Lokman Ergün

Lokman Ergün

Aslanların ve avcıların tarihi

Aslanların ve avcıların tarihi

Merhaba değerli Yüksekova Haber okurları. Bundan böyle bana ayrılan bu köşede sizlerle duygu ve düşüncelerimi paylaşma fırsatı bulacağım için mutluyum.

Sömürgeci, toprağınızı işgal eder. Haklarınızı, hukukunuzu, kültürünüzü, dilinizi yani bir bütün olarak varlığınızı inkar eder.

Kan döker, canınıza, malınıza, onurunuza, doğanıza kast eder.

Bunun için silah kullanır, katliam yapar. Mahkemeler, zindanlar, toplama kampları kurar. Ama bütün bunlar için, öncelikle gerçeği tersyüz eder. Çünkü gerçeğin sınırları içinde yaptıklarına meşruiyet kazandırması mümkün değildir. Bilimi, tarihi tahrif eder. Yalanlarla, çarpıtmalarla, örtbas etmelerle dolu bir sistem oluşturur. Acıları, zulümleri unutturmaya, yok saymaya çalışır. Toplumun belleğini iğfal eder. Ve en etkili silahı da budur.

“Asıl adı İsmail Aygün olan Kürt sanatçı ….., Mardin Nusaybin’li olan ailesinin köydeki aileler arasında yaşanan husumet nedeniyle göç ettiği Şanlıurfa Siverek’in Sarıdam Köyü’nde, 23 Aralık 1955’te doğdu. Küçük yaşta topluluk önünde şarkı söylemeye başladı. Ankara Gazi Üniversitesi Matematik Bölümü’nde okudu. 1975’te ilk albümünü çıkardı. 1976’da, hakkında yürütülen bir soruşturma sırasında Almanya’ya giden ….., Köln’e yerleşti. Almanya eşine oturma izni vermeyince İsveç’e yerleşti ve sığınma talebinde bulundu. Bir çocuk babası olan ….. , daha sonra Alman vatandaşlığına geçti. Hakkında açılan dava düştükten sonra …….’in , Türkiye’ye giriş çıkışı serbest oldu. Frankfurt’ta yaşayan ….., 30’a yakın albüm seslendirdi.”

Yukarıdaki haber, 7 şubat 2011 tarihli Hürriyet Gazetesi’nden alıntı. Noktalı yerleri bilerek boş bıraktım. Orayı Şivan Perwer olarak okuyacaksınız. Ne kadar naif bir haber değil mi? “Sokakta top oynarken düşüp dizini yaraladı, evde pansuman yaptık” kıvamında yazılmış. O kadar basitleştirilmiş, o kadar sıradanlaştırılmış.

Oysa bu ülkede, Şivan Perwer kaseti dinlediği, bulundurduğu için işkence gören, zindana atılan, işkencede ölen yüzlerce, binlerce insan var. Çok değil, 15 yıl öncenin en tehlikeli siyasi aktivitelerinden biriydi, Şivan Perwer ve diğer Kürt sanatçıların kasetlerini bulundurmak. Perdeleri çekilmiş evlerde, toprak altında saklanmış kasetleri çıkarıp, kısık bir sesle dinlemek.

Kürt’ler 100 yıldır, tarihlerini acılarıyla işliyorlar. Kürt’lerin toplumsal belleğinde, Fatihasız, kefensiz, mezar taşı olmayan çukurlara, kanlı gömlekleri ile gömülmüş çocuklarının kanlı izleri var. Bu unutulabilecek, unutturulabilecek bir gerçek değil. Unutturmakla, gerçeği tersyüz etmekle çözülecek bir sorun da değil. Bu ancak Kürt ve Türk halklarının yüzleşerek, acısını paylaşarak, kan izlerini ortak gözyaşlarıyla silebileceği bir gerçek.

Bu kanlı geçmişin failleri, Türk halkının toplumsal belleğini iğfal ederek sürdürüyorlar iktidarlarını. Şimdi Kürt halkının belleğine de kast ediyorlar. Etimizde, kemiğimizde, beynimizde duran gerçeği, yalanlarla, tahrifatlarla tersyüz ediyorlar. Acılarımızı, ölülerimizi önemsizleştirip, sıradanlaştırıyorlar. Bu şekilde meşrulaştırıyorlar iktidarlarını.

Hürriyet Gazetesi’ndeki haber, Şivan Perwer’in Almanya’da Bülent Arınç’ı otelinde ziyaret etmesi vesilesiyle yayınlandı.

Biz Şivan Perwer’in stranlarında, Kürdistan’ın dağ rüzgarlarının sesini, hırçın ırmaklarının çağlayışını, nergis kokularını içimize işledik.

Acılarımızın, yaşadığımız zulümlerin tercümesiydi şarkıları. Ve onu çok sevdik. Sadece sesi güzel olduğu, güzel stranlar, klamlar okuduğu için değil, bize gerçekliğimizi anlattığı için, gerçek ve sahici olduğu için sevdik.

Kürtlerin üzerindeki zulümlerini sürdürmek isteyenlerin iktidarına meşruiyet kazandırmasını sevemeyiz.

“Aslanlar kendi tarihçilerini yaratıncaya kadar, tarih, avcıların kahramanlıklarıyla dolu olacaktır” derler.

Şivan Perwer, aslanların tarihçisiydi. Avcıların safı, çok sakil ve yakışıksız duruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
37 Yorum
Lokman Ergün Arşivi