Uzman Psikolog Burçin Kesici: “Terapi, dayanamayanların değil, fark edenlerin destek sürecidir”
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde görev yapan Uzman Psikolog Burçin Kesici, ruh sağlığının önemine dikkat çekerek bireylerin terapiye başvurmasının damgalanacak bir durum olmadığını vurguladı.
Yüksekova’dan Uzman Psikolog Burçin Kesici, ruhsal hastalıklarla mücadele eden bireylerin yalnızca yaşadıkları sorunlarla değil, toplumun sessiz ve yargılayıcı baskısıyla da karşı karşıya kaldığını söyledi. Ruh sağlığının fiziksel sağlık kadar önemli olmasına rağmen toplumda hâlâ yeterince anlaşılmadığını belirten Kesici, ruhsal hastalıklarla mücadele eden bireylerin çoğu zaman önyargı ve damgalanmayla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Psikoloğa gitmenin hâlâ birçok kişi için fısıltıyla konuşulan bir konu olduğunu dile getiren Kesici, toplumda açıkça dile getirilmeyen ancak güçlü bir baskının varlığına dikkat çekti. Bu baskının, “Bir şeyin varsa bile belli etme” anlayışıyla kendini gösterdiğini söyledi.
“Terapi, dayanamayanların değil; fark edenlerin başvurduğu bir destek sürecidir”
Toplumda ruh sağlığının çoğu zaman fiziksel sağlık kadar meşru görülmediğini vurgulayan Kesici, “Diş ağrısı için doktora gitmek normal karşılanırken, ruhsal bir yükle psikoloğa başvurmak hâlâ sorgulanabiliyor” dedi. Psikoloğa giden kişilerin büyük bölümünün dışarıdan hayatı yolunda görünen bireyler olduğunu belirten Kesici, “Terapi, dayanamayanların değil; fark edenlerin başvurduğu bir destek sürecidir” diye konuştu. Klinik psikologların bu noktada ortak bir görüşte buluştuğunu ifade eden Kesici, toplumda terapiye yönelik çekinmenin temelinde damgalanma korkusunun yer aldığını söyledi. Psikoloğa başvurmanın sorun büyüdüğünde değil, fark edildiği anda atılan sağlıklı bir adım olduğuna dikkat çekti.
Terapi, önleyici ve destekleyici bir süreç
Terapi sürecine başvuran bireylerin kendini tanımaya, ilişkilerini onarmaya ve yaşam kalitesini artırmaya çalışan kişiler olduğunu vurgulayan Kesici, terapinin bir “son çare” değil, önleyici ruh sağlığı desteği olarak görülmesi gerektiğini ifade etti. Toplumda kimsenin açıkça “psikoloğa gitme” demediğini ancak “Abartıyorsun”, “Herkesin derdi var” ve “Geçer” gibi cümlelerle bireylerin susturulduğunu söyleyen Kesici, bu durumun duyguların bastırılmasına ve ruhsal yükün ağırlaşmasına neden olduğunu belirtti.
Terapi hakkında yanlış algılar
Terapiyle ilgili yanlış algılara da değinen Kesici, psikoloğa gitmenin deli olmak, zayıflık ya da utanılacak bir durum olmadığını ifade ederek, terapiyi duyguları anlamak, yükü hafifletmek ve hayata daha sağlam devam edebilmek için önemli bir destek süreci olarak tanımladı.
Kesici, “Psikoloğa gitmek ayıp değil. Ayıp olan, insanların iyiymiş gibi yapmak zorunda bırakılmasıdır” sözleriyle açıklamasını tamamladı.
