Kemik dolu mağara ülkesinde
Ermeniler ile yani gayri Müslimlerle savaşır…
Alevilerle savaşır.
Solcularla savaşır.
İrticayla savaşır.
Kürtlerle savaşır durur.
Türban yüzünden bir ömür verdi insanlar.
Muhaliflerin tırnakları söküldü, demir çubuklarla kafaları ezildi solcuların ve Kürtlerin
Barış kocaman bir yalan! Deli saçması oldu!
Hala bu yönlü tam isabetli bir barış rotası bulunmamaktadır.
Kışlalardaki muğlak asker intiharları, hilekar bir sistemin kendi iktidarı için nasıl barbarlaştığının en verimli belirtisidir.
Emekli polislerin cinnetleri ve cinayetleri üçüncü sayfa haberleri arasında ilk sırada…
Kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor ve kimin ağzını açarsanız bir "namus"tur gidiyor. Bu kadar namuslunun olduğu bir ülkede nasılda oluyor bu kadar cinayet işleniyor?
Bu kadar namuslu erkek varsa, bu namussuzluk neyin nesi?
Yani bir savaş halidir gidiyor, neyin provası yapılıyor? Kimin hesabına çalışılıyor belli değil.
Kuşaktan kuşağa süren bu savaşı o kadar kirlettiler ki tertemiz bir şey kalmadı.
Bürokratlar ülkesinde bir koltuk savaşı hali de sürüyor.
Müstahdem olmak, mübaşir olmak, Şef olmak, müdür olmak, başmüdür olmak, genel müdür, müsteşar… Sonu gelmeyen bir savaş.
Kıdemli-kıdemsiz bir ego…
İyiler-kötüler…
Takoz olmak, hantal kılmak, kıl olmak… Bürokratik babaları, palazlanmış baronları da var bu işin.
Uzun uzun kurgular kurmaktır… Sürdürmektir iktidarını.
Sürekli savaş durumudur…
Organize işler…
Ölümler…
Devletin içindeki küçük devletcikler…
Sahipsiz mezarların arkasındaki muamma ve mağara dolusu insan kemiği… Sürüp giden acıların yerinde taht kurmuş acımasızlık.
Bir gören bir duyan olmaz ama!
Bu gaddarlığın bir bileni yoktur!
Baba devletin baba adamları kötülük eylemezler ama toprağı deşmeyi sürdürüyor kemikler, yol kıyılarında, bayırlarda, taşlıklarda…
Sen bilmezsin, ben bilmem, o bilmez…
Ölenler sırlarıyla gider, kalanlar sırlarıyla yaşar…
İyiydi madem herkes bunca sahipsiz ölüm kimden gelmiş?
Kimdi ölenler?
Öldürenler kim?
Vicdansızlığın uzun boylu oluşu budur galiba.
Kirli oluşu bu…
Temizlenmesi de oldukça zor…
Bütün olanlara rağmen şimdi biri çıkıp Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri, barışı gördüm, tanıdım-ettim diyebilir mi?
Sorunun cevabını mı aramak? Zordur.
Üniversite önünde dövülenler mi cevap versin? Meydanlarda ki sendikalar? İşçiler? Sendikasızlar? Mazlumlar? Zalimler? Kadınlar? Çocuklar? Askerler? Polisler? Patronlar?
Milletler? Dindarlar? Sosyalistler? Ateistler? Kapitalistler, faşistler?
Gazeteciler? Hakimler? Savcılar? Avukatlar?
Mağara dolusu kemiğin ülkesinde barışı kime sormalı? Savaşı kime?
Bir bilen vardır belki…
AKP sürekli CHP yi köşeye sıkıştırmak için (Kürdler açısından CHP olmuş olmamış hiç önemli değil) Dersim katliamını gündeme getirir. Türkçede güzel bir atasözü vardır: Kişinin aynası iştir lafa bakılmaz diğe. AKP ve sn başbakan gerçekten samimilerse bırak tarihteki olayları en azından bu olayın üzerine gider. Dersim katliamında alıkonulan Kürd kızları nasıl peşkeş çekilmiş bunun hesabını soramıyorsa en azından gerçeği gün yüzüne çıkarsın. Mesela faşist darbeci generalin eşi rahmetli Sekine'nin dıramını bir araştırsın. Konuşmak hele her gün başka telden çalmak, külhanbeylik, kabadayılık yapmak çok kolay...
Yanıtla (0) (0)Bence aşırı karamsar bir tablo çizmişsiniz....
Yanıtla (0) (0)Saydıklarınızın tümü olağan şeyler...
Ve her zamanda olup gidecektir...
Zülüm ve zalimler hep olacak...
Haliyle mazlumlarda...
Biri diğerinin lazımı...
Adeta gece gündüz..
Sıcak soğuk gibi...
Avrupada olmuyor diyenleri duyar gibiyim....
Ama oradada uyuşturucu, ahlaki çöküntü,...vs alıp başını gidiyor..
Burada kaş göz işaretine cinayetler işlenirken,Avrupada günübirlik aldatmalar sıradanlaşmış, kimin eli kimin cebinde belli değil...
Bir adamın bir yıldaki tükürüğü bir günde yapılmış zanedilse tükürükten adam boğulur gibi, 75 milyon ehalide olanları bir makaleye sığdırmak insanları bunalıma itmekten başka bir FAYDASI olduğuna inanmıyorum
Bence ivme İYİYE yönelmiş, ...
bence de karamsar bir yazı ama avrupa ile ilgili duymalar ve bilirkişiliğiniz taraflı. bir kere ortadoğu toplumlarında fuhuş alabildiğine revaşta. yengesiyle evlenmeler örnek, kapalı ensestler, çok eşlilik ahlak çöküşünün daniskası. uyuşturucu burnunun dibinden geçiyor ve kullanılıyor. kim kör kim görür belli değil. ve savaşlar sürerken bir kerede ölen 40-50 erkeğin kadınları sana bir şey anımsatır belki.
Yanıtla (0) (0)Realist bir yazı olmuş. Insan istemeye istemeye kafa sallıyor. Evet gerçekten de tablo boyle. Ister karamsar ister başka bir şey gerçek boyle. Özellikle herkes namustan bahsederken bu namussuzluklari kim yapıyor. Namusun sadece kadınlara atfedildigi bir ülkede böyle sorunlar hep olacaktır. Namussuzluk konusunda erkekler kadınlarla aynı kefeye konulmadikca bu hep böyle devam edecektir...
Yanıtla (0) (0)