Turist alan illerde ciddi bir Kovid-19 vaka artışı var

Turist alan illerde ciddi bir Kovid-19 vaka artışı var

Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Kovid-19 salgınının Türkiye’deki illerin yaklaşık yüzde 80’inde kritik eşikte olduğunu belirtti.

Kovid-19 vaka sayıları son haftalarda artış eğiliminde. RS FM’de Sinan Onuş’la Ankara Masası programının konuğu olan Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, ‘Kritik eşik’ konusunda uyarılarda bulundu:

“4. dalgadayız ve bu, diğer Kovid-19 dalgalarından farklı. Bu dalgada İspanya ve İngiltere, ölüm ve hastalık bakımından neredeyse tamamen kontrol altına aldı süreci. Erken aşılama sürecine başladılar. Yüzde 75’e eriştiler aşılamada. Onlar kapanmayı ve ‘Eğitim olacak mı olmayacak mı’ sorusunu konuşmayacak artık. Salgının içinde, yönetilebilir bir hastalık gibi davranacaklar. Biz ise kritik bir eşiğe gidiyoruz, ölüm sayımız artıyor. 3 günde 300 kişi öldü, çok fazla bu. Kabul edilebilir rakamlar değil. 2-4 hafta sonra hastaneler çok dolduk demeye başlarım, 2-4 hafta sonra hepimiz ciddi eşiklere geleceğiz.”

‘Ankara’da ciddi artış göreceğiz’

Özellikle yoğun turist alan illerdeki Kovid-19 artışına dikkat çeken Prof. Dr. Şenol, ‘Türkiye’nin yurt dışından girişler konusunda rahat davrandığını’ belirtti ve şunları ifade etti:

“Çok turist alan illerde, çok ciddi bir tırmanma var. Mesela Antalya’da bugün sağlık çalışanlarının izinleri iptal edildi. Peş peşe gelecek o iller. Biz, kapıdan giren insanlara aşı sormadık. PCR konusunda da rahat davrandık, karantina konusunda da. Oysa çok aşılama yapan İngiltere ve İspanya’da; birbirine geçiş konusunda da, Avrupa dışından yolcu alışı konusunda da son derece titiz davranıyorlar. Aslında bizim açılış dediğimiz noktada kısıtlamayı sürdürdü onlar. Türkiye’de illerin yaklaşık yüzde 80 kadarı kritik sınır dediğimiz yüz binde 100’ün çok üzerinde. Yüz binde 100’ü ona katlayan iller var.”

Prof. Dr. Şenol, Ankara için de ciddi bir artış beklediğini dile getirdi ve “Ankara’da 1-2 hafta içerisinde ciddi bir hasta artışı göreceğiz. Ankara’da çok fazla hastane var. 2-4 haftalık periyottan sonra belli olacak. Şehre toplanma başlayınca bunu göreceğiz” dedi.

‘Klima çarpması diye bir şey yok’

Delta varyantı ile nezle belirtilerinin benzer olmasından dolayı, iki hastalığın birbiriyle çok karıştırıldığının altını çizen Prof. Dr. Esin Şenol, ‘Klima çarpması’ diye adlandırılan soğuk algınlığı konusuna da şu sözlerle açıklık getirdi:

“Klima çarpması diye bir şey yok. Klima çarpması dediğimiz şey, kalitesiz hava nedeniyle, iç derimiz, burun ve ağızın şişmesidir. Kısa sürede düzelir. Deltanın belirtileri değişti. Delta varyantı buruna çok yapışıyor ve dağılıyor. Onun için de nezle belirtisi yapıyor; ateş veya soğuk algınlığı gibi. Üst solunum yolunu daha çok iltihaplandırıyor. Deltada kırıklık ve halsizlik olmadığı için nezle ile çok karıştırılıyor. Kimlerde kırıklık ve halsizlik olmuyor? Birinci doz aşısını yaptırmış, kısmi bağışıklığı olan kişilerde ya da ikinci doz aşısını yaptırmış ve üzerinden 6 ay zaman geçmiş, kısmi bağışıklığı olan kişilerde.”

‘Eğitimsiz kalmak çocuklara Kovid’den daha büyük zarar verdi’

Okulların kapalı olmasının çocuklara Kovid-19’dan daha fazla zarar verdiğini belirten Şenol, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Okullar açılmak zorunda. Eğitimsizliğin verdiği hasar, çocuklara Kovid-19’un hasarından daha büyük hasar verdi. Çocuklar zihinsel olarak durdular. Okul sadece öğretilen şeyler değil. Çırak olan, gelin olan çocuklar var. Bunları düşününce, eğitim başlamalı. Okulların güvenli kılınması için hiçbir çalışma yapılamadı. Bu sadece Sağlık Bakanlığı’nın değil Milli Eğitim Bakanlığı’nın da ayıbı. Vazgeçemediğimiz turizmciler yüzünden, Antalya bölgesinde okullar açılmazsa bu, salgının mı suçu olacak?”

‘Aşı değil Kovid-19 kısırlık yapabilir’

Şenol, aşı karşıtlarının destekledikleri savların altının boş olduğunu vurguladı ve “Aşı olmasaydı salgın ne zaman biterdi? 4 milyar kişiyi turladığında bitecekti. 200 milyonu 1 yılda geçtiysek 4 milyarı 10 yılda geçerdik. 10 yıl bunu yaşamaya tahammülümüz var mıydı?” diye sordu.

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a programda, Kovid-19 aşılarına ilişkin spekülasyonlar da soruldu. Şenol, mRNA aşılarının vücuttaki etkilerini şu şekilde anlattı:

“Kısırlık yapması gibi bir mekanizma aşılar için söz konusu değil. Aşı nasıl yapılıyor? Aşıyı kolumuza yapıyoruz ve bağışıklık sistemi hafızasına aşıyı alıyor. Aşı başka yere dağılmıyor. mRNA’nın başka bir yerde başka bir iş yapabilmesi söz konusu değil. Yarım saat, bir saat içerisinde kendini imha ediyor zaten. Aşı ile kısırlık ilişkili değil, ancak Kovid-19 ile kısırlık ilişkisi olabileceği düşünülüyor.”

‘Aşı karşıtlığı tıbba ve bilime ihanettir’

Türkiye’de aşılama oranlarının çok düşük olduğunu dile getiren Şenol, aşı karşıtlığına ilişkin de net konuştu:

“Aşı karşıtlığı tıbba ve bilime ihanettir. 150 yıllık bir şey aşı ve insanoğlunun ömrünü 30 yıl uzatan, dünyadaki en önemli halk sağlığı başarısı sayılmış bir uygulamadır. Son derece emniyetlidir. Türkiye’de aşılama iyi gitmiyor. Varmak istediğimiz yer ile bulunduğumuz nokta arasında 2-3 aylık süre var. Bu Delta varyantı kasar kavurur ortalığı. Türkiye aşılama kapasitesini kullanmıyor. 18 yaş üstü nüfusun sadece yüzde 32’si bağışık kabul edilebilecek bir noktaya geldi. Güneydoğu’da pek çok ilde yüzde 20’ler civarındayız aşılamada. Aşı tereddütlerini gideremiyoruz çünkü bölgesel özellikleri gözetemiyoruz. Bizim için mucize, mRNA aşısının iki Türk bilim insanı tarafından zorla elimize bırakılması ile oldu.”

‘Eski normal uzun bir süre yok’

Ne zaman eski hayatımıza döneriz?’ sorusuna Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’un yanıtı ise şöyle oldu:

“Eski normal uzun bir süre yok. Biz bu hayatı bu riskle yönetmeyi öğrendik ve öğreneceğiz. Başladığından beri virüs 3 aşamadan geçti. Bir orijinal virüs vardı, ardından alfa, sonra da delta geldi. Delta bir süper varyant, yani çok bulaştırıcı. Dakika ve saniyeler içinde bulaştırıyor. Bu virüsü de kızamık gibi 3-6 ayda bitiremeyiz çünkü aşıyı dünya eşit paylaşmıyor. Dünya yamalı bohça gibi. Dünyanın aşısız taraflarından yeni varyantlar geliyor. Çok hareketlendi. Büyük bir şey olur mu tekrar? Yıllar alabilir ama hep bir olasılık. Temkinli bir dönemden geçmek zorundayız. Salgını bertaraf edemeyeceğimiz için hedefimiz hastalığı bertaraf etmek.”

‘Sağlıkçılar olarak bitme tükenme sendromu yaşıyoruz’

Sağlık çalışanlarının Kovid-19 pandemisi boyunca iş yükünün bir hayli arttığını belirten Şenol, “Bitme tükenme sendromu yaşıyoruz. Taşınamayacak bir yükü taşımaya çalışıyoruz. Türkiye’nin sağlıkçıları olmasaydı Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi olurdu. Sağlık çalışanlarına daha fazla yüklenmenin anlamı yok. Biz normal hastalarımıza bakmak istiyoruz. Türkiye’nin çok fazla bulaşıcı hastalık yükü var” dedi.

Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.