Yüksekova’da üç kardeşin 28 yıllık terzilik hikâyesi
İstanbul’dan Yüksekova’ya dönen Karabulut kardeşler, 1997’den bu yana birlikte terzilik yaparak hem geçimlerini sağlıyor hem de yöresel kıyafet kültürünü yaşatıyor.
Yüksekova’da 28 yıldır terzilik yapan Karabulut kardeşler; Niyazi, Feyyaz ve Feyzi Karabulut, hem modern hem de yöresel giyim üzerine yıllardır birlikte çalışıyor.

Küçük yaşlarda İstanbul’da başladıkları iş hayatını, 2000’li yılların başında memleketleri Yüksekova’ya taşıyan kardeşler, bugün ilçenin 23 Nisan caddesinde bulunan işletmelerinde minder, yastık, perde, daraltma, paça ve yöresel kıyafet dikimi gibi birçok alanda hizmet veriyor.

Bu dükkânda herkesin bir rolü var
Dükkanın ustalarından 42 yaşındaki Niyazi Karabulut, “Üç kardeş birlikte çalışıyoruz. Yastık, minder, perde üzerine yoğunlaşıyorum ben. 2007’den beri buradayız. Öncesinde İstanbul’daydım, bir şirkette çalıştım. Sonra memlekete döndük. Burada hem geçimimizi sağlıyoruz hem de birlikte bir şeyler üretmenin keyfini yaşıyoruz” dedi.
İşlerin son dönemde eskisi gibi olmadığını söyleyen Niyazi Karabulut, “Malzeme fiyatları uçtu. Eskiden 100 TL’ye aldığımız kumaş şimdi 300 TL. Buna rağmen vatandaşın durumu da zor. Fiyatları herkesin alabileceği şekilde tutmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kumaş fiyatları geçen seneye göre ikiye katlandı”
Kardeşlerden Feyyaz Karabulut ise 13 yıldır dikiş işinin içinde olduğunu ve özellikle daraltma, paça ve yöresel kıyafetlerle ilgilendiğini belirterek, “Ben bu işi abilerimden öğrendim. Şark odası perdelerinden yöresel kıyafete kadar her şeyi yapıyoruz. Kiras, fistan dikiyoruz. Kumaş fiyatları geçen seneye göre ikiye katlandı. Geçen yıl 150-200 TL olan kumaş şimdi 350 TL’den aşağı değil. Ama biz yine de elimizden geldiğince uygun fiyatla hizmet vermeye çalışıyoruz. Ekonomik zorluklar evde de dükkânda da var ama yine de işimizi severek yapıyoruz” dedi.

“Vatandaşın halinden biz de anlıyoruz”
Ailenin en tecrübeli ustası olan 4 çocuk babası Feyzi Karabulut ise 1997’de başladığı terzilik mesleğinde özellikle yöresel kıyafet dikimi üzerine yoğunlaşıyor. 2006’dan bu yana Yüksekova’da kendi dükkanlarını işlettiklerini belirten Karabulut, “İlk olarak İstanbul’da başladım bu işe. Beş yıl kaldım orada, sonra memlekete dönüp kendi dükkânımızı açtık. 2006’dan bu yana bu sokaktayız. Şu an üç kardeş ve bir kadın çalışan arkadaşımızla birlikte çalışıyoruz. Geçen yıl 400-500 TL’ye diktiğimiz kıyafet bu yıl 600 TL oldu. Ama zam yaparken dikkatliyiz çünkü vatandaşın da durumu ortada. Herkes zor durumda. Biz de bu halkın içindeyiz, aynı sofradayız. Vatandaşın halinden biz de anlıyoruz. Elimizden geldiğince uygun yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Yüksekova’da birlikte üretmenin bir değeri var”
Karabulut kardeşler için iş sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir dayanışma örneği. Aralarındaki iş bölümü sayesinde hem iş yükünü paylaşıyor hem de farklı alanlara yoğunlaşabiliyorlar. Yıllar içinde dükkanları, hem geleneksel kıyafetlerin dikildiği hem de müşterilerin samimi bir ortam bulduğu bir mekâna dönüşmüş durumda.
Ekonomik zorluklara rağmen işlerine dört elle sarılan Karabulut kardeşler, bu mesleği sürdürmekte kararlı olduklarını belirterek, “İş bazen var, bazen yok. Ama biz burada emek veriyoruz, birlikte üretmenin huzurunu yaşıyoruz. Şartlar ne olursa olsun, biz bu işi bırakmayacağız. Yüksekova’da birlikte üretmenin bir değeri var” ifadelerini kullandılar.