İrfan Sarı

İrfan Sarı

Misliyle öfkeden utanç küfrüne

Misliyle öfkeden utanç küfrüne

Onarılması güç tahribatlar devam ediyor Türkiye’de.,

Devlet ayakkabısının bağcıklarını olduğundan sıkı bağlayarak, sağlığını ciddi anlamda tehlikeye sokmayı elden bırakmıyor.

“Kamu güvenliği” taktiği yıllar yılıdır denenen ve her seferinde şiddetli karşı reaksiyonla karşılık bulan illallah çektiren yöntem.

Ev ve iş merkezleri baskınlarıyla hayatı rötarına koyma ise tansiyonun yükseltilmesine neden çağ evveli uygulama olmaktan başka bir şey değil.

Gaz bombası eğlencesine sıkılıyor namlulardan. Oysa bas baya silahtır.  Ölümcül etkili kimyasal içeriği ve metal kapsülü ile silah olmanın özelliğinden daha fazla nitelik taşıyor.

Amiyane tabirle insan öldürme aracıdır.

Pek tabiî ki Molotof kokteylde öyle şirin falan görünmüyor.

Bu öfkeyi insanların yüreğine demir ustasının örsünde döve döve işleyen sistemin takır takır işlediğini net bir biçimde görme şansına sahibiz.

Devletin en tepesine gelmek bu öfkeden kopmaya yetmiyor; “En iyi Kürt ölü Kürt’tür” söylemini kuranlar hala yaşıyor toplumda. Yani demem o ki, bu akıldaki insanlar cumhuriyet kurulalı var.

Yakın bir geçmişte; “Güvenlik kuvvetlerimiz, kadın da olsa, çocuk da olsa gerekeni yapacaktır” deme suretiyle, kamu güvenliği ile ilgili kamu personeline “halkım” dediği insanları dövdürttü.

6–7 Ekim Sokak eylemlerinde sarf edilen “misliyle cevap verilecektir” ifadesi ise hiçbir kaba sığmayacak kadar pis ve mide bulandırıcıydı.

En tepesinde ülkenin böylesi içi öfke dolu ifadeler kullanılarak adeta sokağın tozunu bir ton daha yükseltip kendi iktidarlarının yetersizliklerini örtbas etmeye manevra niteliği taşıyordu.

Sokakları zırhlı araçlarla, teknoloji uçarı silahlarla donatılan trollerle yatıştırmaya çalışmakta bir yerde yönetememenin kaba güce dönüşmesi halidir.

Ülkeyi kasıp kavuran marka hırsızlar,

İşçi ölümleri, esnaf iflasları, intiharlar, kadın cinayetleri karşısındaki doğal demokratik tepkilere bile “misliyle” kaba kuvvet uygulamaktan bir an bile tereddüt etmediği gibi haklı olduğunu yalaka medyasına söyletiyor.

Trajediler ülkesinde her şey güllük gülistanlık göstermekse tam bir pişkinlik.

Bu kadar pişkinliğin olduğu bir yerde polisin halkın anasına avradına sövmesi tabiî ki de beklenir bir davranış biçimi olur.

Yeni Türkiye’nin, eski Türkiye ile zerre kadar farkının olmadığının da bu küfürler ile teyidi tescilleniyor.

Oysa kocaman umutlanmıştı halklar.

Türkiye de barış olacak, kan duracak, sokaklar normalleşecek diye.

Halkın vergileriyle maaş alanlar o halka diyet borcunu ona ağza alınmayacak küfürlerle veriyor işte.

Umutlar küfürleşiyor…

Barış ha keza!

Yazık!

İşte tam bu kaos atmosferinde evinin önünde İrfan ATSIZ saldırıya uğruyor.

Yüksekova bir eşrafını belirsizlikten gelen kurşunlara kurban veriyor.

İnanılmaz acılar içinde kalıyor insan.

Sanki biri/birileri Yüksekova’ya incecik bir tezgah hazırlıyor. Durmadan kaşıyor sabırsız bu yarasını.

Durmadan insanları karşı karşıya getirme gayreti içinde bir yer/bir merkez.

O yüzden çok ama çok dikkatli olma zamanıdır Yüksekova’da yaşayan her birey için.

Cinayetin zamanlaması manidar, Yüksekova’nın durumu ise koca bir belirsizlik barındırıyor. Sabır dilemek ise az kalıyor aileye.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İrfan Sarı Arşivi