Lokman Ergün

Lokman Ergün

Mazlum'un Newroz'u

Mazlum'un Newroz'u

Ben, size; ışıksız, karanlık bir gecede, şafağa ereceğiniz umudunu verdim. Ki, sonsuza kadar sürecek sanılıyordu o karanlık.

Ben, size; boydan boya kar kaplamış bir iklimde, umuda selam duran bir berfin gibi, baharın yakın olduğu müjdesini verdim.

Ben, size; talan edilmiş bir coğrafyanın, yasaklanmış dilinin, yasaklanmış isminin şifresini verdim.

Ben, size; yüzlerce yıllık korkularınızla yüzleşmenin cesaretini verdim.

Yalçın dağların, serin zozanların kucağında, size ait, sizin olan bir ülkenin bağrına sığınarak, yine ve yeniden direnerek, ayağa kalkmanın onurunu verdim.

Ben karanlık bir hücrede, Zagros’larda, Cudi’de, Gabar’da küllenmiş ocaklarda; yanmaya hazır ateşleri tutuşturacak kıvılcımı verdim.

Kava sürtünen kibrit çöpünün çıtırtısında, unuttuğunuz stranların ezgisini, yitirdiğiniz şiirlerin ilk dizesini, kurulmamış govendlerin ilk adımını verdim size.

Tutuşan bedenimle, ateşte dövülerek şekillenen demirin, insanlığa sunduğu bilinci verdim.

Ölüme inat, yaşam çığlığımdır ki, bugün meydanlarda kadınların zılgıtlarıyla yankılanmakta. Özgürlüğe yürüyen çocukların ayak sesleriyle çınlamakta sokakları ülkemin. Ben size sesimi verdim.

Yok sayılmış, yokluğa mahkum edilmiş bir halkın, dağlarından, köylerinden, şehirlerinden yükselen bir başkaldırının resmidir sıkılmış yumruğum. Ben size öfkemi verdim.

Govende durmuş erkeklerin, gökkuşağı fistanlı kadınların, gün yüzlü çocukların, yeşermiş buğday tarlalarının, Fırat’ın coşkun akışının, Dicle’nin süzülüşünün, Van Gölü’nün mavi bakışının, Dersim’in yeşilinin, Amed’in taş sokağının, Mardin’in sarışın güneşinin, Hakkari’nin dağlarının özgürlüğüdür yaşamdan anladığım. Size yaşama sevincimi verdim.

Tel örgülerle, mayın tarlalarıyla parçaladıkları bir ülkenin, size uzak kılınmış parçalarında; Rojhılat’ta, Rojava’da, Başûr’da, tutacağınız bir el, omuz vereceğiniz bir omuz, sesinizi katacağınız bir ses olduğunu hatırlattım. Size tarihinizi verdim.

27 yaşında, bir bahar sabahında, yıldızlı göklerden, yağmur bulutlarından, yeni göğermiş ekinlerden, filizlenmiş dallardan, patlamaya yüz tutmuş çiçek tomurcuklarından uzakta, bahardan koparılmış bir ömrü ateşe vererek yaktım Newroz ateşini. Üç kibrit çöpünün aleviyle. Size milyonlarla kutlanacak bir bayram verdim.

Şimdi adımla çağırdığınız binlerce çocuk, bir Newroz daha büyüyerek, Bir Newroz’u daha büyüterek, baharı getirecekler Kürdistan’a. Daha bir harlanacak ateş, daha bir büyüyecek halaylar.

Ben, Mazlum Doğan; size özgürleştireceğiniz bir Kürdistan verdim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Lokman Ergün Arşivi