Deniz Türkali: Oyum HDP'ye, çünkü...

Deniz Türkali: Oyum HDP'ye, çünkü...

Sanatçı Deniz Türkali, HDP'ye oy verme gerekçelerini "Muhalefet geleneği ve bilgisi olmayan ülkemizde, bu büyük eksikliği kapatmaya yönelik bir dili yakalamaya en yakın görünen parti HDP" sözleriyle açıklarken, aynı zamanda destek çağrısında bulundu.

ANKARA - Türkiye toplumunun kader seçimi olarak değerlendirilen 7 Haziran genel seçimlerine sayılı günler kala, seçimin ve dolayısıyla ülkenin belki de kaderini belirleyecek olan seçimlerde, HDP'ye yönelik toplumun desteği artmaya devam ediyor. Hükümet, 400 milletvekili çıkarmak ve Anayasa'yı tek başına değiştirerek Başkanlık Sistemi'ni getirmek için, tek çare olarak gördüğü HDP'yi barajın altında bırakmak için türlü yollar denerken, bu durumun farkında olan birçok çevre de, HDP'ye destek vermenin aynı zamanda Türkiye'yi düzlüğe çıkarmanın yolu olarak görüyor.

HDP'ye destek veren kesimlerin başında aydın ve sanatçılar geliyor. Sinema ve tiyatronun birçok alanında sanatsal üretimleriyle tanınan, sinemada oyunculuk ve senaristliğin yanı sıra, yapımcılık gibi özellikleriyle dikkat çeken Deniz Türkali de, HDP'ye verdiği desteğin nedenlerini DİHA'ya anlattı.

'HDP diğer muhalefet partilerinden ayrışıyor'

"Muhalefet geleneği ve bilgisi olmayan ülkemizde, bu büyük eksikliği kapatmaya yönelik bir dili yakalamaya en yakın görünen parti HDP" olarak tanımladığı HDP'ye destek gerekçelerini sıralayan Türkali, HDP'nin iktidara alternatif sunarak muhalefet ettiğini söyledi. 

HDP'nin, muhalefeti sadece iktidar partisine yerli yersiz yüklenme sanıp, hiçbir elle tutulur öneri getirmeyen, derdi sadece iktidara gelmek olan ve sırtını başka muktedir güçlere dayayarak muhalefet yaptığını sanan diğer muhalefet partilerden ayrıştığını ve karşısında bir tavır sergilediğini dile getiren Türkali, etkili bir muhalefetin uyarmak, talep etmeyi bilmek ve taleplerde ısrarcı olmak anlamlarına geldiğini ve ayrıca siyasetin sokakta da yapılmasını gerektiğini vurguluyor. Sokaktaki muhalefetin baskıyla değil, demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğini de dile getiren Türkali, önümüzdeki süreçte HDP'nin talepler ve eleştirilerde ısrarcı olmasını beklediğini ve ayrıca demokrasinin, çoğunluğun iktidarı değil, "diğerlerinin" hak ve taleplerinin yerine getirilmesi olduğunu, talepleri iktidarlara kabul ettirmeye daha fazla çalışmak gerektiğini ifade etti.

HDP'nin yüzde on barajını aşmasının mümkün ve önemli olduğunu ifade eden Türkali, HDP'nin daha fazla milletvekiliyle Meclis'e girmesinin önemini ise şu sözlerle dile getirdi: "HDP ne kadar güçlü olursa, AKP'nin ve Erdoğan'ın dilediğince at koşturması o kadar önlenmiş olur. Yani Meclis'te gerçek muhalefetin sesi duyulmak zorunda kalınır."

Türkali, HDP'nin "Yeni Yaşam" önerisini bugüne kadar hiçbir siyasi partinin gündeme getirmenmiş olmasına da işaret etti. Meclis'te sorun ve çözüm önerilerini en çok HDP'nin dile getirdiğini vurgulayan Türkali, HDP'nin ötekileştirilenler için de bir umut ışığı olduğunu vurguladı.

'Tek adamların haklı korkusu'

"Erdoğan'ın derdi tek adam olmak" diyen Türkali, sert üslubunu ise "Tek Adam'ların kaçınılmaz haklı korkularından kaynaklandığı sözleriyle açıkladı. Erdoğan'ın sert sözlerinin ve sert görünüşünün ciddiye alınacak boyutları geçtiğini ifade eden Türkali, "En ufak bir eleştiriye tahammülü yok. Söylediği bazı şeylere, bence kendi bile inanmıyor" diye konuştu.

'Harekete kadınlar öncülük ediyor'

Kürt hareketinde kadınların başarısının ve harekete önderlik etmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Türkali, HDP'yi özel kılan noktalardan birisinin de kadınların politik olarak partinin oluşumundaki büyük katkılarını gösterdi. Türkali, "Rojova-Kobanê'deki kadın direnişinin dünyada yankı bulması çok doğal. Dünya sanırım, Cezayir savaşından bu yana ilk kez çok daha güçlü ve farklı bir kadın direnişiyle karşılaşıyor" ifadelerini kullanarak, Kobanê direnişinin kadın özelinde, Ortadoğu ve dünya kadın mücadelesi açısından önemine dikkat çekti.

Türkali son olarak, kültürel alandaki politikalara ilişkin, "Agnostik (bilinmezci) ve Anti-Kapitalist bir birey olarak, elbette kültürel alandaki politikalara tümüyle karşı olduğunu" söyleyerek, AKP ve Erdoğan'ın "Küresel Kapitalizm ve İslamiyet" karması bir düzen hayalini gerçekleştirmeye çalıştığını, kültürel alandaki politikaların da bunun en belirgin göstergesi olduğunu ifade etti.

Deniz Türkali kimdir

1944 yılında İstanbul'da doğan sanatçı Deniz Türkali, tanınmış roman yazarı Vedat Türkali'nin kızı ve ses sanatçısı Zeynep Casalini'nin ise annesi. Sanat yaşamına, Nişantaşı Kız Lisesi'nde okurken tiyatroyla başlayan Türkali, sanat yaşamı içerisinde çeşitli filmlerin senaryosunu ve yapımcılığını da üstlendi. Birçok TV dizisinde çeşitli rollerde oynayan Türkali, Sezen Aksu ve Bulut Aras'ın başrollerini paylaştığı, Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğinde çekilen "Minik Serçe"nin senaryosunu Atıf Yılmaz'la birlikte yazdı. 

Ayrıca 1982 yapımı yine Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğinde çekilen ve oyuncuları arasında Türkan Şoray ve Hümeyra'nın da bulunduğu "Mine" filminin senaryosunu da kendisi yazdı. Sanatsal üretimine 1992 yılında yayınladığı Şehvet albümü de ekleyen sanatçı, Türkiye'nin her yönüyle rengarenk ve ender yüzlerinden birisi. Türkali, ayrıca İstanbul'da Barış Pirhasan ve Yavuz Özkan ile birlikte Atıf Yılmaz Stüdyosu'nu kurarak genç sanatseverlere yönelik eğitim çalışmalarına devam ediyor. Filmografisi de bir hayli kabarık olan sanatçı, birçok tiyatro oyununda da sahne aldı. Bu sezon, Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun yazıp Sami Berat Marçalı'nın rejisörlüğünü yaptığı "Fü" isimli tiyatro oyunuyla seyircinin karşısına çıkan Türkali, sahneyi Serra Yılmaz, Canan Atalay ve Aziz Caner İnan ile birlikte paylaşıyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum