İrfan Sarı

İrfan Sarı

"Şerefsizlilik”

"Şerefsizlilik”

“Şerefsiz” demek üretememenin kısırlığıdır. Bir sosyete ülkücü var AKP'de, ne zaman mikrofonu görse saldırıveriyor Kürtlerin milyonlarca oy verdiği temsilcilerine. Galiba içinde bulunduğu kısırlığı bu tavırla kapatmaya çalışıyor.
 
Bu durum eğer sürekli tekrar etmezse meclisin yoğun çalışma temposuna ayak uyduramayıp yorgun düşmüş sürçü lisan etmiştir denir belki. Ama bıyıklarını ustura gibi bileylemiş bu zatı muhterem kendini temsilcisi gördüğü çocuklar ölürken o derin sularda devletin ona sunduğu kolaylıklarda sosyeteliğini gösterir.
 
Hal bu olunca ne sürçü lisan kalıyor ne de temsilcilik çırılçıplak bir Kürt düşmanı kalıyor ortada.
 
Fındıkta, buğdayda, pamukta alın terleri kurumadan hasatları çarçur edilen yoksul Anadolu çiftçisinin savunucusu gibi durmaktan başka bir işe de yaramayan bu zatı muhterem parlamentoda da ki  acizliğini Kürt halkına saldırarak tamamlıyor.
 
Bu ülkenin suyunu ekmeğini fırsat buldukça dile getirirken bunun üzerinden Kürtleri hayın göstermek alışkanlığından vaz geçmedi bir türlü.
 
Ama anlıyoruz ki; hayatını sürdürmek için içine düştüğü bu durumu sürdürmek lazım yoksa o ve onun gibi statüko temsilcileri süren savaşta vurulan askerlerin üstü başı olmayan ailelerine nasıl cevap vereceklerdir.
 
Gördünüz çocuğu çatışmada ölen aile o kadar yoksul ki üst baş yok üzerinde buna yüreği dayanamayan devlet bürokratları-siyasetçileri gece yarısı mağaza açtırıp onlara elbise alıyor. Bir askerin canına karşılık ailesine öldükten sonra elbise almak varmış meğer. Bu manzarayı görmüşse eğer o zat derhal halkın ona verdiği yetkiyi geri verir onurlu olduğunu gösterirdi. Ki onurlu insanlar küfür etmeyi bilmezler zaten.
 
Kürtlere utanmadan hayasızca hakaret etmek yerine yoksul Anadolu çocuklarına iş aş onurlu yaşam vermek için çaba gösterilse pek tabiî ki süren bu çatışmanın durması denense fiyakası bozulacak. Artistlik yapamayacak.
 
Ardı ardına gelen asker cenazelerine katılıp insanların duyguları üzerinden var olmayı siyaset bellemek onlar için yedikleri ekmek ve içtikleri su olduğundan sanıyorlar ki herkes onlar gibi hayın takımı. Bu ülkede seksen küsur yıllık Kürt çığlığına kulaklarını kapatıp yok saymayı önlerine politika diye bırakan bu incir kafalılar ihaneti ve yediği tasa tekme atmayı çok iyi bilirler.
 
Bir kimselere hakaret edince onların üzerinden hakaretin nereye gittiğini bilerek konuşur bu takım. Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerine yapılan hakaret elbette ki onlara oy verenleredir bunu biliyor çünkü Kürtleri tarih boyunca hep böyle gördüler. Yok Kürtler kardeşimizdir söylemiyle de yüzsüzlüğün en açığını sergiliyorlar sık sık.
 
Bir insanın başkasına “şerefsiz” diyebilmesi için şerefsizin tanımını bilmesi gerekir. Gerekir ki şeref ve haysiyetin taşınmasının ne kadar ağır bir sorumluluk olduğunu anlasın.
 
Ülke yönetmek başka bir meziyet ister her şeyden önce insan olmayı ödevler. Irkı, dini, dili ne olursa olsun ülke koşullarında yaşayanlara, onların değer yargılarına saygıyı gerektirir. Üstelik yönetici olmasa da kişi bu insan olmanın en önemli koşuludur.
Şu ekmek ve su meslesini bir kez daha düşünmesinde fayda var bu zatı muhteremin.
 
Yol ne zaman geldi Kürtlerin yaşadığı bölgeye?
 
Elektrik?
 
Hastane?
 
Doktor?
 
Öğretmen?
 
Muhtemelen bunları çok iyi biliyordur. Doktor daha yeni yeni gelmeye başladı cumhuriyet döneminden beri. Ondan önce doktorların görevini ebeler yapardı biliyordur o. Öğretmenlerin gelişi altmışların sonuna denk gelir. Yol seksenden sonra oda askeri sevkiyatlar için. Hastane daha yirmi yıl değildir. Bu durumda kim kimin ekmeğini yemekle suyunu içmekle itham edilebilir.
 
Şu anda silah altındaki askerlerin yüzde ellisi Kürt bu cumhuriyetten bu yana da hep böyleydi subay astsubay kademesi hariç tabi.
 
Yediği ekmeği ve içtiği suyu iyi bilmeli herkes. Kim bu toprakların göçmeni belli. Kim asli unsuru o da belli.
 
Sık sık “Şerefsizlilikten” söz etmenin yarattığı sıkıntısı vardır muhakkak zaman geçmişten bu güne gösteriyor zaten.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
25 Yorum
İrfan Sarı Arşivi