Yüksekova’da Eyüp ve Mahir Karabey kardeşler için adalet istendi
İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 29 yıl önce gözaltına alınarak öldürülen Eyüp ve Mahir Karabey kardeşler için adalet istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 26 Aralık 1995’te Hakkari’nin Çukurca ilçesinde gözaltına alındıktan iki ay sonra cansız bedenlerine ulaşılan Eyüp ve Mahir Karabey kardeşler için adalet talep etti. Basın açıklamasına DBP Eş Başkanı Reşit Güneç, eski Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız, İHD Hakkâri Şubesi üyeleri, il encümenleri ve kayıp yakınları katıldı. Basın açıklamasını İHD Hakkâri Şubesi üyesi Eren Baskın okudu.
“21 plakalı beyaz renkli Toros marka bir otomobil yollarını kesti”
Eren Baskın, açıklamasında “206. haftamızda, gözaltına alındıktan sonra işkence edilmiş bedenlerine ulaşılan Eyüp ve Mahir Karabey kardeşler için bir aradayız. Mahir Karabey ve Eyüp Karabey, 26 Aralık 1995’te Hakkari’nin Çukurca ilçe merkezinde bir kahvehanede arkadaşlarıyla birlikte oturuyordu. Gece saatlerinde arkadaşları Arafat Tek ve Mehmet Ertunç’la birlikte kahvehaneden ayrılarak evlerine gitmek üzere yola çıktılar. Evlerine yakın bir mesafeye geldiklerinde 21 plakalı beyaz renkli Toros marka bir otomobil yollarını kesti. Aracın içinden dört sivil giyimli kişi çıkarak kimlik kontrolü yaptıktan sonra Mahir Karabey ve Eyüp Karabey’i zorla arabaya bindirerek oradan uzaklaştı” ifadelerini kullandı.

Gözaltına alındığı inkâr edildi
Bu olaya Arafat Tek ve Mehmet Ertunç’un tanıklık ettiğini ifade eden Baskın, aynı akşam bu iki kişinin de Çukurca Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alındığını ve ertesi gün serbest bırakıldıklarını belirtti. Baskın, Arafat Tek ve Mehmet Ertunç’un, araçtan inen dört kişinin Mahir Karabey ve Eyüp Karabey’i ifadelerini almak üzere karakola götüreceklerini ve ardından serbest bırakacaklarını söylediklerini ifade etti. Oğullarının götürüldüğü haberini alan baba Recep Karabey’in, Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Başsavcılığı ve Kaymakamlığa başvurarak bilgi almak istediğini dile getiren Baskın, ancak Mahir ve Eyüp Karabey’in gözaltına alındığının tüm yetkililerce inkâr edildiğini söyledi. Baskın, Recep Karabey’in iki ay boyunca oğullarının akıbetini öğrenmek için tüm girişimlerine rağmen herhangi bir bilgiye ulaşamadığını belirtti.
“Otopsi sonucunda yoğun işkence gördükleri tespit edildi”
Eren Baskın, “Tam iki ay sonra, 26 Şubat 1996’da Mahir Karabey ve Eyüp Karabey’in bedenleri, Çukurca ilçesine bağlı Tabur Komutanlığına yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan Narlı köyünün Değirmen mevkiinde bir köylü tarafından bulundu. Ağızlarına bez parçaları doldurulmuş, kuma gömülü halde bulunan bedenler üzerinde yapılan otopsi sonucunda yoğun işkence gördükleri tespit edildi. Kol ve bacaklarının kırıldığı, vücutlarında yanık izleri bulunduğu, bileklerinin kesildiği ve çelik telle boğularak katledildikleri ortaya çıktı” dedi.

“Herhangi bir soruşturma açılmadı”
Ailenin verdiği ifadeleri hatırlatan Baskın, Eyüp Karabey’in sürekli gözaltına alınıp işkenceye maruz kaldığı için dayanamayarak Kuzey Irak’ın Duhok kentine gittiğini, dört yıl burada yaşadıktan sonra geri döndüğünü, döndükten sonra yeniden gözaltına alındığını ve bir süre sonra serbest bırakıldığını, 8–9 ay sonra da bu olayın yaşandığını ifade etti. Baskın, “Eyüp ve Mahir Karabey, 90’lı yılların ‘beyaz Toros’ jargonu ile kaçırılarak katledildi. Herhangi bir soruşturma açılmadı. Karabey ailesi sık sık ‘bu işin peşini bırakın’ denilerek tehdit telefonları aldı. Baba Recep Karabey’in tüm mercilere yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı ve dosya faili meçhul bırakıldı. Bugün buradan bir kez daha yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Mahir ve Eyüp Karabey dosyasında adalet sağlansın, kardeşlerin akıbeti açıklansın ve sorumlular adalet karşısında hesap versin” diye konuştu.
Baskın, insan hakları savunucuları olarak Baba Recep Karabey’in bıraktığı yerden, oğulları için adalet aramaya devam edeceklerini ifade etti.

