Yüksekova’da Rojin Kabaiş için adalet çağrısı

İHD Hakkâri Şubesi, Van Gölü sahilinde cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’in dosyasında adli sürecin ilerlememesine tepki gösterdi.

Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkâri Şubesi tarafından, 27 Eylül 2024 tarihinde KYK yurdundan çıktıktan sonra kaybolan ve 15 Ekim 2024’te Van Gölü sahilinde cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş için Yüksekova Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya YUKADER, belediye meclis üyeleri, TJA, DEM Parti, DBP ilçe Eş başkanları Reşit Güneç Gülcan Ceylan, Hakkâri Barosu Kadın Hakları Merkezi, Hakkâri Barosu, ÖHD, Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri ve İHD üyeleri katıldı. Katılımcılar “Rojin intihar etmedi, failleri bulunsun”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Rojin için adalet” yazılı dövizler taşıdı.

whatsapp-image-2025-10-20-at-13-33-17-1.jpeg

Basın açıklamasını İHD Hakkâri Eş Başkanı Sibel Çapraz okudu. Çapraz konuşmasında şunları söyledi:

“Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğrenci olan Rojin Kabaiş, kalmış olduğu KYK yurdundan 27 Eylül 2024 günü çıktıktan sonra kayboldu. Akabinde sürdürülen arama-kurtarma çalışmalarıyla birlikte cansız bedenine 15 Ekim 2024 günü Molla Kasım sahilinde ulaşıldı. Dosyanın sürüncemede bırakılmasına gerekçe olarak ‘intihar’ şüphesi öne sürülmüş, bu değerlendirme soruşturmayı daraltan ve olası fail ya da faillerin korunmasına yol açan bir yaklaşım haline getirilmiştir. Bu tutum, cezasızlık politikasının bir sonucu olarak şüpheli ölüm dosyalarının etkili biçimde soruşturulmamasına ve olası faillerin yargı denetiminden uzak bir şekilde toplum içinde dolaşmaya devam etmesine neden olmaktadır. Bu durum, dosyanın bir yıldan fazla süredir sonuçlanamamasının yanı sıra, kadınların adalete erişimini de sistematik olarak engellemektedir. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlarda, eksik veya şüpheli incelemeler neticesinde fail lehine delil oluşturulduğu, kadınların yaşam hakkına yönelik ihlallerin görünmez kılındığına ilişkin örnekler sıklıkla gözlemlenmektedir.”

whatsapp-image-2025-10-20-at-13-33-16-1.jpeg

Çapraz, bu durumun Adli Tıp Kurumu uygulamalarının eril yargı anlayışını ve cezasızlık politikasını güçlendiren bir araç haline geldiğini ifade ederek, “Dolayısıyla kadın cinayetlerini dolaylı biçimde meşrulaştıran ve yaygınlaştıran bir etki yaratmaktadır. “Türkiye Cumhuriyeti’nin sözleşmeden çekilme kararının ardından kadınlara yönelik koruma mekanizmalarının zayıfladığı, devletin kadınları şiddetten koruma ve yaşam hakkını güvence altına alma yükümlülüğünü yeterince yerine getirmediği görülmektedir” diye belirtti.

whatsapp-image-2025-10-20-at-13-33-16.jpeg

Çapraz, İHD olarak bir kez daha vurguladıklarını belirterek, “Adli Tıp raporlarının bağımsız ve şeffaf biçimde hazırlanması zorunludur. Tüm kadın ölümleri dosyalarında etkin ve hızlı soruşturma yürütülmeli, faillerin korunmasına hizmet eden eksik raporlar geçersiz sayılmalı, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere ulusal ve uluslararası yükümlülükler yerine getirilmelidir.” ifadelerini kullandı.

whatsapp-image-2025-10-20-at-13-33-17.jpeg

Çapraz, kamuoyuna, Adalet Bakanlığı’na, Adli Tıp Kurumu’na, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na, barolara, kadın hakları merkezlerine ve tüm sivil toplum kuruluşlarına çağrı yaptıklarını belirterek şunları ifade etti:

“1. Rojin Kabaiş dosyası başta olmak üzere tüm kadın ölümleri dosyalarının derhal ve etkin şekilde soruşturulması sağlanmalı,

2.⁠ ⁠Şiddetin, kadın cinayetlerinin ve işkencelerin belgelenmesinde Adli Tıp Kurumunun tek yetkili merkez durumundan çıkarılmalı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda bağımsız hekim ve hastane raporlarının da delil olarak kabul edilmesi yönünde tereddüde yer bırakmayacak şekilde hukuki düzenlemeler yapılmalı,

3.⁠ ⁠İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalansın, kadınların korunma ve yaşam hakkı güvence altına alınmalı,

4.⁠ ⁠Cezasızlık politikalarına son verilmeli, kadın cinayetleri fail ve devlet sorumluluğu bağlamında görünür kılınmalıdır.”

Açıklamasının sonunda Çapraz, “İHD, kadınların yaşam hakkı mücadelesini sahiplenmeye devam edecek; devletin, Adli Tıp ve yargı mekanizmalarının kadın düşmanı uygulamalarına karşı hak temelli, şeffaf ve etkin adalet talebini yükseltmeye devam edecektir” şeklinde konuştu.

 Yüksekova Haber
Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.