Toprak ölüm kokar keko!
Sen daha büyümedin, ama büyümek için ilk defa fırsat geldi ayağına. Anneni ve kardeşlerinikaybetme pahasına da olsa ilk defa bir fırsat geldi ayağına. Keko! Dünya senin sandığın kadar kolay alışılacak bir mekân değil. Canın sıkılınca küfrünü bas!
Küfrederek başla hayata. Ağlamak sızlanmak senin karın değil!
Bak!
Sarıldığın toprağın altında yatan senin anan, senin kardeşin. Senden önce bu topraklara deprem olmadan yatan nice yaşıtının anası, ağabeyi, ablası, kardeşi yatıyor. Sende onlardan birisin.
Doğa gazabını yağdırmış ne ala!
Ya! Düşmanca, hunharca, pervasız kardeşlerinin ve ecdadının üzerine gazap yağmuru yağdıran deprem ne olacak?
Kalk kardeş! Kalk!
Kalk! Bu toprak ağlayan bütün anaların sarıldığı balçık yatağıdır.
Senin yüreğin ananın yokluğunu kaldıracak kadar cesurdur biliyorum. Çünkü yazgın böyle yazıldı. Yaratan senden evvel yazmış yazgını. İster kafa tut! İster asi ol! İster mazlum! Seni toprağa sarılacak kadar vicdansız bir sistem bekliyor.
Kardeşlerini her gün vuran, döven, ceza kesen, akıl almaz çileye karşılık tutan bir mekanizma var. Senin yaşadığın ne ki!
Şimdi ağlasam senin gözyaşlarını silemem. Çünkü senin gözyaşların insan olanların üzerine yağacak kadar mazlum, insan olmayanların üzerine yağacak kadar cesur yürek atışlarıdır. Kim bilir bu serzenişi, kim duyar bu yürek atışını?
Beklersen, büyürsen şayet…
Anlayacaksın.
Failin belli. Fiilin beli.
Keko! Benim babam kanserden öldü. Senin anan toprağın gazabından, kardeşin kimsesizliğin, ötelenmişliğin en belirgin adresi. Takvimler sayfalarına kara gün yazsa da senin acını yazamaz… Yazamaz! Ki yazsa tarih kendinden utanır. Hayat kendinden. Ama utanmazlar hiç utanmaz bu halinden.
Yine de bir şansımız var keko!
Ya bizde ölseydik. Kim sürerdi izimizi?
Bizim izimiz sürülecek kadar kolay değil. Sürülecekse bir iz ancak biz süreriz. Bizden gayri yol bilenimiz yok. Yolumuzu bizden gayri aydınlatacak kimse yok. Babamıza bir hasbıhalimiz, anamıza bir feryadımız var şimdi.
Toprak Veysel’in dediği gibi sadık değil keko!
Soğuktur, sarılsan üstünden sarılırsın ancak! İçini okumaya felsefen, kabiliyetin yetmez. Tanrıda olsan sırrına eremezsin. Çünkü en çok toprak çürütür bedenini… Tanrı dokunur bedeninin en narin yerine.
Zalimin, zül’ümün vurduğu kanlıdır, kanlıdır ki öksürsen tükürüğüne kan bulaşır.
Canım kardeşim!
Bizim yaşamımız tesadüfen değil, tesadüfleri bize dayatandır.
Oynadığımızı sandığımız zaman bir paslı hançer aynamızda görünür. Parçalar. Kırar. Döker. Tanrı sansak ta! Tanrıdan daha tanrı bir anlayanımız var.
Masalımız dipsiz kuyu. Masalımız korku. Masalımız mutlu son değil.
Bizim yürüdüğümüz yol dikenlerin yeşerdiği asfalt.
Yakar! Yakartır! Kıvratır!
Yaslandığımız bilinmezlik.
Acı duymak parmak kesiği değil ki. Acı duymak kafa yarılması değil. Çaresiz, kimsesiz, onulmaz bir yalnızlıktır.
Ondan bir çare toprağa koklamak yetmiyor. Yetmiyor keko!
İnsanı saran, koklayan, saçlarını aralayan, sahiplenen, ninni söyleyen mavi şarkılar gerekiyor. Panzersiz, tanksız, kurşunsuz, barutsuz havalar için.
Yoksa! Kim bilir güzelliği, kim bilir yaşamayı.
Annem topraktı zaten, kaburgaları Âdemin yalan! Yalan vallah billâh yalan. Âdem duysa halimizi kaburgalarından utanır.
Ben senin o en ufak gözyaşlarından utandığım için küfrediyorum kendime. Küfrediyorum kendime, büyürken ne duyarsız olduğuma küfrediyorum.
Devlet olduğuma, kerpiç kerpiç üstüne ev yaptığıma, yalnızlığıma, çaresizliğime, utanmazlığıma küfrediyorum.
Kokumu duyma keko!
Kokumu duyarsan kendinden utanırsın, insan olduğundan utanırsın keko!...
Ne güzel!
Çığ, sel, deprem, mayın, kurşun, faili meçhul, faili belli, tank, top, polis, jandarma, jitem, darbe, uçurum, şimşek çakışı, güneş çarpması neyse ne!
Şimdi bir başka ölüm sebebin var keko! Oda kerpiç…
yüreğine sağlık........
Yanıtla (0) (0)Yazı dugusal çerçevede yazılmış paylaştığımız duygularla,saçma sapan idaalarla mafetmişsin ama bunu unutma yaratıcı hakında yazarken ufak aklımıza göre deyil onun kendisini anlatığı şekliyle ve ona yaraşır şekilde yazman daha doğru olur, evet Adem topraktan yaratılmış Hava anada onun kaburgalarından ,mahiyetini eniyi bilen tüm bu evrenin dengesini sağlayan Allahın kitabında görüyoruz ,hayata küfrederekten bi yere varılmaz ama KÜFRE karşı gelerekten inan zülümde ortadan kalkar,Kekoların adil bir hayatı bulma dileğiyle.
Yanıtla (0) (0)kaklk kekeo sana aglamak yakışmaz keko bu dünya ne adema kaldı ne isaya kaldı banamı sanamı kalacak suç sendedegil kekeo suç kerpiç evdenmiş..keko...)) yüregine saglık irfan abe yazılarını zevkle okuyorum başarılar....)?
Yanıtla (0) (0)tebrik ediyorum siz çok duygulu tşkler
Yanıtla (0) (0)saygı deyer irfan SARI gerçekten güzel ve duygusal yazmışsın seni en içten dileklerimle kutlarım.
Yanıtla (0) (0)yüreğine sağlık keko harika yazmıssın yine..
Yanıtla (0) (0)yazar bey gerçekten hiç güzel yazmamışsınız neyi savunduğunuz ortada sizin kekoya teselli ..mevlam neyi kaderde yazmışsa o olur kekoya sağlıklı bir hayat dileğiyle....................
Yanıtla (0) (0)içtenlikte yazmış olduğunuz yazı çok guzel duygularınızı çok guzel ıfade etmişsiniz yeni yazılarınızı merakla beklıyoruz
Yanıtla (0) (0)kardeş amaç ne senin bence çok güzel yaz miş ben beğendim saygilar sayin sari
Yanıtla (0) (0)yazr bey çok güzel bir yazı yazmış çünkü allahtan gelen herşey başımız gözümüz üstünüde bunu kabul ederiz ya minacık bedenlerin panzer paletleri altında ezilen anneler ya taş atı diye içeri atılan kürt çocuları ya kolu vahşi yaratıklar tarfında kırılan canlar aslında kırıla kol değildi eğer onur insanlık varsa o vahşi yartıklarda kırılan yok olan insanlık onurudr ya türk çocuklarınızn 23 nisanı doyasıyla kutlarken benim bölgemdeki hakarideki kardeşimin darp edilen başı helal sana yazar bey şimdi yaz yazabilidğin kadr çünkü kürtler sahipsiz olmamalı
Yanıtla (0) (0)çok güzel bir yazı neden vanlı kardeşim çok güzel yerlere değinmiş allahtan gelenleri sabırla karşılarız ama düşünsene kulardan daha doğrusu insan demeye dilim varmıyor yaratık diyelim kol kıran baş kıran panzer paletleri altında ezilen çocuklarımız onların anneleri babaları nasıl dır ya o polise taş atı diye içerde olan kürt kardeşlerim ha birde polis katletti uğuru ama şimdi elini kolunu salya salaya aramızda dolaşanlara tabiki tepki vermemiz lazım insanım müslümanım diyenler değilmi
Yanıtla (0) (0)sen adam olmazsın vanlı hiç boşuna bir yerlerini yırtmaya çalışma zaten yazdığın yorumdan ne olduğun anlaşılıyor biz birbirimizi iyi biliriz
Yanıtla (0) (0)yazarın ne yazdığını neresini beğenmediğini sormayacağım çünkü sende o yazıyı anlayacak ne akıl nede idrak edebilme yeteneği var VESSELAMMM
Topraktan YAŞAM FIŞKIRIYOR ..!.. İçimizi kararatmasan diyorum. ZATEN DERDİ HERKES TANIYOR ..!.. Biraz da YAŞAMDAN yana yazsanız ya..!.. KANGREN olduk yani..!.. AĞIT ÜSTÜNE AĞIT olmaz ki..!.. İRFAN GARDAŞIM LÜTFEN yani.
Yanıtla (0) (0)Altmış yıllık kerpiçler yorgun argın..!.. Şimdiye kadar yıkılmamştı ya..!.. Şimdi böyle olacağı kimin kimlerin aklına gelir di ki..?.. Esasen başımıza çöken YOKSULLUK ve CEHALET taşlarıdır..!.. KADERİMİZ DEĞİL..!..
Yanıtla (0) (0)Aşı TOPRAKTAN ,İŞİ TOPRAKTANDIR ADEM OĞLUNUN..!.. HAVASI TOPRAK ÜSTÜNDEN , SUYU TOPRAK ÜSTÜNDENDİR ADEM OĞLUNUN..!.. YAŞAM TOPRAK ÜSTÜNDEDİR..!.. İRFAN GARDAŞIM.
Yanıtla (0) (0)AĞLATTIĞIN ŞU İNSANLARA BİR TESELLİ VER..!.. ŞU, ORHAN GENCEBAY'IN malum şarkısı yani..!.. YANANIN HALİNDEN YANALAR ANLAR..!.. GÖRDÜN HALİMİZİ BİLDİN DERDİMİZİ..!.. DERT ÜSTÜNE DERT KATMA GARDAŞIM YETER ARTIK..!.. Gecenin bu saatinde şu yazıyı okumasaydım keşke..!.. Okunadan durabilirmiydim?.. Hayır. İRFAN SARI yazar da İHSAN KALENDER okumaz mı?.. Eeee..!.. DERT SAHABİ ettin bizi GARDAŞIM.
Yanıtla (0) (0)Sen bir çobansın.
Yanıtla (0) (0)Dağlarda otlattığın koyunların, gitmemesi gereken yerlere gitmek istediler..
Sen yerden bir taş alıp o koyunlara fırlattın ve yanına/sırtına değdi.
Koyun burdan ne anlar?
Demek buraya gitmek olmaz,hemen geri döner..
Allah'ta yoldan çıkan kullarını ikaz babından depremlerle,kıtlıklarla, afetlerle uyarır.
Bundan ders çıkarmak lazım.
YOKSA Allah'IN MERHAMETİNDEN FAZLA MERHAMET MERHAMET DEĞİLDİR.
o merhamet ki,çocuk doğar doğmaz
Anında,
Lazım olan kıvamda,
Rızkını gönderir.
Annenin yüreğine çok zaruri olan ŞEFKAT hissini koyar.
Dünyanın dörtbir tarafında bütün canlılara karşı müşahade edilen bu iaşe tedbirleri,PERDE ARKASINDA HER YÖNÜ İLE ÇOK MÜKEMMEL BİR YARATICIYI bizlere bildirmektedir.
bunu görmek lazım
"Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir YAPRAK düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dahilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın"En’âm 59
Yanıtla (0) (0)Müslüman bu ayetti bildikten sonra, depremin Allah'a rağmen ve bilgisi dışında olduğunu iddia edemez. Ederse bugüne kadar gelip giden milyonlarca din aliminin müttefik oldukları dinden çıkma hükmüne muhatap olurlar. Çünkü kuranın bir kısmını kabul, diğer kısmını red hakkımız yok.
SONRA,
deprem gibi afetlerde ölen masum insanların malları sadaka hükmüne geçer.
Çünkü Allah ADİL dir, hiçkimsenin hakkını zayi etmez.
Her ölüden sonra okuduğumuz ayetin manası şudur,"Ondan geldik,ona döneceğiz"
Yanıtla (0) (0)yani"o verdi,o aldı"
Düşünün komşunuz size emanet olarak FAKİR olduğunuz için bir Bilgisayar verdi.Onunla gününüzü olabiliğince mutlu geçirdiniz.
Evdeki herkes alıştı ona.
Komşu birkaç yıl sonra BİLGİSAYAR'ını geri istedi ve aldı.
Şimdi bu komşuya kızalım mı?
yoksa
Teşekkür mü edelim?
Elbette ki teşekkür edeceğiz.
Akıl, mantık ve vicdan bunu emreder.
Ama inanın etmeyenler oluyor.
Vermiyorlar emaneti.
gaspediyorlar.
Benimdir diyorlar.
Yüzünü ekşitiyorlar.
Ve siz donup kalıyorsunuz.
İyilik mi ettim, kötülük mü?
Allah'ın hikmeti KEKO'nun yetim kalmasını gerektiriyorsa, rıza göstermekten başka çaremiz ve hakkımız olamaz. Aksi baş taşa d
Bence İrfan Sarı, bu makalesi ile edebiyat kudretini sergiledi. Pek çok konuyu bir mantık silsilesi içinde ama insanı uyandıracak şekilde yazmak her yiğidin harcı değil.
Yanıtla (0) (0)Bu makaleden sonra İrfan Sarı gerçek bir "Yazar" olduğunu kanıtlamıştır. bazı okuyucuların makaleyi din ile ilişkilendirmeleri beyhude bir iştir.
Yazıyı anlayamadıkları besbelli.
Olayların iç iç ve bağlantılarını etkili bir şekilde sundu.
Sanat işte budur. Herkesin doğru bildiği şeylerin arızasını göstermektir.
İrfan Sarı'nın önü açık olsun, o bir gerçek edebiyatçı artık, kutlar ve bahtı açık olsun derim.