Yüksekova’da sıcaktan bunalanlar Orşe Deresi’nde serinliyor
Yüksekova'da hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte vatandaşlar, yüzme havuzu eksikliği nedeniyle serinlemek için Orşe Deresi gibi doğal alanlara yöneliyor.
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde hava sıcaklıklarının 33 dereceyi aşmasıyla birlikte vatandaşlar serinlemek için çareyi doğanın sunduğu imkanlarda arıyor. İlçe merkezine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan Köprücük (Kerpel) Köyü’ndeki Orşe Deresi, bu günlerde çocukların ve gençlerin en uğrak noktalarından biri haline geldi.
Sıcak hava dalgasının etkisini artırmasıyla birlikte, ilçede yeterli sayıda yüzme havuzu olmaması, özellikle gençleri ve çalışanları doğal serinlik alanlarına yöneltiyor.
“Yüksekova’da sadece iki yüzme havuzu var”
Orşe Deresi’nde serinlemeye gelen İbrahim Düzen, Yüksekova’da yeterli yüzme havuzu bulunmadığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Yüksekova’da sadece iki yüzme havuzu var, biri kapandı. Geriye kalan havuz ya hijyenik değil ya da maddi durumu elverişli olmayan insanlar için erişilebilir değil. Biz de mecburen dereye geliyoruz. Aşırı sıcaklardan dolayı gidecek başka yerimiz yok. Ya Orşe Deresi’ne ya da baraj sularına gidiyoruz. Kar sularıyla beslenen bu dere çok soğuk ama burada serinlemek bize keyif veriyor. Ekip arkadaşlarımla birlikte halı yıkama işi yapıyoruz. İşten çıkıp buraya geliyoruz, biraz yüzüp tekrar işimize dönüyoruz. Yüzdükçe beden alışıyor, daha dinç hissediyoruz.”
“Doğayla iç içe olmak çok güzel”
Dereye gelen bir diğer genç olan İhsan Çiftçi ise, serinlemenin yanı sıra doğayla temasın rahatlatıcı etkisine dikkat çekti:
“Bugün Orşe Deresi’ne geldik. Bu dere hem kar sularından hem de köy çeşmelerinden gelen soğuk sularla besleniyor. Kendimizi içine atıp serinliyoruz, sonra tekrar işimize gidiyoruz. Biz halı yıkama işi yapıyoruz; 5. veya 6. katlara çıkıp halı indiriyoruz, çok yoruluyoruz. Üstüne bir de sıcaklık var. O yüzden burası bizim için çok değerli. Serinledikten sonra toprağın içine ayaklarımızı sokuyoruz. Doğayla iç içe olmak çok güzel. Toprak, vücudumuzdaki elektriği çekiyor, rahatlıyoruz. Bu şekilde işimize daha zinde devam ediyoruz.”
