İrfan Sarı

İrfan Sarı

Bazen şişiyor insan

Bazen şişiyor insan

Duraksıyorum bazen, hiç düşünmeden boş boş bakıyorum olup bitenlere. Orada, yani yanı başımızda bir savaş sürmüyormuş gibi tavır takınanlara aklım bir türlü yetmiyor.

Bocalıyorum.

Ben mi göremiyorum yoksa onlar mı çok zeki?

Neredeyse haritanın bir bölümüne askeri elbise giydirilmiş, elinde MG3 (her ne karın ağrısıysa) piyade silahı diye tanınan işte. Kalkan inen helikopterlerin haddi var hesabı yok. Her Allahın günü genç yaşta canından olan insanlar. Ama onlar hala burada bir savaşın sürdüğüne inanmıyor.

Bunlara göre Kürtlerin yaşadığı harita parçasında boşaltılan, yakılan köyler yok. Herkes kendi evini kendi eliyle yaktı-yıktı ve göçtü. 30-40 bin insan ölmedi. Hepsi mutedil dalgalı havalarda hayatını kaybetti. Aşırı denebilecek hiçbir şey gerçekleşmeden hayat sürüyor.

Olup bitenler iki mahalle çocuklarının kavgası gibi gösteriliyor.

Bir mahallenin çocukları tek taraflı ateşkes veriyor. Diğer mahallenin çocukları savaş uçaklarıyla dağları dövüyor. Bu görmezden geliniyor.

Bazen şaşıyorum bu insanlara.

Yedikleri, içtikleri, konuştukları bir ırkın üstün çocukları oldukları şeklindedir.

Masumdurlar. Günahsızdırlar.

Diğer mahallenin çocukları ise günahkar, asi, hain ve bölücü.

Bunlara göre ölümlerin durması için diğer mahallenin çocuklarının kökü kazılmalı hepsi vurulmalı o zaman her yer güneş arifesi olur.

Barış sözcüğü onlar için mayın demektir. Barıştan söz etmek vatanı belinden kırmaktır. Barıştan beslenmek haramdır.

Sırf bu yüzden barış kelimesinden iğreniyorum.

Nasıl bir gözü dönmüşlüktür bu, insan ölümlerinden güzel günleri beklemek. Barışı sevmemek. Hakikaten daralıyor insan resmen şişiyor.

Son 30 yıldır hemen hemen her gün bir ayrı köyde, kasabada, şehirde Kürtler dövülüyor, sövülüyor, kemikleri kırılıyor, yurdundan sökülüyor ama uyuyan dev modundaki bu insanların kılı kıpırdamıyor.

Şimdi Uygurlu soydaşlarına karşı aldıkları pozisyon göz yaşartıyor.

Evet, Çinlilerin Uygurlara karşı uyguladığı metot bir vahşettir. Bunu tasvip etmek bu vahşeti görmemek insan düşmanlığıdır.

Ama on yıllardır Kürtlere karşı uygulanan metotlarında görülmemesi amiyane tabirle insan düşmanlığının ta kendisidir.

Onun için insan ölümlerine karşı demokratik bir tepki verilirken ya da duygusal bir tepki verilirken empati yapmayı öğrenmeyi telkin etmek lazım bu insanlara.

İnsanların ölmemesi için uzatılan bütün eller görülmeli ve cevap alabilmelidir.

Kalıcı bir barışın tesisi hem yurt hem de dünya için lazım gelmektedir.

Yüreklere çöreklenen pasın farkına varmak için başka sebepler beklemeyelim. Vahşet ve zülüm nerede olursa olsun kötüdür.

Kötü her şey üzer insanı.

İyi günlerin inşası barış sözcüğüne duyulan düşmanlığı öldürmekten geçer.

İyi ile kötü arasındaki tercihte oldukça kolay görünüyor.

Bir barış eli her şeye yetecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
  • Kavalin-Ezgisi / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 16:45

    Kürtler tarih boyunca hep insanca baktılar gelişimlere, olaylara ve öyle tepki gösterip yaklaştılar/hareket ettiler. Irk eksenli bakıldığında nasıl olurda acı diner acı yerini sevince bırakır anlamak zor kürtlerin zararına olan onları inciten her olay zülüm, kardeş diye yaklaşıp düşmana karşı savunduğu bu topraklarda yaşayan diğer halkları sevindiriyor. Şimdi insan olmanın kardeş olmanın gereğini ya bu halklar yanlış biliyor yada biz kürtler yanlış değerlendiriyoruz. Yüreğinize kaleminize sağlık sayın SARI.

    Yanıtla (0) (0)
  • Erdem Botan / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 17:00

    Yer yüzünde nerede olursa olsun ve hangi milletten olursa olsun tüm insanların acılarını ortak bir payda imiş gibi kendi üzüntümüz saymalıyız. Yaşadığımız bu dönem içerisinde o denli acılar yaşanıyor ki gün geçmiyor dünyanın herhangi bir yerinde hak etmediği acılarla yüzleşiyor insanlar. Ama bu gibi durumlarda en erdemli duruş gerek yetkililerin gerek ise o yetkililerin buyruğu altındaki halkın bu acılara demokratik ve insancıl bir tezle yaklaşması gerekir. İnsanların özlem duyduğu ve belki de hiç mi hiç görmediği tatmadığı güzelliklerin yanı başımızda var olduğunu görmek istiyorum. Ve diyorum ki kendi parmağındaki küçük bir ağrının başkasının parmağını da incittiğini unutmamalı. Haksızlıkların, zulmün, acının olmadığı bir dünya dileği ile. İyi günler.

    Yanıtla (0) (0)
  • mehmet / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 18:13

    biz kimsenin ölmesini istemiyoruz.hangi ırktan dinden insan varsa yaşamalı.ama bazı ırkçılık yapan insanlar kendi ırkı dışındaki insanları düşünmesi ve diğer insanları yok sayması onu insanlıktan çıkarır

    Yanıtla (0) (0)
  • sırra jiyne / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 18:49

    evet xoce tek anlamıyla çinin yaptığı vahşet ve bunu kendine ben insanımdiyebilen hiçbir varlık hoş görmez devletin üst korumları olmaz böyle vahşet bunlar bir topluluğu asimiler etmek istiyor dedi bir sürü aydın taaaaaa doğu asyadaki vahşeti ve asimile etmenin doğru olmadığını belirti...HE BIRE ..SİZ YILLARDI KEN İÇİNİZDE BİR IRKI ASİMİLE EDİYORSUNUZ PEKİ BUNUN YANLIŞ OLDUĞUNU NİYE BU GÜNE KADAR SÖYLEMEDİNİZ TABİ KONU KÜRT OLDU MU HER ŞEY MÜBAH

    Yanıtla (0) (0)
  • geweruk / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 20:59

    ------

    Yanıtla (0) (0)
  • Suryoyo / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 22:00

    Hiçbiriniz Samimi deyilsiniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Suryani / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 22:04

    EDİTÖRÜN NOTU: aynı ip numarasından bir çok yorum yazdığınız görüldü... o asil halk Süryanilerin dürüstlüğüne gölge düşürmeyin.

    Yanıtla (0) (0)
  • suryani / 13 Temmuz 2009 Pazartesi 23:18

    evet çook yorum yazdim birgun kufur veya hakaretmi ettim sizlere?

    Yanıtla (0) (0)
  • Zagros / 14 Temmuz 2009 Salı 08:33

    Virakin Artık Güneşimizi IsınmaK iStiyoruz ( iman iman iman imana Gel Ey iManSız )

    Yanıtla (0) (0)
  • MEZOPOTAMYALI / 14 Temmuz 2009 Salı 08:38

    Hani Çin köminist rejimle yönetiliyordu? Hani köminizmde halklar eşitti? Hani asimilasyon yoktu? Demekki hepsi yalandır. Nerde insan varsa orda zülümde, adalette olabilirmiş. Zalim ruhlular birlik olduklarında, -iktidar güçlerini korumak ve rahat yaşamak için- birlik olmayan ve böylece güçsüz olan mazlumları ezerler.Bugün kürtlerin üzerinde bir baskı varsa örgütlenememelerinden vede birlik olamamalarındandır. Bugün kürt sorununu kürtlerin yüzde otuzu tarafından omuzlanmış. Sorunun devam etmesinden, kürtlerin geri kalan yüzde yetmişi sorumludur. Birde ASİMİLASYON nehrinde RAFTİNG yapan kürtler varki insanı asıl çileden çıkaranda bunlardır. Unutmayın kimse direnen insana altın tepside özgürlüğü sunmaz,başını ezer..

    Yanıtla (0) (0)
  • ferxeddin / 14 Temmuz 2009 Salı 12:41

    yazar düşünce ve yorumlarında çelikiler içinde,sana göre.yasenin şu iki cümlecikten oluşan yorumundaki çelişkiler..? "...ve allahıda inkar edersiniz allahı görmeyecek kadar kör birinin bu toplumu yönetmeye ne hakkı var bunu size değil gevere soruyorum namazında niyazın da biride değilim yanlış anlaşılmasın..." tırnak içi içerik dürüst adama aittir. Belé niha TE GO Çİ ? Yé wehe ji hene.KARDEŞİM SEN İRFAN bey gibi aydınlık saçan insanları mı kıskanıyorsun.doğru söyle? Rahatlarsın ve doğru düşünme şansını elde edersin. sana gerçek dost tavsiyesi.gözlerin hep aydınlık ve doğru görsün. selam ve sevgiler tükenmiyeninden...

    Yanıtla (0) (0)
  • kırçiçeği / 14 Temmuz 2009 Salı 10:00

    adına bin kez daha söylemek gerekse bin kez söylerim.BARIŞ,Barış,BarıŞ,barıŞ,barış...BARIŞ'ı çürük bir sakıza çevirmemek adına atılmalı adımlar.Halkların birbirine düşmanlığı yok.Sistemin bu savaşa dur demesi lazım.Köylerinden çıkarılan göçe zorlanan insanları, ölen gençleri, yüreği yanan aileleri yok saymıyoruz.Biz dünyada ki hiç bir katliamı tasvip etmedik etmiyoruz Rusyanın Çeçen zulmü katliamı ve sürgünü,ermenilerin Hocalı katliamı,Saddamın Halepçe katliamı, Sırpların Srebrenitsa katliamı yakın tarihte canlı şahitlik ettiğimiz ve dünya devlerinin seyrettiği savaşlar...Peki bağrımızdaki SAVAŞ!!!kiminle savaşıyoruz? Kimi dövüyoruz? Sevmediğimiz kim? Uygurlara içim acıyor...İnsan söz konusu olan..Peki kendi insanıma içim acımıyor mu? Daha çok acıyor.Acıyor ve kanıyor..Nedir bu anlamsız savaşın adı..Körler ve sağırlar birbirini ağırlar misali...ne duyuyorlar ne de görüyorlar..Ölü toprağı serpilmiş gibi..Ama bilmek istemiyorlar ki bu halk artık diri ölü değil...Silaha yapılan yatırımı ekonomiye yapsanız diye halk kendi arasında konuşuyor artık en gençten en yaşlısına herkes biliyor ki bu oyun bir gün bozulacak..Kanlı oyunun piyonları da kendi kanlarında boğulacak...İşte o gün o kendi döktüğü kanda boğulanlara yine ben acırım..Neyine mi acırım dersiniz? Ahmaklıklarına!!!Güç elinde çözüm elinde ama atılan adım yok..Sevgiyle ve sağlıcakla kalın.....

    Yanıtla (0) (0)
  • yuksekovalı / 14 Temmuz 2009 Salı 10:16

    TC ninin ve tc yöneticilerinin yaptığı kuru gürültüden başka bişey olmasa gerek. israilliler filistinlileri ruslar çeçenleri. çinililer uygurları kıtır kıtır keserken tc yönetimi bol keseden savurup savuşturuyor. şunu yapacaz bunu yapacaz israili çini bilmem nereyi ayıplıyoruz kınıyoruz utandıyoruz rezil eddiyoruz daha bir sürü gerekli gereksiz zırvalamalar. hani diyorum bir gün bir çinli israiilli yada vahşete meyilli herhangi bir ırktan bir insan kafasını kaldırıp TC ye yahu kardeş bunları bana söylüyosun biliyorum benim yaptığım insanlık dışı da peki senin yaptığın nedir diye bir soru yöneltirse merak ediyorum türk yöneticiler ne derler? kimbilir belki de bu adamların cevabı hazırdır biz türkler kürt kardeşlerimizle dağlarda sılahcılık oynuyoruz bu oyunun tek kuralı vardır öldüren yaşar... irfan abi hakkaten insan bazen şişiyor...

    Yanıtla (0) (0)
  • doğrular / 14 Temmuz 2009 Salı 10:24

    kendinizle çelişiyosunuz yani alex leşmişsiniz alexin sahalarda attığı kıvrak çalımları geverde atıp koltuğunuzun mertebesini yükseltme peşinde oldğnuz belli ama gençlik buna tok ve sözüm ona sizin gibi aydın kesimiz diyenlere allah aşkına ne mezunusunuz medyada yorum yapan aydınları profesörleri eleştşrirsiniz doğruyu bilirim dersiniz ve allahıda inkar edersiniz allahı görmeyecek kadar kör birinin bu toplumu yönetmeye ne hakkı var bunu size değil gevere soruyorum namazında niyazın da biride değilim yanlış anlaşılmasın ama sırf gündeme gelmek için de egolarımı tatmin etmek içinde böyle şeylere soyunanları sadece kınıyorum herkes hakkettiği yerde olmalı diyorum maskeler çıksın ancak bu şekilde demokratikleşebiliriz herkes kendinde bi renk bulmuş gidiyo heygidi gever nerden nereye yazııkk

    Yanıtla (0) (0)
  • isfendiyar özelçi / 14 Temmuz 2009 Salı 12:56

    yazar kimliği duruşu herşeyi ile açık ve seçiktir. kimliğide alenidir. peki bu kadar açık birine karşı eleştiri yapacak birininde kimliğinini açık tutması gerekmiyor mu? yoksa kimliksizlik işinize mi geliyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • mecit çavlı / 15 Temmuz 2009 Çarşamba 19:05

    Hernekadar bu barışa calınan davulların seslerını duymasalar bıle her şeye rağmen Kürtlerın ellerı barışa uzak olmayacaktır.... yeterkı eller uzatılsın

    Yanıtla (0) (0)
  • derya / 16 Temmuz 2009 Perşembe 01:56

    barış nedir heval bilirmisin?
    bir köprümüdür üstüne gölgeler düşünce kırılan...
    barış nedir?
    iki savaş arasında verilen çay molasımıdır?
    nedir bu barış?
    kişisel menfaatler kabilesimidir?
    nedir bu dillerden düşmeyen bir türlü olmayan barış,kardeşlik...??

    Yanıtla (0) (0)
  • seyithan / 17 Temmuz 2009 Cuma 15:25

    kurd gencligi ve kurd halki birlik ve beraberligi sagladigi gun cunta baris cigliklariya bize yalvaracak.bunun icn kurd gencligi orgutlenmeli ve orgutlerine partilerine sahip cikmali ve guclenmeli o zaman savas yanlilari baris icin ciglik atacaklardir emin olabilirsiniz barisin gelmemesi demekki biz daha guclenmemisiz anlaminada geliyor.hitlerin zamaninda baris isteyen kesimi kesip olduruyorlardi ve mazlum olan taraf guclendi ve kazandi bu sefer hitler taraftarlari kacacaklari delik dahi bulamadilar yinede baris taraftarlari onlara merhamet etti ve dokunmadilar amma onlar kendilerini ne kadar suclu olduklarini biliyorlardi ve birer birer intihar ettiler yada ulkeyi terk ettiler ...sevgiler saygilar .seyithan

    Yanıtla (0) (0)
  • Ugur / 19 Temmuz 2009 Pazar 02:34

    Tarihe bakıp söylenen sözlerin yapılan şeyle ne kadar uyumsuz olduğunu görmek düşündürücüdür. Yine aynı şeyler mi olacak diye sormadan geçemiyoruz. Yine sözler söylenip kan dökülmeye devam mı edecek? Genel Kurmay Başkanı'nın, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın sözlerinin gerçeği ne kadar yansıttığını anlamak için son birkaç ayda yaşananlara bakarsak belki anlarız: Yüzlerce DTP yöneticisi, genci, gönüllüsü gözaltına alındı, birçoğu tutuklandı. 50'den fazla operasyon (sıcak temas dedikleri şey) onlarca hava saldırısı, onlarca ölüm ve yıllardan beri oluk gibi akan kan.
    Herkesin anlamakta zorlandığı yer de tam da burası. Bu güzel sözler; sorunun çözüleceği umudu, diğer taraftan devam eden saldırılar...
    Bunlardan ne anlıyoruz, ne anlamamız gerekiyor ya da ne anlamamızı istiyorlar?Sözler güzel, eylemler tamamen savaş, ölüm, kan hapsetme üzerine kurulu. Sanki savaşırlarsa, bütün gerillaları vururlarsa, muhalif düşünen herkesi hapse tıkarlarsa sorun kendiliğinden çözülecekmiş sanıyorlar. Ve böyle düşündüklerini, çok geçmeden Genel Kurmay Başkanı'nın Amerika'da yaptığı 'kökünü kazıyıncaya kadar savaşa devam' konuşmasından anlıyoruz. Bu konuşmayla herkesi hizaya getirmiş olsa gerek, Kürt sorununda çözüm bir anda unutuldu, başka konulardan konuşmaya başladık.

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi