Yüksekovalı baba, 5 çocuğunun eğitimini çobanlık yaparak karşılıyor

Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Yaylacık (Hese) köyünde yaşayan 600 koyunluk bir sürünün çobanı Nusret Erçaklı, ağır sorumlulukla dolu bir yaşam sürdürüyor.

Onun bu zorlu hayat mücadelesinin ardında, daha iyi bir gelecek hayali kuran beş çocuğu var. Erçaklı, mevsim şartları ve işin zorluğu nedeniyle altı ayda ancak iki gün evine gidebiliyor. Erçaklı bu zorlu mesleği çocuklarının eğitimi için sürdürüyor.

“Bu zorlukları onların okuması için çekiyorum”

Erçaklı, çocuklarının eğitimi için verdiği çabayı şöyle anlattı:

“Bir tane çocuğum Şırnak’ta tıbbi sekreterlik bölümünde üniversite okuyor. Bir kızım fen lisesinde okuyor. Bir çocuğum da şu an üniversiteye hazırlanıyor. Açık söyleyeyim, bu zorlukları onların okuması için çekiyorum. Daha ne kadar dayanırım bilmiyorum ama elimden geleni yapacağım.”

“600-700 koyunum var”

Kış aylarında elektrik işlerinde çalışarak ek gelir elde etmeye çalıştığını belirten Erçaklı, başka bir iş imkânı olmadığını ve geçimini tamamen çobanlıkla sağladığını ifade etti.

Erçaklı, işin fiziksel ve psikolojik yorgunluğunu ise şu sözlerle dile getirdi:

“Normalde insan 15 günde bir dinlenmeye gider ama ben altı ayda belki iki gün ya da hiç gitmeden burada kalıyorum. 600-700 koyunum var. Gece taşların üzerinde kayıp düşüyoruz. Yalnızım, yerime gelecek kimse yok. Bu dağlar her baba yiğidin harcı değil. Çok zor bir hayat ama çocuklarım için değiyor.”

“Bu doğada hayvanlarla birlikte özgürce yaşıyorum”

İnsanlarla olan ilişkilerin zorluğuna dikkat çeken Erçaklı, hayvanlarla kurduğu bağın ise farklı olduğunu vurgulayarak, “Daha önce usta olarak çalıştım. İnsanlarla ilişki çok zor ama koyunlarla öyle değil. Bir koyuna bağırsan, sana kızmaz. Köpekler var yanımda, sabaha kadar bizi koruyorlar. Amaçları sadece karınlarını doyurmak ve yanında olmak. Bu doğada hayvanlarla birlikte özgürce yaşıyorum” ifadelerini kullandı.

“Yağmurlar vuruyor, bazen iki gün çadırdan çıkamıyorum”

Açık havada yaşamanın zorluklarına da değinen Erçaklı, günlük yaşantısındaki detayları ise şöyle paylaştı:

“Yağmurlar vuruyor, bazen iki gün çadırdan çıkamıyorum. Eğer yedek elbisem varsa değiştiririm, yoksa ıslanan kıyafetim güneşte kurur. Daha önce düğünlerle uğraşıyordum ama şimdi o işler de bitti. Düğün salonlarına taşındı. İş yok, mecburum bu işi yapmaya.”