TTB: Deprem bölgesinde ishal, zatürre yaygınlaştı, kadınlarda sistit görülmeye başlandı

TTB: Deprem bölgesinde ishal, zatürre yaygınlaştı, kadınlarda sistit görülmeye başlandı

TTB’nin 10’uncu deprem bülteninde, deprem bölgesinde ishal zatürre ve kadınlarda sistit görülmeye başlandığını açıkladı. “TTB Nerede?” sorusuna ise “Sahaya gelirseniz bizi görürsünüz” cevabı verildi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Deprem Bültenlerinin 10’uncusunu gerçekleştirdi. İshal, zatürre vakalarının görünmeye devam ettiği bölgede kadınlarda da hijyenin sağlanamamasına bağlı olarak sistit görülmeye başlandığı belirtildi. 214 bin 325 hamilenin bulunduğu düşünülen bölgede çalışma yürüten TTB MK üyeleri basında yer alan; ‘TTB Nerede?’ sorusuna cevap vererek; “Biz ilk yıkılan AFAD binasının yakınında değiliz. Kimsenin yardımına el koymak için de beklemiyoruz. Biz sahadayız. Sahaya gelirseniz bizi görürsünüz” diye cevap verildi.

“ADIYAMAN'DA POLİKLİNİK HİZMETLERİNİN VERİLMEYE BAŞLANDI”

İlk olarak söz alan  TTB MK üyesi Dr. Aydın Şirin Adıyaman’dan aktarım yaptı. Şirin, kentte kurulan kimi çadırlarda poliklinik hizmetlerinin verilmeye başladığını söyledi. Adıyaman’da TTB olarak TTB Halk Sağlığı Kolu ve TTB Tıp Öğrencileri Kolu ile çalışma yürüttüklerini aktaran Şirin, gönüllü hekimlerinde çalışmalara katıldığını ifade etti. Şu an 4 noktada sağlık hizmeti verdiklerini aktaran Dr. Şirin; İstanbul Tabip Odası’nın da göndermiş olduğu 3 gezici sağlık istasyonu ile hem muayene hem de bilgilendirme faaliyetlerine devam ettiklerini söyledi. Ayrıca bir lokasyonda da Diyarbakır Tabip Odası ile SES'in bir arada sağlık hizmeti verdiklerini ifade eden Şirin, “TÖK ile burada bulunan İstanbul Tabip Odası’ndan arkadaşlarımızla kadın doğum poliklinik hizmeti veriyorlar.” diye konuştu. Şirin ayrıca yurtdışından gelen farklı milletten hekimlerinde Çelikhan ile Gölbaşı İlçelerinde sağlık hizmeti sunduklarını da söyledi.

Hatay'ın Samandağ İlçesi’nden yayına katılan TTB MK üyesi Dr. Onur Naci Karahancı da; SES ile birlikte çalışma yürüttüklerini ifade etti.

4 noktada gezici, 5 noktada ise revir çalışmalarını yürüttüklerini ifade eden Karahancı, salgına dair riskin devam ettiğini söyledi. Çadır ve tuvalete dair bir çalışmanın halen başlatılmadığını ifade eden Karahancı, “Şunu da buradan ifade etmek isterim. Boyalı basın soruyor; ‘Türk Tabipleri Birliği nerede?’ diye. Çok ciddiye de almıyoruz bunları ama yine de söylemek isteriz. Biz her yerdeyiz. İlk yıkılan binalardan olan AFAD binasının orada değiliz. Kimsenin yardımına el koymak için de beklemiyoruz. O yüzden bizi bulamıyorlar. Biz halkın içindeyiz ve alandayız. Buraya inmeye tenezzül ederlerse…” diye cevap verdi.

Bölgede halen kolluğun şiddet uygulamaya devam ettiğini ifade eden Karahancı, “Koluğun insanların güvenliğini böyle sağlayamayacağını bilmesi gerekir. İnsanların güvenliği öncelikle sığınabilecekleri güvenli evlerdir. Bu insanların hiç biri yağmacı değildir” dedi. Karahancı ayrıca 4 konteynerin Hatay’a geleceğini, ikisini İskenderun için planladıklarını diğer iki tanesini de Mustafa Kemal Üniversitesi çalışanları için planlandığını ifade etti.

“KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİNİ SAĞLAYIN”

Onur Naci Karahancı’nın ardından Gaziantep Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Yılmaz söz aldı ve İzmir’den meslektaşlarının İslahiye ev Nurdağı’nda çalışma yürüten sağlık emekçileri için uyku tulumu göndereceklerini ifade etti.

Ardından Adana’dan yayına bağlanan TTB 2.  Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten halen bölgede en önemli sorunun temiz su olduğunu, suyun bölgeye sağlanmadığını ifade etti. Toplu yaşam alanlarının olduğu Hatay’da karbonmonoksit zehirlenmesi olduğunu ifade eden Ökten; Osmaniye’den de yangın bilgisi geldiğini ve tedbirlerin alınması çağrısı yaptı. Bölgede temizlik malzemelerinin acil bir gereksinim olduğunu ifade eden Ökten, “Sağlık Bakanlığı tarafından bölgenin koruyucu sağlık hizmetleri henüz sağlanmış değil. Bizim bu aşamada buna dikkat etmemiz gerekir.” dedi. Basında yer alan haberlere ilişkin konuşan Ökten, “TTMMOB ve TTB sahanın her yerinde. Bu süreçte kutuplaştırıcı politikalar ile bir yere varamayız.” diye konuştu.

“TOPLU YAŞAM ALANI DEĞİL TOPLAMA KAMPI”

Ökten’in ardından söz alan SES MYK üyesi Sıddık Akın, “Sizin ifade ettiğiniz benzer veriler bizde de mevcut. Şunu ifade edebilirim. Biraz daha kurumsal ve uzun erimli bir çalışmanın startını verdik. Görüyoruz ki bölgede toplum yaşam adı verilen yerler toplama kamplarını andırıyorlar. Halen tuvalet sorunu çözülebilmiş değil; depremin üzerinden 11 gün geçmiş halen vatandaşlar duş alabilmiş değil.” dedi. Akın ayrıca meslektaşlarının bölgede çöp toplama kampanyalarını örgütleyerek toplumu da bilgilendirme faaliyetlerini yürüttüklerini ifade etti.

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan, Adıyaman ve Maraş’ta faaliyet yürüttüklerini söyledi. Turan, Urfa Tabip Odası ile birlikte Adıyaman'da kadın doğum poliklinik hizmeti sunduklarını ifade etti. Turan Diyarbakır Silvan'da Dicle nehri kenarında 4 bine yakın çadırın kurulmasının planlandığını söyledi.

“BAKANLIĞI BİRLİKTE ÇALIŞMAYA ZORLUYORUZ”

TMMOB adına yayına bağlanan TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, 2600 inşaat mühendisi ve 300-500 arası mimar ile bölgede hasar tespit çalışmalarına katıldıklarını ifade etti. Hasar tespit çalışmalarının sonucunun kimi illerde 3 haftaya kadar uzayacağını ifade eden Gül, “Biz Bakanlığı birlikte çalışmaya çok zorladık ancak çok ayak dirediler. Bazı illerde bizden hasar tespit çalışmasına üye arkadaşlarımızı istemediler. Yüzlerce üyemizin yol vb. ücret harcamalarını odalarımız karşılıyor. Yetkililerin bu anlamda bir katkısı da mevcut değil. Tüm bunlara karşın bilirkişi çalışmalarında da hizmetlerimiz oluyor. Savcılık işlemi yapılmadan enkazların kaldırılmamasına dair baskı oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Gül ayrıca geçici barınma alanlarına dair ciddi bir sorun yaşandığını ifade edip, “İnsanlar çadır dahi bulamıyorlar. Yine bu anlamda AFAD ile çeşitli temaslarımız oluyor. Görüyoruz ki AFAD’ı da aşan bir süreç söz konusu. Müteahhitler kanalıyla konyetnır kentlerin kurulmasına dair ihaleye çıkılması, şartnamenin hazırlaması ile ilgili bir süreç var. Ama  henüz tamamlayabilmiş değiller. Bu anlamda sürecin bu kısmını da kötü yönetiyorlar.” dedi.

“BÖLGEDE 214 BİN 325 HAMİLE VAR”

Dr. Güleser Karakoç ise bölgede yaşayan kadın ve kız çocuklarına dair konuştu. Kadın ve kız çocuklarının yardıma ulaşmalarında zorluk yaşadıklarını ifade eden Karakoç, temel ihtiyaçların doğru bir şekilde sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi. Ayrıca yardım dağıtım noktalarının erişilebilir ve güvenli noktalarda olması gerektiğini ifade eden Karakoç, “BM Nüfus Fonu Türkiye verilerine göre deprem bölgesinde 214.325 hamile olduğu verilerini aktardı. Temiz doğum kiti, aşılar bir an önce sağlanmalıdır. Yiyecek dağıtımı yaparken gebelerde göz önünde bulundurulmalıdır. Ve yine göçmen kız çocukları ve kadınlara yönelik şiddetin iki kat arttığı  bilinmektedir. Buna yönelik önlemler alınmalıdır” diye konuştu. Karakoç ayrıca, kendi anadillerinde konuşan personel ve çevirmenlerin de bölgede bulundurulmasını önemine değindi.

“KADINLARDA SİSTİT GÖRÜLDÜ”

Son sözü alan TTB MK Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı illerden gelen raporları kamuoyu ile paylaştı. Fincancı tüm illerde aşı sayısında yetersizlik olduğunu ifade etti. Maraş’ın Türkoğlu İlçesi’nde ishal vakalarının daha fazla gözlemlendiğini sözlerine ekleyen Fincancı, “Numune alındığında bu numunelerin nereye götürüleceğine ilişkin bilgi paylaşımı yok. Buna bağlı sıkıntı var. Koruyucu hekimlik açısından kaynağın neresi olduğunu tespit etmek açısından bu numuneler önemli.” dedi. Kadınlarda hijyene bağlı vakaların görülmeye başlandığı bilgisini paylaşan Fincancı, “Elbistan’da zatürre ve ishal görünmeye başlandı. Kadınlarda da Sistit vakaları görülmeye başlandığını görüyoruz. Temiz suyun bir ana önce sağlanması çağrısını yineliyoruz” diye konuşup temizlik ve hijyene dair de alınacak önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. 

Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.