, hep birlikte sevinmemiz gerek. Kürdler de katılırsa iç savaş derinleşir. Bırakın kendi bölge ve şehirlerinde barış içinde kendi kendilerini yönetme hakkını yüz yıl sonrada olsun kazansınlar.

Unutmayalım ki Suriye Kürdleri kim karşı çıkarsa çıksın bu saten sonra Irak Kürdleri gibi siyasi bir statükoyu elde etmek istiyorlar. Yüz yıldır bekledikleri bir fırsattı. Bu fırsat da engellenirse bölge kan gölüne döner. Böyle olsa daha mı iyi olacak?

Suriye Arap muhalefetinin Türkiye’de kampları olacak, ama Kürdlerin özgürlük talebi rahatsızlık verecek öyle mi? Zerre kadar imanı, vicdanı, ahlakı olanlar bunu kabul eder mi?

İnsaflı olalım; “Türkiye’nin Suriye politikası ne?” Sünni Arap yönetim modellerine evet; Kürd yönetimine hayır mı? Oysa uçak olayından sonra Başbakan sınırda Suriye askeri görürsem risk sayarım demedi mi? Esad da askerini bu yüzden çekmedi mi? Kürdler de doğan boşluktan muhtemel bir saldırıya önlem aldılar diye savaş naraları atmanın bir manası var mı?

MODEL ÜLKE VE ÇAĞ ATLAMANIN FORMÜLÜ

Suriye Kürdleri PKK yokken 50 yıldır örgütlü bir toplum. PYD’nin de bir o kadarlık geçmişi var. Hem Suriye Kürdleri başkaların güdümüne girmezler. Suriye’de açılan bayraklar ilk kez Mahabad Cumhuriyeti’nde kullanılan yüz yıldır bazı Kürdlerin benimsediği bayraktır. Kimse Türk halkını provoke etmesin, aldatmasın.

Suriye Kürdleri’nin bu saatten sonra tek bir talepleri var. İnsan olarak eşit, kültürel ve demokratik haklar ve de kendi bölgelerinde kendilerini yönetmektir. Yüz yıl sonra Kürdlere bu hakkı ne Suriye’nin diğer halkları; ne Türkiye, ne ABD ne de AB ülkeleri çok görmemeli.

Ne Suriye’de, ne Türkiye’de etnik temelde bir devlet olmaz. Herkes rahat olsun. Kaldı ki Suriye Kürdleri iki ayrı bölgede yoğunlaşmış. Türkiye’yi yönetenler ve medyası haritaya da mı bakmasını bilmiyor. Suriye ve Türkiye Kürdlerinin istediği tek şey siyasi bir statüdür.

Türkiye Kürd politikasını değiştirmeli. Tehdit ve savaş çözüm değil. Suriye ve dahi Türkiye’de huzurun adresi demokratik ve eşitlikçi yaklaşımdan geçiyor. Hatta benim gibi garibanların sözünü dinlerlerse haftalardır Hakkari ve Şırnak’ta 50 derece yaz sıcağında Türk – Kürd gençlerini bir birine kırdıracaklarına siyasetle bu sorunu çözsünler.

Parkların isimlerini değiştirerek, Kürdçe seçmeli ders olsun mu olmasın mı diyerek kanı durmaz; Kürd sorunu da çözülmez. Ülkeyi çağa ve gelişmelere göre hazırlamalılar. Suriye’de düzeni biz değil, bırakın düzeni Suriye’nin Arap, Kürd ve diğer halkları kursun.

Ne Türkler, ne Kürdler Amerika’nın dolduruşuna gelmemeli. Türkiye’yi yönetenler akıllı bir karar alıp Kürd sorununu gerçekçi yaklaşır ve Kürdlerin taleplerini eşitlik, özgürlük açısından ele alırsa herkesin kabus ve savaş olarak gördüğü bu günler büyük bir fırsata dönüşebilir. Bu yaklaşımda Türkiye’yi  bölgede “model” ülke yapacağı gibi Türkiye’ye çağ atlatan adımların başında gelen formül olur. Savaşarak değil, konuşarak sorun çözülmeli. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi