İHD Hakkâri ve kayıp yakınları Sait Akın için adalet istedi
İHD Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, Yüksekova’da öldürülen Sait Akın’ın akıbetinin aydınlatılmasını talep etti.
Hakkari İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, Yüksekova’da hayatını kaybeden Sait Akın için adalet talep etti. Yüksekova Sanat Sokağı’nda düzenlenen basın açıklamasına İHD, ÖHD, DEM Parti ilçe yönetimi, DBP yöneticileri, KESK ile kayıp yakınları ve Cumartesi Anneleri katıldı. Basın açıklamasını İHD Hakkâri eş başkanı Ozan Akbaş okudu.

Ozan Akbaş, öncelikle Musa Anter’i ölümünün 33. yılında andıklarını belirterek “Bugün, Kürt halkı için bir bilge, bir yol gösterici olan Musa Anter’in katledilişinin yıl dönümünü anıyoruz” dedi. Akbaş, Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da bir kültür festivaline katılmak üzere gittiği sırada gece saatlerinde bacağına, kalbine ve başına sıkılan kurşunlarla katledildiğini ifade ederek “Ardından açılan dava yıllarca sürüncemede bırakıldı ve nihayetinde zaman aşımına uğratıldı” diye ekledi.
Akbaş, Musa Anter’in ömrü boyunca Kürt meselesinin tanığı, davacısı ve sanığı olduğunu, hakikati dile getirdiği için uzun yıllarını cezaevlerinde geçirdiğini ekleyerek “Tüm baskılara rağmen Musa Anter, Kürt meselesinin barışçıl çözümüne olan inancını kaybetmedi; son olarak Özgür Gündem gazetesinde yazıyordu ve çok sayıda kitap ve makalesiyle düşüncelerini topluma armağan etti” dedi. Akbaş, itirafçı Abdulkadir Aygan’ın açıklamalarına rağmen mahkemenin delilleri toplamadığını ve davayı zaman aşımına uğratarak kapattığını ifade etti.

193. haftamızda Sait Akın için bir arada olduklarını söyleyen Akbaş, “25 Eylül 1995 tarihinde Yüksekova’ya bağlı Karlı Köyü’ne Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki askerler tarafından bir baskın düzenlendi” dedi. Devamında, “Çocuk, kadın ve yaşlı ayrımı gözetilmeksizin tüm köylüler meydana toplanmış; askerler aile bireylerinin önünde erkeklere ağır işkenceler uygulamıştır. Köy yakınlarında bir sığınak olduğunu iddia ederek, köylülerden sığınağın yerini göstermelerini istemişlerdir.” şeklinde konuştu. Akbaş, köylülerin patos yaptığı ve konuşmayanları patosa atmakla tehdit edildiklerini belirtti.
Akbaş, anlatımına devam ederek, askerlerin işkenceyle çok sayıda köylüyü operasyon bölgesine götürdüğünü ifade etti. “Gelinen bir tepenin başına önce bir köy sakini gönderilmiş; ekipler belirlenen bir yeri kazmasını istemiştir. Kazı sonucunda sığınaktan bir kişinin çıkarıldığını gören askerler, daha sonra Sait Akın’ın sığınağa gidip başka bir tarafı kazmasını emretmiş; direnen Akın’a işkence yapılmıştır” dedi. Akbaş, Sait Akın’ın zorla alana gönderildiğini ve tam kazıya başladığı sırada bölgenin bomba ile patlatıldığını, askerler olay yerine yanaşmadan köylülere Sait Akın’ın cansız bedenini getirmelerini emrettiğini belirtti.

Sait Akın’ın cansız bedeninin zırhlı araçla Yüksekova Devlet Hastanesi önüne atıldığını, hiçbir işlem yapılmadan cenazenin ortada bırakıldığını aktaran Akbaş, “Üyemiz Vahap Canan cenazeyi teslim aldı. Olayla bağlantılı olarak dokuz köy sakini gözaltına alındı; inanılmaz işkencelere maruz kalan köy sakinleri 11 gün sonra adliyeye bile sevk edilmeden serbest bırakıldı” dedi.
Ailenin Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’na Karlı Köyü olayının aydınlatılması için başvuruda bulunduğunu hatırlatan Akbaş, “Bu başvuru sonrası aileler yoğun tehditlerle karşılaşmış; tüm hukuki girişimlerin önüne set çekilerek Sait Akın dosyası faili meçhul bırakılmıştır” diye ifade etti. Akbaş, adaletin ağır ve aksak işlemesinin toplum vicdanında yara olarak kaldığını, Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul’un birçok insanı katlettiği iddialarının görmezden gelinmesinin hukukun eşit ve adil olduğuna inanmayı imkânsız kıldığını belirtti.
Basın açıklamasını sonlandırırken Akbaş, “Sait Akın ve akıbeti faili meçhul bırakılan yurttaşlarımız için adalet tesis edilsin” dedi.