İskender Kahraman

İskender Kahraman

ABD Suriye’den Çekile(bile)cek mi?

ABD Suriye’den Çekile(bile)cek mi?

‘Ah!’ dedi fare.
‘Dünya her gün daha da küçülüyor. Başlangıçta o kadar büyüktü ki korkuyordum. Devam ettim yürümeye. Sonunda, uzaklarda, sağda ve solda duvarlar gördüğümde mutluydum. Fakat bu uzun duvarlar o kadar hızlı birbirine yaklaşıyor ki son odadayım ve odanın köşesinde, içine doğru yürüdüğüm kapan var.’

‘Sadece gidiş yönünü değiştirmelisin’ dedi Kedi ve onu yedi.

Franz Kafka’nın kedi fare hikâyesi ve kedinin fareyi yönlendirip tuzağa düşürmesi ve yemesi gibi değil elbette Rojava Kürtlerinin ABD ile ilişkisi. Ayrıca, ABD kedi değil, Kürtler de fare…

Fakat Türkiye, İran, Suriye ve Rusya gibi bazı ülkelere ve ayrıca, Türk medyasına ve (istisnalar hariç) aydınına, özellikle Türk solcu!larına bakılırsa durum bundan ibaret. Malum, istisnalar hariç Türk aydını (sağcısı, solcusu, dincisi, vs) genel olarak Kürtler söz konusu olunca kör, sağır dilsiz ve tabi ki kalpsiz davranır.

Oysa dünya kamuoyunun dikkatlerini çekmeyi, dünya çapında sempati oluşturmayı başarabilen Suriyeli Kürtlerin ABD, Türkiye, Rusya veya İran’ın göstermiş olduğu yönde yürümediği kesin.

Rojava’lı Kürtlerin IŞİD ile savaşında ABD veya başkalarından yardım aldığı ortada. Fakat ne ABD ne de başkası Rojava’yı var etmedi, mücadelelerini başlatmadı. Kürtler kendi kararlarıyla mücadeleye başladı.

Öncelikle Kürtler, Suriye iç savaşının başlangıcından beri ne ABD’nin, Rusya’nın, Suriye’nin, İran’ın ne de Türkiye’nin güdümüne girdiler. Kendi belirledikleri (üçüncü yol) yolda ilerlediler.

İkincisi, ABD Kürtler için veya Kürtlere bir statü vermek için gelmedi. Rusya, Türkiye ve İran gibi kendi çıkarları için geldi. Şimdi çıkarlarının bittiğini düşünüp geri çekiliyor olabilir (Ki çekilmesi zor. Yerine BM gibi uluslararası güçleri yerleştirmeden gitmeyebilir) fakat Salih Müslim’in dediği gibi, ‘ABD kendi geldi, kendi gitti. Ne biz gel dedik ne de git…’

Üçüncüsü, Kürtler ABD ile mücadeleye başlamadı, onunla bitsin. Bir yandan Kerkük’ün, Afrin’ın işgal edilmesine yeşil ışık yakan, öte yandan Kürtlerin kahramanlıklarına övgüler düzen ABD, BM ve AB değil miydi?

Dördüncüsü, Kürtlerin endişesi ABD’nin gitmesi değil, ABD gittikten sonra yaklaşık 100 yıldır ABD için bölgede jandarmalık yapan Türkiye’nin yanı sıra, İran, Suriye Rejiminin veya Rusya’nın hışmına uğramaktır.

Kürtlere mi, ABD’ye mi ihanet?

Geçen gün New York Times Gazetesi’nde ABD’nin Suriye’den asker çekmesinin ABD’nin Asya’daki ve dünyanın diğer yerlerindeki dostlarına zarar vereceği ve onların ABD’ye olan güvenlerini zedeleyeceği yorumunu yapan bir makale vardı. (https://www.nytimes.com/2018/12/21/world/europe/trump-jim-mattis-syria.html?smtyp=cur&smid=tw-nytimes).

Birçok uzman da bu konuda hemfikir... Fakat makalenin iddia ettiği gibi ABD’nin Suriye ve Afganistan’dan aniden çekilmesinin sadece ABD dostlarına ve Kürtlere zarar vermeyeceği, aynı zamanda söz konusu müttefiklerin ve dünyanın ABD’ye olan güvenini de zedeleyeceği aşikârdır.

Bu, bir oyun, bir blöf de olabilir. ABD veya Trump’ın bölge ülkelerine ne haliniz varsa görün veya Kürtleri, Türkiye ile, Türkiye’yi, Suudilerle/Arap dünyası ile, Rusya ve İran ile korkutmak veya uyarmak için de olabilir.

ABD’nin Türkiye’yi bölge ülkeleriyle karşı karşıya getirip batı kampında tutma niyeti de olabilir. Veya diğer batılı güçlerin ve Suudiler gibi bölge devletlerinin ellerini taşın altına koymaları için yapılmış bir manevra…

Yok, eğer bir oyun, bir blöf değilse ABD’nin Ortadoğu’daki sözü ya da gücü zayıflayacak yorumlarının yanı sıra, ABD’nin gücü ve güvenirliliği tüm dünyada zedelenecektir.

Böyle bir durum ABD açısından Tarihi bir hata olur. Bu kadar büyük hataları acemi devletler ya da yönetimler yapar ama ABD gibi bir süper güç için geri dönülmez sonuçlara yol açabilir. Trump bunun farkında olmayabilir ama ABD bunun pekâlâ farkında. Dolayısıyla ABD’nin çekilmesi ‘Kürtlere ihanettir’ saptaması eksiktir. Olsa olsa ABD’ye ihanettir.

ABD çekilirse bölgedeki tek veya en güçlü patron Rusya olur. Türkiye, İran, Suriye hikâye... İplerin çoğunlukla Rusya’nın eline geçeceği tahmin edilebilir.

Öte yandan Türkiye, ‘Esad’a ölüm, Kürtlere ölüm, Suriye’yi fetih edeceğiz, yaşasın Sünni selefi devlet’ diyor ama ABD çıktıktan sonra Rusya alanı neden Türkiye veya İran’a versin ki? ABD çekilirse Rusya'nın Fırat'ın doğusunu Türklere vermesinin bir mantığı var mı? Niye veya Kime karşı versin?

Demek ki ABD’nin Suriye’deki varlığı sadece Kürtlere yaramıyor, aynı zamanda Türkiye’ye de yarıyor. Türkiye, ABD oradayken iki de bir tehdit savurup kendi milliyetçi/ırkçı Tebaasını duyuruyordu.

AKP Türkiye’si şimdi kendini Suriye’ye girmek zorunda hissedebilir ve ABD yeşil ışık yaktı. Ama Türkiye gerçekten girecek mi, girebilecek mi? Girdikten sonra ne olacak, Türkiye diye bir yer kalacak mı? Erdoğan: ABD’ye ‘eyyy Amerika, çekil her an gelebiliriz’ diyordu. ABD çekilme sinyali verince de ‘eh şimdilik kalsın’ diye giriş planını birkaç ay ertelemedi mi?

‘Kürtler eski Kürtler değil.’ Söylemi epey klasik ve tartışmalı fakat bilinmeli ki, ‘Rojava eski Rojava değil.’ Bu, daha gerçekçi… Kürtlerin IŞİD ve diğer vekâletçi oluşumlara karşı vermiş oldukları amansız savaş ve kimseye bağımlı olmadan üçüncü ve kararlı bir yol seçmeleri, bölge halkına eşit davranmaları vb. onlara dünya çapında bir sempati ve güven getirdi. Bir kamuoyu oluşturdu.

Dikkat edilirse dünyanın önemli medya kuruluşları, liderleri, halkı iki milyonluk Suriye Kürtlerini konuşuyor. Rusya-İran-Türkiye-Irak-Suriye’nin toplam nüfusları neredeyse 400 milyon fakat Suriye Kürtlerinin nüfusu iki milyon… Üstelik Rusya ile Türkiye süper güç… Demek ki artık istediğin zaman Kürtleri kesip biçemezsin. Kaba gücün hoyratlığın, esamesi eriyor artık.

Şimdi esas soru şu: ‘Türkiye Fırat’ın doğusuna girebilmenin hayalini kuradursun, ABD, Suriye, Irak ve Afganistan’dan çekile(bile)cek mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İskender Kahraman Arşivi