İrfan Sarı

İrfan Sarı

75’ler

75’ler

AKP saltanatını kurarken bölgenin kremalı bisküvilerini gözüne kestirtmişti. Elbette bu bisküvileri yemek için üzerine su içmesi gerekiyordu. Suyu ve bisküviyi camilerden ve derebeylerinden sağlayacaktı.

 

Aslında bu siyaset modeli tohumlarını daha cumhuriyetin kuruluş yıllarında serpmişti. Uzun soluklu bir siyaset tarzıdır.

 

Sabırlıdır…

 

Su uyur onlar uyumaz…

 

Halkın değer yargılarına başını okşarcasına sahip çıkar. Camide “helal” meyhanede “haram” hatipliğini en çok onlar bilir. Tarih boyunca iki örüğü eşarbını geçen kızların saç hikâyelerini aydın gökyüzünden saklayan zihniyettir aslında bu siyaset.

 

Ve nadasa bırakılan tarlanın ürün yılında misli alandır habersiz.

 

Varoşlarda sabah çayının buharını bilirler… Şehirlerde emeğe duran demircinin demir tavından çıkan teri… Bilhassa sosyetenin parfüm kokusunu çok iyi bilirler…

 

Sabır ile yol aldıkları yerlerde gözleri hep en antikalarda.

 

Entrikaları dağ dağdır…

 

Nitekim bölgede gözlerine kestirdikleri insanımızı tabaka tabaka bilirler derin ilişkileri onları halk katmanlarına kolay götürüyor. “suyolunu bulur” sözü bunlar için çok uygun düşer. Siyasi partiler kanunundan sonraki siyasi maratonlarında çeşitli isimlerde “beraber yürüdük/leri” mücahit hocaları bitmek bilmeyen bir performans ve enerjidedir. Hala ayrı kulvarlarda olsa da beraber yürüdüklerinden kimsenin endişesi olmamalıdır.

 

Yaratanın kul hakkı dediği kesinliği en çok ihlal edende mücahitlikçe onlara münhasırdır. Cami avlularında çoraplarından ayakkabılarına kadar giydirilirler. O kul hakkı değil mücahit hakkıdır derseniz, bilmem!

 

Hep parça parça da olsa gelip gitmiştir onların iktidarları ve her seferinde bölgedeki insana hüsran yaşattığı kaçınılmaz olmuştur. Bu tecrübelerle donatılmış bir kesimin gözlüklerinden kurtulamayışına da sosyoloji bir isim bulur.

 

Vaatleri Allah korkusu itibarıyla gerçekleşir diye bilinir ki; 22 Temmuz seçimlerinde bu altın söz değerindeki vaatlere kanarak verilen oyların yanı sıra bu yelpazeye güç veren 75"lerin meydanlardaki yatırımları bir gün gelecek gibi görünüyor.

 

Hem de Kürt olarak AB"ye yollanacak ve Kürtlerin hassı olarak yatırım getirecek kadar net görünüyor.

 

Bu kocaman siyaset kazanında kendilerine ufacık yer açılınca yüzyıllardır inkâr edilen bölge halkının duygularını kendilerine kalkan ederek kazanda piştiklerini gösteriyorlar pek tabi ki.

 

Nasıl ki bir meyve ağacı dikilir ve meyve verme zamanı beklenir öyle bekledi Kürt halkı o diktikleri meyve ağaçlarının meyvesini.

 

Onların en güzel günü newroz bayramı gelip çatmıştı yani meyve verme çağıydı onlarca ve beklediler.

 

Bölgeye yatırım gelmeye başladı…

 

Ellerde cop, ayaklarda potin akın akın geldi yatırımlar.

 

Göğüslerde kan çiçekleri açtı… Kafalarda oluk oluk yarıklar.

 

Halaya durulacak, sıtranlar söylenecek yer ile gök buluşturulacaktı. Bayramdı çünkü.

 

Bir daha emir geldi bayramlar yasaktı.

 

Kremalı bisküviler yenilecek üzerine su sıkılacaktı.

 

“75"lerin hatırası”  fotoğraf çekilir.

 

Tarihin kanlı sayfası olarak yazılan bu sayfada AKP saltanatının devamı için ellerinden gelen her türlü çabayı sarf ettiler. Yatırımı, verdikleri söz üzerine çok erken getirdiler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
17 Yorum
  • siyar bazêsor / 29 Mart 2008 Cumartesi 22:46

    sayın başkanım hızınıza yetişemiyoruz. yüreğinize sağlık. bu arada sizi bekliyorum burlara....
    selamlar

    Yanıtla (0) (0)
  • zerya / 30 Mart 2008 Pazar 00:19

    işte biz böyle bir hal içindeyiz,bazen bilmeyerek ne yaptığımızı iyi,kötü,güzel,çirkin her biçimdeyiz...bazen isyan edip yanlızlığımıza 'o'nlara karşı ince bir sitem içindeyiz...dilimizi kana bulamayalım ama susarak öldürelim bizi böyle sömüren akp hükümetini.saygılarımla irfan bey

    Yanıtla (0) (0)
  • FIRAT KIZILKAYA / 30 Mart 2008 Pazar 20:04

    1973 yılında kurulan bir CHP-MSP koalisyonu vardı. Erbakan Hoca her gün Ecevit’in ensesinde boza pişiriyordu. “Ağır sanayi hamlesini” başlatmış, bulabildiği her takozu Ecevit’in kağnısının altına koyarak “köye ulaşmasına” engel olmaya çalışıyordu. Ben ilkokulda okuyan küçük bir çocuktum. MSP’li İçişleri Bakanı Hakkâri’ye şaşaalı bir gezi düzenlemişti. Günler öncesinden hazırlıklar yapılmış, sayın bakanın toz içinde boğulan küçük şehirde rahat edebilmesi için her türlü önlem alınmıştı. Her yere bayraklar asılmış, belediyenin vidanjörü caddeleri sulamış, esnaf camlarını parlatmış, çeşitli yerlere bayraklar asılmış, biz çocukları da, eli yüzü düzgün, urbaları pak olanları ön safa alarak sayın bakanı karşılamaya götürmüşlerdi. O gün yüzlerce çocuk, “kaz partisinde” “hoş gelişler ola” marşını söyleyen CHP’lileri gibi şendik. İçişleri Bakanı bağırsa, oraya yerleşmek üzere Kandil’e bile bile giderdik! Biz çocuklarla, halkla fazla muhatap olmadan ilin sorunlarını öğrenmek üzere vilayete gitti sayın Bakan. (O zaman ilin içinde bir binaya “vilayet” diyorlardı… şimdiki gibi kışlalar bu kadar revaçta değildi.) İlin sorunlarını en iyi vali bilir değil mi… Öyle de Hakkâri’de durum farklıydı. Burada ilin sorunlarını validen çok ilin ileri gelenleri bilirdi. Bunlar “âkil adamlar”dı, şimdi hiçbiri kalmadı. Vali öncelikle sözü bunlara verirdi. Güzel konuşurlardı, bildikleri Türkçe’nin içine çokça Kürtçe kelime karıştırır, kendilerine özgü tuhaf bir dille anlatırlardı dertlerini. Daha doğrusu ilin dertlerini… İçlerinden bir Hacı İbrahim vardı ki, dilinden bal dökülürdü. Öyle tatlı, öyle ikna edici konuşurdu ki… Ve her defasında ilimizi ziyarete gelen devlet büyüklerimizin karşısına dizilmiş yerel eşrafın sözcülüğünü Hacı İbrahim yapardı. O gelişte de aynı şey oldu. İçişleri Bakanı, Hacı İbrahim’e en çok neyin eksikliğini çektiklerini sorar. Aslında hiçbir şey yoktu Hakkâri’de, her şey eksikti. Ama eski adamlar işte, azla yetinmeyi biliyor, buna da şükür diyorlardı. Hacı İbrahim söz alır: “Valla sayın Bakanım her şeyimiz var. Allah devlete zeval vermesin. Tek eksiğimiz camidir. Sizin partiniz de camilere önem veriyor, ilimize büyük bir cami yaparsanız eğer, direkman cennete gidersiniz.” Körün istediği iki göz… Sayın Bakan oracıkta, herkesin gözü önünde Hacı İbrahim’e söz verir: “Hacı, sen hiç merak etme. En kısa zamanda size büyük bir cami yapacağız.” Veren memnun, alan göbek atıyor; sayın Bakan ilin önemli bir sorununu hal etmek üzere Ankara’ya gider. Çok geçmeden Erbakan Hoca “Ağır sanayi hamlemizi kesintiye uğratıyor” gerekçesiyle Ecevit’e kızar ve koalisyon hükümetinden çekilir. Hükümet düşer. Haber Hakkâri’ye ulaştığında, Hacı İbrahim’in ilk tepkisi şu olur: “Ihııı.. valla bizim cami kaldı.” Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya’nın Cuma günü borsa kapandıktan sonra AKP’yi kapatmak üzere Anayasa Mahkemesi’ne dava açtığını duyunca benim de ilk tepkim, tıpkı rahmetli Hacı İbrahim amcamınki gibi oldu: “Ihııı.. valla bizim Kürt sorunu kaldı…” KAYNAK: BİRGÜN GAZETESİ MUHSİN KIZILKAYA

    Yanıtla (0) (0)
  • Cahit Sumer / 30 Mart 2008 Pazar 00:56

    Sayın İrfan Sarı Gerçekten de arkadaşın dediği gibi hızınıza yetişmek çok zor
    bizim içimizdeki isyan sesini birkaç öfkeli cumleyle haykırdıgımız şu sıralarda sizin bu Zulme bu haksızlığa böylesi güzel bir açıklama yapmanız cok sevindirici.
    Herzamanki gibi Düşünceleriniz Şüphesiz Düşüncelerimiz oldu...

    Yanıtla (0) (0)
  • xemgin / 30 Mart 2008 Pazar 01:35

    Yıllarca sürgünde yaşayıp ülkesine geri dönen bir aydın havaalanında iner inmez bir taksiye biner. Yıllarca göremediği ülkesini merakla inceler. Yarı yolda şoföre sigara almak istediğini, iyi bir tütüncüye götürmesini söyler. Şoför, 'Tütüncüde ne yapacaksın beyim,' diye sorar. 'Ne mi yapacağım? Sigara alacağım.' 'Sigara mı? Sigarayı camide satıyorlar.' 'Camide mi? Yahu cami allahın evidir, oraya ibadet edilmeye gidilmez mi?' 'Yanlış beyim! ibadet etnek için üniversiteye gidilir.' Peki, o zaman öğrenim nerede yapılıyor?' 'Öğrenim hapishanede yapılıyor beyim.' 'Hapishane hırsızların ve suçluların yeri değil mi?' 'Yanlış beyim! Hırsızlar ve suçlular hükümete atanıyor.'
    kaynak: TARAF

    Yanıtla (0) (0)
  • Mişko çekoy / 31 Mart 2008 Pazartesi 08:20

    hırsızları kım gönderiyor.beyler ilimiz düşünelim elli yıla kadar hafızamızı yokliyalım.bu güne kadar hırsız olmayan hangi miilet vekili Belediye başkanı.seçilmis herhangi bir meclis üyelerıata hükümetlerin tarafından atanmış hangi yöteticileri.müdür.brokratı.şefi.gibi hırsız olmayan hiç gördünüzmü.görmediğimiz varsa hep manyak vs.gibi demedikmi diyenler bizler değilmimiz.hırsızlara helal olsun demedikmi.zamanın il sağlık müdürü v.sayın şu millet vekilimiz Rustem ve muttalip .örnek değildir diyebilirmiyiz acaba bunu yapan ve yaptıran bizleri değilmiyiz.yeter gelin hırsızlara dalevırcilere.faşist kafalar ve aşiretçi zavalı beyıncık sahiplerine hep birlikte yürüyüş düzenliyelim.dekokrasi bayrağını alalım.hırsızlık öğrencileri yetıitiren faşistler mücedele hep birlikte yapalım başa bir çaremız yoktur tam zamanı geldiğini düşünüyorum.kampanyaları duzenliyelim.aziz ve şerefli billetimiz yeter değilmi saygılar!!!

    Yanıtla (0) (0)
  • Metin Keskin / 31 Mart 2008 Pazartesi 10:44

    Son yazınızın, diğerlerine nazaran çok daha derin ve akıcı olduğunu söylemnek isterim. Ancak özellikle y.ovahaber sitesinin metin denetmenliğini biraz daha ciddiye alıp, noktalamaları daha sık kullanmalarını da sürekli bir okuyucunuz olarak talep ediyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • Devrim / 31 Mart 2008 Pazartesi 19:05

    gerçekten bu kadar güzel benzetmeler başka yerde bulunamaz.olayın entirkalarını deşifre etmişsiniz.realiteleri dökmüşsünüzz.güzell kutlarımm

    Yanıtla (0) (0)
  • berxwedan / 31 Mart 2008 Pazartesi 21:01

    irfan abi, bu yazın için nasıl bir yorum yapılır bilmiyorum..ama sağlam ve yerinde olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla.."Kremalı bisküviler yenilecek üzerine su sıkılacaktı." çok iyi abi..

    Yanıtla (0) (0)
  • seval kaya / 31 Mart 2008 Pazartesi 21:20

    yazılarınızı elimden geldiği kadar takip etmeye çalışıyorum ama bence bu yazıda hepimizi canevinden vurdunuz vaadler vaadler vaadler ardı arkası kesilmeyen yatırımlar. bizim hissettiklerimizi bizden ii ifade ettiniz iiyi varsınız bizden birinin böle güzel yazıları olduğunu aslında meramını anlatabilenler olduğunu bilmek güzel teşekkür ederim bizden birisiniz çünkü

    Yanıtla (0) (0)
  • zap suyu / 01 Nisan 2008 Salı 10:03

    siz halay çekecektik deyip slogan atmaya başlıyorsunuz hepiniz demekki vatan hainisiniz birde kremalı bisküvi yieceklermişmiş hepsi yalan

    Yanıtla (0) (0)
  • can agit / 01 Nisan 2008 Salı 10:50

    "su uyur,onlar uyumaz" diye başlamışsınız yazınıza.düşman=onlar göndermeniz utanç verici.birileri "onlar" olunca "siz" ne ve kim oluyorsunuz?!

    Yanıtla (0) (0)
  • Belcika"dan / 01 Nisan 2008 Salı 22:22

    siz kürtlerde artik tarikatlardan vazgecmelisiniz mesela gülen tarikatina karsi nurisi tarikati neden? cünkü tarikatlar tarihler boyu bolgeyi islamlastirmak icin devlet tarafindan kurulmus,finans edilmis,beslenilmis,birer gurupturlar.ve bu guruplara bircok zaman büyük sucler isletilmis haa nezamanik devlet bakmiski artik bunlar baslarian bela olacaklar hemen liderlerini (seh)lerini tutuklamis idam ettirmis bunu sadece kendilerini temize cikartmak icin yaptilar tabiki.dünya birgün hesap sormaya kalksa baksaniza böge insanlarina kötülük edeni kendi elimizlen yakalayip idam ettik diye..kendinizi tarikatlar tuzaklarina atmayin basiniz fena agrir tarikatlarin tarihlar boyu yaptiklari kanunsuz islere ortak olursunuz.

    Yanıtla (0) (0)
  • şemo / 02 Nisan 2008 Çarşamba 08:32

    İşiniz gücünüz eleştirmek,kedi uzanamadığı ciğere pis der.75'ler ne yapsalardı silahı kuşanıp dağa mı çıksalardı,yoksa nevruzlarda askere,polise taş atıp gencecik bedenleri toprağa mı gönderselerdi.Siz bu kafayla değil Kürt devleti,kürt köyü bile kuramazsınız.

    Yanıtla (0) (0)
  • cawres / 02 Nisan 2008 Çarşamba 13:30

    yazılarınız çok güzel.elımden geldıgıncede takıp etmeye calışıyorum.bu yazınızdakıler tam akp hükümetını anlatıyo ve kürt halkına yanı bıze yapılanları.ıyıkı varsınız.bırde bu yazınıza pek sıcak bakmayanlarda var yorumlardan anlaşıldıgı kadarıyla ama sız her zaman bıze ışık olacaksınız.kalemınıze ve yüregınıze saglık............

    Yanıtla (0) (0)
  • kıbrıslı bülent / 03 Nisan 2008 Perşembe 09:59

    size seslenim yazıya yorum yapanlar artık bırakın bu dar kafalılığı artık zaman geniş düşünme zamanı atın artık at gözlükleriniziide dünyaya bi bakın gözlerinizi artık ovuşturun...

    Yanıtla (0) (0)
  • ibrahim s.a.r / 03 Nisan 2008 Perşembe 19:25

    yüzyıllardır uzerınde çesitlı baskı ve entrıkalar oynanan bır halkın bıreyı olarak sunu soyleyebılrımkı hiç bir partı bugune kadar kürtler üzerınde bu kadar siyasi oyunlar cevırmeyi başaramadı,bu kadar etkin olmadı.Ve ayrıca kürtlerde hiç bir zaman bir sistem partisinin oyununa bu kadar gelmemişlerdi.durum böyle olunca biraz da bizler elimizi taşın altına koymalıyız diye düşünüyorum.Örneğin ıktıdar partısının suan yuksekova dakı dinci oluşumlara ne kadar maddi finansman sagladı ve bunların nerde ve nereden beslendıklerı aşıkarken bizler bunların içimizde barınmasına nasıl izin veriyoruz yuksekova halkı olarak hala şasırıyorum... yarın yuksekova olabılecek faili meçhul cınayetlerın bu hizbullah çetrefili bireylerin altından çıkacagını sızce sıstem bılmıyor mu.. bunları bılmesıne ragmen olusmasına nasıl musade verıyor sızcee.. sözü uzatmanın bır manası yok.Hepimizz uyanık olalım,bızlerı bolmeye calısan bu zararlı dini cemiyetlere hep birlikte burası YÜKSEKOVA diyelimm.ayrıca editörden bir ricam var:bazı kendini bilmez insanların özellikle bu İrfan abinin yazılarında oluyor cok yersiz sadece kişiliği kasteden yazılar yazılıyor bunun önune gecılmesını sızden rıca edıyorumm..

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi