Yüksekova Haberi anlatmama ve methetmeme hiç ihtiyacı yok. 13. yılını doldurup 14. yılından gün alırken dünya çapında aldığı ödül bunun en bariz kanıtıdır.

Kürd sorununda baş vuru kaynağı olarak Kürdler kadar Türk tarafı, Türk medyası ve dünya medyasının yakından takip ettiğini Yüksekova Haber’e yazdıktan sonra fark ettim.

Avustralya’dan Kanada’ya, Çin’den ABD’ye, Japonya’dan Avrupa ülkelerine yedi kıtadan yüzlerce ülkeden Kürdçe, Türkçe ve diğer dillerden milyonların izlediği, internet ortamında günde 1,5 ile 2 milyon arasında tıklanan büyükleri alt eden bir blog oldu.

Yüksekova Haberle köşe yazarı olarak tanışmam Eylül 2008 tarihine rastlar. O zamanlar İlçenin Milli Eğitim Müdürü olan sevgili dostum, meslektaşım Hamza Anuş aracı oldu. 13 Ekim 2008 günü de konuk yazar olarak “Neden hala dağa çıkıyorlar?” başlıklı makale ile Yüksekova Haber’e merhaba demiştim.

Tesadüf bu ya o sıralarda Van’da özel bir hastanede müdür olan kardeşim Hasan’ı bahane ederek Van’a gittim. Yıllar sonra Van’a gelmişken Yüksekova Milli Eğitim Müdürü Hamza hocayı ziyaret etmek ve hiç görmediğim Yüksekova’yı görmek için arife gününde (Ramazan Bayramı) yola çıktım. Bu seyahatimde internet ortamında tanıştığım Yüksekova Haber’in sahipleri, yöneticileri Necip ve Erkan kardeşler ile yüz yüze tanışma imkanı buldum.

Hamza hoca, Çapraz kardeşler ile birlikte Yüksekova’nın bir başka saygın aydını, iş aleminin önde gelen ismi, Yüksekova’nın köşe yazarı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı İrfan Sarı ve daha bir çok Yüksekovalı ile tanıştırdı. Üç gün süren Yüksekova ziyaretimde Hakkari’ye de 40 yıl sonra gitmek ve gezmek imkanını buldum.

Bu gezimde Necip Çapraz benimle bir röportaj yaptıktan sonra benden Yüksekova Haber’e haftada bir (bazen iki) sürekli köşe yazısı yazmamı istedi.

Süreklilik arz eden ilk yazım “Gever’e değil Yüksekova’ya” başlıklı makalem oldu. O yazımın rekorunu aradan beş yıl geçmesine rağmen kırabilmiş değilim. 7 günde on binlerce okuma ve yüzlerce yorum alan bir yazı oldu. O yazımdan sonra özellikle Irak Kürdistan’ında “Kürdistan TV” ve “Zağroz TV” gibi Kürd televizyon kanalları “Dünya Basınından Haberler” ve benzeri programlarda Yüksekova’ya yazdığım yazıları Kürdçeye tercüme edilerek haber ve siyaset kuşaklarında yorumluyorlar. Yüksekova Haber böyle bir gazete, böyle bir blog ve site olduğu için aldığı uluslar arası ödülü sonuna kadar hak eden bir gazete ve internet gazetesidir.

Özellikle Ankara’da bulunduğum günlerde sürecin ve gündemin yoğunluğu nedeni ile bazı gerçeklerimizi unutabiliyoruz. Yüksekova’nın 13. yılını doldurduğu 5 Mayıs 2000’nin yıl dönümünden bir gün sonra 6 Mayıs 2013 yazı günüm olmasına rağmen atlamışım. Hani derler ya mum dibine karanlık aynısı şahsımda vaki oldu.

Kötü mü oldu, bence hayır; çünkü tam bir gün sonra 7 Mayıs 2013 Salı günü sosyal medyanın en büyük ödülü olan ve Dünya bloglarını kapsayan uluslar arası BOBS “Best of Online Activizm (Dijital Aktivizmin En İyileri)” ödülü 2013 yılında Türkçe “en iyi blog” alanındaYüksekova Habere verilmesi gerçekleşti. Yarışma 30 dilde yayın yapan kamu yayıncılık kuruluşu Deutsche Welle tarafından düzenlenmişti.

BOBS İnternet sayfası üzerinden yapılan halk oylamasında kullanıcılar 2013 Türkçe blogunda “en iyi blog ödülünü” Yüksekova Habere oyları ile layık gördü. Dünya üzerinde “dijital” yayıncılık alanında işin mutfağında ve akademik 14 juri üyesinin seçimi ile yarışma içine girenler belirlenmişti. Bu süreç sonunda Yüksekova Haber ödülü göğüsledi.

Yüksekova Haber’in köşe yazarı olarak gururlanırken Necip, Erkan Çapraz kardeşlerin şahsında emeği geçen Yüksekova Haber’in bütün çalışanlarını kutluyorum. İyi ki varsınız, siz bu ödülü annenizin ak sütü gibi hak ettiniz. Daha nice ödüllü dileğiyle; 13. yıl dönümünüzü tekrar kutluyor; dünya çapında aldığınız başarının devamını diliyorum.   

Jüri ödülleri, 18 Haziran 2013 tarihinde Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen Global Medya Forumu’nda sahiplerine takdim edileceğini ayrıca belirtmek istiyorum.