Süleyman Karataş

Süleyman Karataş

Birini Öldüreceğim (3)

Birini Öldüreceğim (3)

Gelenler sonradan heval oldukları anlaşılan birkaç kişiydi. İki erkek bir kadın… Oturdular. Ellerinde birkaç gazete, birkaç broşür ve birtakım kitaplar… Kaldılar gece yarısına kadar. Örgüt propagandası yaptılar. Diana’nın babası da zoraki dinledi. Sonra da getirdikleri yayınları onlara satıp gittiler. Çıktıktan sonra babası kızdı, köpürdü, sövdü. Bir daha onlara kapıyı açmayacağına dair and içti, çocuklarını tembihledi. Ama defalarca gelip gittiler…

Diana’a onların bu gelişine çok sevindi. Aylardır evde mahpustu ve aylardır ilk defa farklı simaları görüyordu. İyi ya da kötü onları sevmişti. Hele onların Kürt halkı için söylediklerine içten içe inanmıştı. Kürt halkının içinde bulunduğu vahim duruma ezilmişliğe ve sömürülmüşlüğe…

Şimdi bir şeyler yapmak gerekirdi. Bir şeyler ama ne, neler? Diana’nın içinde bulunduğu öfke coşku ve heyecana dönüşüyor ve günden güne artıyordu. Kürt halkı bir zulüm altındaydı ve yad ellerde eli kolu bağlı durmak yakışık almazdı.

Diana bu örgütün organize olduğu derneğe kaç defa gidip geldi. Babası her ne kadar razı olmasa da örgütün şerrinden emin olmadığı için bir şey de yapamıyordu. Diana son gidişinde yaklaşık bir ay kaldı. Orada şekillenen, ete kemiğe bürünen bir düşünce sistemi vardı: “Namus sadece iki bacak arasında bulunmaz, Kürt halkının namusu ayaklar altındadır.” (İhtimaldir ki yazarın şahsi görüşüdür.) Diana bu düşüncenin ateşli savunucuları arasına girmişti. Kısa sürede dernekte parlamış ve örgüt onu zulmün işlendiği coğrafyaya gönderme kararı almıştı.

Romanın bundan sonrasında Diana örgütün saflarında aktif olarak görülür. O artık bir özgürlük savaşçısı, bir gerilladır. Dağlarda gezer, çatışmalara girer, savaşır ve öz değerleri için bütün bunlardan zevk duyar.

Bir çatışmadan sonra yakalanır. Ama tuhaftır ki yakalanır yakalanmaz karanlık güçlerin eline düşer. Diana hapse düşmek yerine kadın tacirlerinin eline düşer. Pervasızca kullanırla onu. En son genelevde buluruz onu.

Diana’nın bizim, adı sanı belirsiz kahramanla tanışma meselesi de bu aşamadan sonra başlar. Diana artık bu yaşadığı hayattan bıkmıştır. Bu hayattan kurtulmak için de bir kurtarıcıya ihtiyacı vardır. Bizim kahramanla kaçma planı da kazadan sonra suya düşünce tek çare Celilê Celil’le bir şekilde yurt dışına çıkabilmek. Celilê Celil’e yaşadığı trajediyi anlattıktan sonra tekrar kaldığı yere döner. Ertesi gün ünlü Kürt yazarla yurt dışına çıkacaklardır.

Kürt yazar otel odasında yalnız kalmaktadır. Şu an gün boyu yaşadığı o hareketli, elim, trajik olayları düşünmektedir. Birden telefon çalar, ahizeye uzanır ve aynı anda da kapı hızla vurulur. Kapı rank diye açılır, yazarın gözleri fal taşı gibi açılır. Karşısındaki adam bugün arabayla çarptıkları adamdır. Sapasağlamdır. Elinde keskin bir bıçak…

Ve yazarın elindeki ahizenin düşmesiyle yere yığılması bir olur.

Birini Öldüreceğim (2)

Birini Öldüreceğim (1)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Karataş Arşivi