'Türkiye'de özgürlük ve adalet olduğuna kim tanıklık edecek?'

'Türkiye'de özgürlük ve adalet olduğuna kim tanıklık edecek?'

Gazetecilere Özgürlük Platformu tarafından tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için düzenlenen "Tanıklık Günleri"nin 11'incisi gerçekleştirildi.

İSTANBUL  - Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için düzenlenen "Tanıklık Günleri"nde konuşan gazeteci Celal Başlangıç, gazetecilerin örgütlenmeme özellikleriyle bilindiğine dikkat çekerek, "Hiçbir gazeteci toplu sözleşme imzalayamaz, örgütlü değillerdir. Buna rağmen demek ki, bizim meslektaşlarımız 'terör örgütüne' üye olmuş. Gazeteciler için burada tanıklık ediyoruz, ama Türkiye'de özgürlük ve adalet olduğuna kim tanıklık edecek" diye sordu.

 İstanbul Adalet Sarayı önünde düzenlenen etkinlikte parmaklıklar arkasında daktiloya yazı yazan bir gazetecinin resminin bulunduğu ve üzerinde "Hapisteki gazetecilere özgürlük" yazan pankart açıldı. Adliye Sarayı'nın önüne oturan gazeteciler, "Gazeteciler içeride tacizciler dışarıda", "Sansüre hayır", "Basın bir emir kipi değildir", "Free press free society", "Gerçekleriniz temiz ise bu endişe niye", "Özgür basın herkese lazım", "Freedom for journalists" dövizleri taşıdı. 

'Yandaş gazetecilere de vesika verilsin'

Etkinliğin açılış konuşmasını gazeteci Celal Başlangıç yaptı. Başlangıç, adliye sarayı önüne gelerek tutuklu gazetecilere "özgürlük" istemenin hiçbir demokratik ülkede olmayacağına dikkat çekerek, demokratik ülkelerde olmayacak başka bir şeyin de Türkiye'de 100 gazetecinin tutuklanması olduğunu altını çizdi. Gazetecilerin örgütlenmemekle meşhur olduğunu belirten Başlangıç, "Hiçbir gazeteci toplu sözleşme imzalayamaz, örgütlü değillerdir. Buna rağmen demek ki bizim meslektaşlarımız terör örgütüne üye olmuş. Başbakan tutuklu gazeteciler için sarı basın kartları yok demiş. Metin Göktepe öldürüldüğünde sarı basın kartı yoktu, ama 15 yıldır onun adına ödüller veriliyor" dedi. "Bunlar sarı basın kartlı değil yanaşma, yandaş gazeteci istiyor" diyen Başlangıç, "Onlara da vesika versinler tartışmayalım. Gazeteciler için burada tanıklık ediyoruz, ama Türkiye'de özgürlük ve adalet olduğuna kim tanıklık edecek" diye sordu. 

'Vicdanım bana gazetecilik yaptırıyor'

Başlangıç'ın ardından Antep H Tipi Cezaevi'nde bulunan ve 22 Haziran'da ilk duruşması görülecek DİHA muhabiri Aydın Yıldız için tanıklık yapıldı. Yıldız için tanıklık yapan çalışma arkadaşı Güler Can, "Bir gün ona 'neden gazetecilik yapıyorsun' diye sordum. 'Bu kadar haksızlığı vicdanım kabul etmiyor. Bu yüzden yapıyorum. Vicdanım bana gazetecilik yaptırıyor' demişti" diye konuştu. Yıldız'ın vicdanının sesini dinleyerek, haber peşinde koştuğunu ve haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmelerin "suç delili" olarak iddianamesinde yer aldığını belirten Can, Yıldız'ın aynı ruhla kaldığı cezaevindeki ihlalleri haberleştirdiğini dile getirdi. Çalışma arkadaşlarının kaldıkları cezaevlerinde keyfi uygulamalarla karşı karşıya kaldığını belirten Can, "Aydın'a Kürtçe şarkı söylediği ve halay çektiği için açık görüş cezası verildi" diye aktardı. 

'Bir savcı bırakırken diğeri suçluyor'

Daha sonra Etik Ajans Müdürü iken, 20 Aralık'ta Kürt basın kurumlarına yönelik operasyonda gözaltına alınarak tutuklanan Davut Uçar için tanıklık yapıldı. Uçar için tanıklık yapan gazeteci Sedat Yılmaz, Uçar'ın 10 yıl önce bir araçta "çok sayıda yasadışı yayın olduğu" iddiasıyla gözaltına alındığını ve savcının Uçar'ı serbest bıraktığını söyledi. Ancak aynı suçun yeniden Uçar'ın iddianamesinde yer aldığını aktaran Yılmaz, "Bu nasıl bir yasadışı yayınsa biri bırakırken biri suç sayıyor" dedi. Uçar Kandıra Cezaevi'ndeyken eşi Çiğdem Uçar'ın da Bakırköy Cezaevi'nde olduğunu söyleyen Yılmaz, "Bu öyle acımasız bir sistem ki, Davut'un evini yıktılar, yuvasını dağıttılar" dedi. 

'Dilşah sistemin kirli oyunlarını açığa çıkardığı için tutuklandı'

Azadiya Welat Gazetesi'nde dağıtımcı ve muhabir olarak çalışan ve Karataş Cezaevi'nden Şakran Cezaevi'ne sürgün edilen Dilşah Ercan için tanıklık yapıldı. Ercan için tanıklık yapan çalışma arkadaşı Türkan Ökmen, "Dilşah, Kürtçe bir gazetede çalıştığı için tutuklandı. Ben de o yüzden Zazaca konuşacağım" diyerek, Ercan'ın sistemin kirli oyunlarını açığa çıkardığı için tutuklandığını söyledi. 

'Radyoda Kürtçe program yaptığı için tutuklandı'

Adana'da Radyo Dünya'da Genel Yayın Yönetmeni olarak çalışan ve şu anda Adana Kürkçüler Cezaevi'nde olan Kenan Karavil için tanıklık yapıldı. Karavil'e savcılık sorgusunda "Bu radyo kimin", "Sen radyoda ne yapıyorsun", "Yaptığın programın ismi neden bu" şeklinde sorular sorulduğu söylendi. Karavil için tanıklık yapan çalışma arkadaşı Ali Kalik, arkadaşının Kürtçe program yaptığı ve cezaevlerinden gelen mektupları okuduğu için tutuklandığını aktardı. Karavil'in tek yaptığı şeyin daha iyi ve kaliteli programları nasıl yapacağı üzerine olduğunu söyledi. 

'Bu kadar insanı hangi vicdanla tutukluyorsunuz'

Daha sonra Eylül Dergisi editörü iken tutuklanan Erdal Süsem için tanıklık yapıldı. Süsem için tanıklık yapan TGS Başkanı Ercan İpekçi, Süsem'in Adalet Bakanlığı'na yazdığı mektubu okudu. Mektupta Başbakan'ın kendisi hakkında, "polis öldürmek" ve "gasp" iddialarıyla suçladığını belirten Süsem, Başbakan'ın dosyasından habersiz olduğunu kendisinin bu suçlamadan aklandığını, "örgüt üyeliği", "örgüt adına para taşımak" iddialarıyla tutuklandığını söyledi. Süsem mektubunda, "Gerçeği çarpıtıp maniple etmeye neden gereksinim duyuyorsunuz" diye sordu. Tutuklanacağını bildiği halde adresini ve işini değiştirmediğini belirten Süsem, "Neden gitmediğim delik pabucuyla yerde yatan Hrant Dink'in öyküsünde saklıdır" dedi.

Mektubun ardından parlamentoya ve hükümete seslenen İpekçi, "Bu kadar insanı hangi vicdanla tutukluyorsunuz. Sorunu görmezden geleceğinize kabahati kendi kanunlarınızda arayın" dedi. Süsem için tanıklık yapan eşi Eylem Süsem de, "Tayyip Erdoğan'ın uzattığı yuları boynumuza takmadığımız sürece bu mahkumiyetler sürecek" diye konuştu. DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.