Dün eli kanlı katilleri serbest bıraktı devlet. İşkencecilerimizi serbest bıraktı. İnsanları kör bıçaklarla boğazlayanları serbest bıraktı. Ve bugün Berkin öldü. 

Ben 17 yaşındayken, Van emniyetinin bodrumunda bana işkence yapan Muzaffer Tekin’i serbest bıraktı devlet. Hrant’ın katillerini serbest bıraktı ve bugün Berkin öldü.

Kürtler’in, Aleviler’in, Ermeniler’in, yoksulların, ötekilerin çocuklarını gözünü kırpmadan öldürenler, ölüm emirlerini verenler serbest kaldı dün. Ve bugün Berkin öldü.

Şimdi, eski fotoğraflarda, hayatı ve ölümü anlamaya çalışan gözleriyle bize bakıyor ölü çocuklar. Havan mermisiyle, gaz kapsülüyle, 12 yaşında, vücudunda 13 kurşunla öldürülen çocuklar, bu devlet denilen ucubenin vahşetini anlamaya çalışır gibi bakıyorlar bize.

Gönüllerince çalsınlar ve talan etsinler diye yaşattıkları ucube devletin, eli kanlı katillerine, çocuklarımızı kurban ediyorlar sunaklarında. Ayaklarında terlikleriyle evlerinin önünde, pijamalarıyla bakkala ekmek almaya giderken öldürüyorlar. Ve hesapsız, sorgusuz, ellerini, kollarını sallayarak, küfür gibi aramızda dolaşıyorlar.

Bu ağzından kan damlayan ucubeyle, tepemize çöreklenip, hayatlarımızı, umutlarımızı, çocuklarımızı ellerimizden çalan, devlet denilen katil şebekesiyle nihai hesaplaşmamızı yapmazsak, payımıza çocuklarımızın cesetlerinden başka bir şey düşmeyecektir.

Dün, işkencecilerimizi, Hrant’ın katillerini, insan kasaplarını saldılar. Fethiye’de, Urla’da, Bolu’da ırkçıları sokağa çıkardılar. Bugün Berkin öldü.

Korkarım, sırada senin çocuğun var.