İrfan Sarı

İrfan Sarı

Bu baş (bağlama) örtüsü

Bu baş (bağlama) örtüsü

Hani Ahmed Arif diyordu ya! “Vay kurban”

İşte tam bu nidanın derinindeki haldir. Tam şu “Gün kimin hesabına tutar akşamı” dediği mısradaki hayatın atomunda saklıdır her şey.

Yüzleşilmesinden insan olup çıkılacak onca önem arz eden asli sorunlarımız varken, tutup her seferinde başörtüsü meselesine kilitlenmenin arka bahçesine göz ucuyla temas etmek her şeyi apaçık ortaya çıkaracaktır.

Yani bir insanın örtüsünü, saçını, başını ülke sorunu haline getirmek kadar küçültücü bir durum yoktur. Ama kahretsin ki bizim ülkemizde insanların saçını örtmeye bile karışan ve son derece ufak düşünen onca kişi var ki bu mesele pişirilip pişirilip soframıza getirilirken esas meselelerimizi unutup gidiyoruz.

Vurucu nokta aslında bir iktidarın bunu sürekli koz olarak elinde tutması ve bunun içinde elinde sürekli koz olarak kalmayı kabul edenlerin var olmasıdır.

Bu ülkenin yürekleri zorlayan ayrılıklarını hep unuttuk. Bunu bize unutturan bir örtü meselemiz vardı belkide ondan. Ama unuttuk.

Babaları işkencede yaşamını yitirmiş çocukların ayrılıklarını.

Bir gece kafasına alçakça kurşun sıkılan çocuğun annesini, babasını.

Yerin metrelerce altında yaşam mücadelesi veren kömür madeni işçisini onun ailesini.

Cesedi bulunamayan, cesedine ulaşılmayan insanların yakınlarını ve yol gözlemelerini hiç umursamadık.

Attığımız her adımın kıyısına, yakınına düşen cesetlerin farkına varmayıp Filistin’deki zulmü gördüğümüzü sandık.

Miyop olmakla hipermetrop olmak arasında farklılık vardır ama ikisi de görme özrüdür.

Özürlü olmayı tercih ettik yani.

Kendi gücümüzle başkalarının pehlivanı olduk tuş olma hallerindeydik ama adımız pehlivandı.

Geçen zaman yüreğimizi öyle bir dağladı ki buna rağmen dağlandığımızın farkına varamadık ama bizim dağlanmış yaramızın ağzına merhem sürme marifetimizden çok örtüyle örtme alışkanlığımız vardı.

Bişeyler oluyordu etrafımızda ama başımız bağlanırcasına örtünüyordu.

Kaç iktidar bunu yaptı bilmiyorum. Ama iktidarlara yardım eden hep bizdik. Görmeyen. Duymayan. His etmeyen. Susan hep biz olduk.

Pansumanımız başımıza yapıldı Kürt siyasetçiler meclisten hapishaneye götürüldüğünde.

Pansuman aynı pansumandı bizde aynı insanlar.

Bakın evlerinden, görevleri başından alınan yine Kürt siyasetçilerdir.

Bir sürekli savaş hali sürüyor ve durmadan kan akıyor. Bu kanın akmamsı için süreli bir eylemsizlik tarafı var ve süreli bu zaman dilimini örtmeye çalışan baş bağlama meselesi.

Ortada bir iddianame var bu iddianamenin içinde komedi suçlama; “üzerinde bir kültürün mozaikleri ve o mozaikten kalıntıların olduğu Hasankeyf’in sular altında kalmaması için eylem yapmak veya eylem yaptırmak yasadışı bir örgütün mensubu ve o örgüte yardım yataklık yapma” suçu olarak okunuyor.

Bizim bir baş bağlama örtüsü meselemiz var.

İlköğretimdeki kız çocuklarının, üniversiteye giden reşit erişkinlerin saçı örtülü olsun olmasın bizim başımızda bir baş bağlama örtüsü var; özgürlüğümüzü ve geleceğimizi her gün tehlikeye sokan.

Yoksul ve namuslu halkın özgürlüğünü, demokrasi umudunu yakaladığını gören güçler yine hızlı davranmış oldular. Vicdanlı ya da vicdansız siz düşünün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum
  • gerçek / 23 Ekim 2010 Cumartesi 13:38

    ey yüksekovalılar internet haber sitesine girin de okuyun hakkaride 16 eylüldeki saldırıyı kim yapmış...anlayın artık pkk nın sizi nasıl kandırdığı sizin hakkınızı savunduğunu idda edenlerin nasıl kürtlerin canına kıydığını, uyanın artık körükörüne bağlı kaldığınız pkk nın neler yaptığını görün...hem türk hem kürt canlarına kıyanların gerçek yüzünü görün artık kafanızı kuma sokmaktan vazgeçin artık

    Yanıtla (0) (0)
  • mezopotamyalı / 23 Ekim 2010 Cumartesi 14:35

    Makedonyalı Büyük İskender'in Hocası Aristo “İnsanları kontrol etmek istiyorsan, aralarında fitne çıkar... Fitne çıkararak, onları birbirine düşür!" diyerek elegeçirdiği belde halklarına karşı izleyeceği yolö hakkında kendisine nasihatta bulunuyordu.
    Pir- ü Perişan olmuş Osmanlıyı Çanakkale'de sıkıştıran ve neredeyse tüm askerlerini (250.000.şehit) öldüren emperyalistler isteselerdi o günlerde Tüm Kürdistan'ı Irak tarafında bırakacaklardı.
    Bu durum işlerine gelmeyeceğinden ve cansiperane savaşan Kürtlerden de intikam alabilmek için bir kısmını Osmanlı tarafında Fitne için bıraktılar.
    Şimdi Türkelere hakkımızı verdirtmiyorlar...
    Kürtlerede bakın işte hakkınızı yiyorlar deyip biribirimize vurduruyorlar.
    Kurtuluş için barışmamız lazım

    Yanıtla (0) (0)
  • Geverli Genç kız / 23 Ekim 2010 Cumartesi 13:50

    İrfan bey baş örtüsü sizin gibilerin dalga geçecekleri mesele kadar düşmedi. baş örtüsü ben bir kürt olmama rağmen ama kürt meselesinden daha önemli benim için ben kürtlük davamı savunurum ama kürt davam beni öbür alemde savunmayacak. ben burda sizi de benide yaratan mevlamın emri doğrultusunda başımı örtüyorum. onun için lütfen değeriniz ölçüde bu konuda yazı yazın... ya çözüm bu konuda üretici yazı yazın yada yazmayın ki halk buna düşmansınız bellemesin yazıktır beddua almayın.... tavsiyem

    Yanıtla (0) (0)
  • mezopotamyalı / 23 Ekim 2010 Cumartesi 14:42

    Her ne kadar başörtüsü ve Kürt meselesinde batı çözüm yanlısı gözüksede aslında kaşıyan kendisidir.
    Ve belki bugün batıya, içimizde yetişen ve onlarıda fersah fersah geçen işbirlikçiler yüzünden ihtiyaç kalmamış olabilir. Onların kaşıma işini yerliler devralmıştır. İçimizde batıdan hiçbir farkı olmayan sadece TÜRKÇE konuşan batılılar var. Bir gün Kürtçü, bir bir gün islamcı başka bir gün ulusalcı olanlar işte bu fitnecilerdir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih Kocatürk / 23 Ekim 2010 Cumartesi 14:52

    Merhaba;

    Yazınızı okurken gerçekten tam da benim söylemek istediklerimi söylüyor, işte bu dedim. Önceki yorumda dendiği gibi bu yazı başörtüsüne bir dil uzatma değil, başörtüsü meselesinin mesele olmaması gerekliliği üzerine bir yazı, onu anlatıyor özünde, ama başörtüsü meselesini bize birşeyleri unutturmak, göstermemek için önümüze getiriyorlar. Anlaması bu kadar zor değil, uyanın uykudan, sorun başörtüsü sorunu değil, sorun başkasının başka sorunları göstermemesi, bu halkı hep dinle galeyana getirmeye, kışkırtmaya çalıştılar, lütfen bu oyuna gelmeyin. Evet başörtüsü takmak/takmamak serbest olmalı. Ama esas sorun özgürlük sorunu, türban sorunu değil...

    Yanıtla (0) (0)
  • yakup han / 24 Ekim 2010 Pazar 01:04

    ağzınıza sağlık olsun çok güzel püf noktalara değinmişsiniz teşkkür ederiz..

    Yanıtla (0) (0)
  • Devran / 24 Ekim 2010 Pazar 02:34

    İrfan bey kısmen dğru söylüyor.ama başörtüsü dini bir farzdır..benim içinde önce dinim gelir.kusura bakma

    Yanıtla (0) (0)
  • kendal oremar / 23 Ekim 2010 Cumartesi 15:28

    ilk olarak genç kıza sesleniyorum den kendini inkar ediyorsun türban senin neyine sen türkleşmişsin,gerçek e gelince sen kimin avukatısın acaba olayı pkk nın yaptığına ispatla seni ödülendirelim seni iki yüzlü ergenekom elemanı

    Yanıtla (0) (0)
  • ertan / 24 Ekim 2010 Pazar 09:51

    yaw arkadaş baş örtüsü sorununa değinmişsin ama meselenin içine başka şeyler katmışsın.unutulan veya size göre geçmişte yanlış yapılan bazı olaylarla değindiğin bu mesele arasındaki bağ ne? artı attığın başlıkta baş bağlama demişsin ama meseleyi nerdeyse kore savaşına kadar götürecen..neyse

    Yanıtla (0) (0)
  • swar'ê Azadîyê / 25 Ekim 2010 Pazartesi 11:08

    devran kardeş sen yazıyı tam olarak anlamışsın tekrar oku? yazarımız ananın ve bacının baş örtüsüne el uzatmamışki çek elini diyorsun? oda istiyor örtü takmak isteyen taksın bunu neden sorun yapıyorlarki çok basit bir problemdir neden sorun yapılıyor diyor. asıl mesele gündemi uyutmak asıl önemli şeyleri örtmek, ertelemek...

    Yanıtla (0) (0)
  • apdullah sucu / 25 Ekim 2010 Pazartesi 12:36

    yerden göğe haklısın ülkenin tek ve yegane sorunu örtüde değil başta.akp çalıyor kuklalar oynuyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • SRC / 25 Ekim 2010 Pazartesi 16:08

    İrfan bey ezilmiş halklara karşı hassasiyetiniz tebrik edilecek cinsten keşke içimizde ki herkes bu hassasiyette olsa sonra bu türban konusuyla AKP nin muhafazakar kesimi kandırmaya çalıştığı da kesin fakat bu demek değil ki türbanı AKP sembolu bilip dalga geçecez gerçekten kişiliğinize yakışmayan bir davranış her meselenin kendine göre ehemmiyeti var benim içim islam adıyla kandırılmış hakları ellerinden alınmış binbir türlü mezlemeye uğramış kürt halkı için yanarken bawermend olarak dinimin vacibesi türban içinde aynı şeyleri hissediyorum bütün dindar insanları aynı kefeye de koyamazsınız öyle dindar insanlar var ki kürt davası uğruna türlü türlü haksızlıklara maruz kalmış ortada kürt sorunu varken başka sorunlar da konuşulmayacak mı?

    Yanıtla (0) (0)
  • src / 25 Ekim 2010 Pazartesi 16:15

    Kürt halkını savunma yolunda kemalist türkler gibi dine saldırmak çürümüş kokoşmuş bir politikadır konuyu dar düşünerek hiçbir şey elde edemeyiz üstelik gerisin geriye gideriz kaldı ki bunca din adamlarının ayaklanmaları kültür etkinlikleri gözardı edilemez biz kürt sorununu ortak nokta bilmeliyiz birbirimize saygı duymalıyız tıpkı türkler kemalisti dindarı falanı filanı bize karşı tek yürekse bizde birbirimize tahammül ederek tek yürek olmalıyız diye düşünüyorum ayrıca temsilcisi olduğunuz halkında müslüman dindar türbanlı halk olduğunu unutmayın genel olarak yazınızı beğenmekle beraber sizi farklı düşüncelere saygıya davet ediyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • Özge Demirel / 25 Ekim 2010 Pazartesi 17:35

    yazarın hemen hemen bütün yazılarını okurum. bu yazıda olduğu gibi diger bütün yazılarının iç dünyası genel olarak tarafımdan beğeni alır. nitekim SRC nick li kişide yazının bütünlüğüne katılmış olmakla beraber yazarı saygıya davet etmektedir.

    burada anlaşılmayan bir durum var. yazar bir dindarın değer yargısına saldırmak yerine kendini siper etmiş durumda. o açıdan bakılınca saygıya davet biraz absürt durmuş.

    sanırm bir önyargı ehemmiyeti öne çıkıyor. iyi bir okuyucu aynı zamanda iyi bir yazardır. bu şekliyle sayın yorumcu kendini gözden geçirmek zanı altındadır.

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi